adscode
adscode

Çocuklarımızı Bu Beladan Nasıl Kurtadacağız?..

Sınavlar, Türk eğitim sistemini kangrene dönüştüren bir virüs gibi.

aguclu@milliyet.com.tr




Sınavlar, Türk eğitim sistemini kangrene dönüştüren bir virüs gibi. Alınan tüm koruma önlemleri, sanki tam tersine işliyor. Güya, dersaneler kapanmış, sınav bağımlılığı ortadan kalkmıştı...

Eğitim sistemimizi esir alan, sınavlardan bir şekilde kurtulmalıyız.
Sınavla girilecek lise kalmadı gibi, üniversitelere girmek ise çoktan sorun olmaktan çıktı.

Peki o zaman bu korkunç yarış niye?

Ne yarışı diyenler, ne olur artık, deve kuşu gibi başını kumaçgömmekten vazgeçsin.
İşte gelinen son nokta:

“Abbas abi iyi günler. Abi ben lise 4 öğrencisiyim.
İlk 3 yılımı devlet teşviği ile ve çalışarak temel lisede tamamladım.
Ama maalesef bu sene maddi imkanlardan dolayı ücreti tamamlayamadığım için bir düz devlet lisesine geçmek zorunda kaldım.
Ama maalesef ki sende iyi biliyorsun ki bu son senemde üniversiteye hazırlık olarak dershaneye gitmem gerekiyor.
Okulda üniversite hedefimi tutturmam çok imkansız.
Abi ben birçok yere başvurdum burs için kaymakamlık dahil ama bir sonuç alamadım.
Abi bu son senemde benim dershaneye gidebilmem için burs ayarlamam için yardımcı olur musun ?
Zaman geçiyor 3 ay nerdeyse hemen hemen geçti ben kendimce birşeyler yapmak istiyorum ama olmuyor işte.
Kitap alsam tüm dersler 1500 TL civarı tutuyor ya çaresiz kaldım lütfen bana yardımcı olur musun ?
Çünkü senin eğitime verdiğin desteği ve çalışmaları biliyorum bir cevap yazarsan sevinirim...”

Olaya, neresinden bakarsanız bakın, her yönüyle tam bir hayal kırıklığı!
Görünen o ki, temel liseler bir işe yaramadı, Dersane ve test kitaplarına bağımlılık aynen devam ediyor. Burs alan öğrenciler bile ortada kalmış durumda...

Peki arkadaşımıza önerimiz nedir?

Müfredat dışında soru sorulmayacağı için okul derslerine ağırlık vermesini ve bol bol kitap okumasını öneririm.

Ve bu kitaplar ders kitapları değil, ilgisini çeken her türlü kitap olabilir.

Bu arada bir İngilizce kursuna ve spor salonuna yazılmak isterse elbette destek oluruz. Ama önce şansını kendisi denemeli...

İyi okul ya da iyi üniversite olmadığı gibi iyi bir meslek de yoktur.

Önemli olan sizsiniz, o öğretim kurumlarına değer kazandıran sizlersiniz, yine aynı şekilde ilginizi çeken ve severek yapacağınız her meslek, en iyi meslektir.

Bugünün dünyasında, öğrenmenin bin tane yolu var.
Hele ki yabancı dil öğrendiğinizde, dünyanın bütün üniversitelerinin dijital derslerine ulaşmanız mümkün.

İşte bu yüzden dersaneye gidemiyorum ya da test kitapları alamıyorum diye karalar bağlama yerine, kendinizi, sizi en iyi şekilde donatacak, bir yol izlemelisiniz.

Kötü komşu ev sahibi yapar misali, ortaya çıkan bu zor durum, size çok daha iyi bir yol haritası hazırlama fırsatı yaratabilir. Yeter ki kendinize güvenin...


Üniversitelerde bu yıl 200 bin kontenjan boş kaldı ve milyonlarca üniversite mezunu işsiz. Yani, üniversite diploması, çok önemli ama her şey değil.
Siz yine de mutlaka okumalısınız.
Ve hayalini kurduğunuz meslek nerede ise o üniversitelerden birine girmeniz yeterli.
Sonrası size kalmış durumda.

Eğer girdiğiniz üniversiteyi ve seçtiğiniz mesleği ciddiye alır ve kendinizi en iyi şekilde yetiştirmeye çalışırsanız, emin olun, şu an için kaçırdığınızı sandığınız fırsatların çok daha fazlasını yakalayabilirsiniz...

Kendinize güvenin yeter. Yeni sınav sistemleri, dersaneye ya da test kitaplarına göre değil, okuma hızınıza, muhakeme gücünüze ve analiz yeteceğinize dayalı olacak...

Bol bol okuyun, okurken düşünün ve bol bol da hayal kurun, gerisi gelecektir...


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)