adscode
adscode

Eğitimde Sınav Yoğunluklu İkinci Dönem Başlıyor!

2015-16 Eğitim yılının ikinci dönemi 8 Şubat 2016 Pazartesi günü başlıyor.Öğrencileri ikinci dönemde birinci dönemden kalan sorunlar, eğitim tartışmaları ve sınav yoğunluğu olan günler bekliyor.

alaaddindincer@egitimajansi.com




Birinci dönemden kalan sorunlar ve tartışmaların öne çıkan konu başlıklarına bu yıl sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ilçelerde akamete uğrayan eğitim sürecinin yarattığı mağduriyetlerin etkileri eklenmiş durumdadır. Sokağa çıkma yasakları nedeniyle öğrencilerin yaşadığı mağduriyetler ikinci dönemde de sürecek gibi görünmektedir.

Mart ayında YGS ile başlayacak sınav yoğunluklu bu dönem Temmuz ayı başında yapılacak açık öğretim ortaokul ve lise sınavlarının ikinci etabı ile sona erecektir. 4 ay sürecek bu sınavlardan YGS ‘ye 2,3,açık öğretim sınavına 1,9,ortaokul 8.sınıfların ortak sınavına 1,3,PYBS sınavına 1 milyon öğrenci girecektir. Sınavlarda toplamda 6,5 milyon öğrenci geleceklerini sınayacakları adaletsizlikler ile dolu bir yarışın içinde olacaktır. YGS’ye giren öğrencilerin 1 milyonu Haziran ayında yapılacak LYS’ye tekrar girerken, açık öğretimde ise 1,9 milyon öğrenci ikinci defa kendilerini sınav ortamında bulacaktır. Eğitim bileşenlerini yakından etkileyen sonuçlar ve tartışmalar üretecek bu sınalı dönem aynı zamanda sisteminde kendini test edeceği bir dönem olacaktır.  

İkinci dönem başlarken sınavların sonuçlarına ilişkin yaşanacak tartışmalara ilaveten aşağıda yazılı sorun ve gündemlerinde varlığını sürdüreceğini söylemek olanaklıdır.

-Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ilçelerde, özellikle 7 ilçede(Silopi, İdil, Yüksekova Cizre, Sur, Nusaybin ve Dargeçit) eğitim alan 200 bin öğrenci için sorunların süreceğini söyleyebiliriz. Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ilçelerde psiko sosyal destek dahil telafi eğitimi daha fazla zaman kaybetmeden ve çocuklar kendi yaşam alanların koparılmadan uygulamaya konulmalıdır.

-13 Yılda 240 bin derslik yapılmıştır. Bir dersliğe düşen öğrenci sayısı azalmış olmasına rağmen hala 17 bin okulda ikili eğitim yapılmakta,15 büyük kentte sınıf mevcutları standartların çok üzerindedir. Bu alandaki açıkları kapatmak için 2016 yılında en az 50 bin derslik yapılmasını hedefleyen bir planlama ve yatırım yapılmalıdır.

-13 yılda 500 bin öğretmen ataması yapıldı.500 bin atamaya rağmen öğretmen açıkları kapatılamadı. MEB Norm kadro uygulamasına göre 125 bin öğretmene ihtiyaç bulunmaktadır. Atanmayı bekleyen 2015 KPSS’ye girmiş 286 bin öğretmen kadro beklemektedir. Şubatta 30 bin öğretmenin atanmasının ardından atanmayı bekleyenlerin sayısı azalacak, açıkların bir bölümü kapatılmış olacaktır. Geride kalan atanmayanların akıbetinin ne olacağı ise belirsizliğini korumaktadır. Bu belirsizliği sona erdirecek çözümlerin tartışmaya açılarak sorun kalıcı bir çözüme kavuşturulmalıdır. Aynı durum üniversitelerde ihtiyaç duyulan akademik personel sayısı için geçerli olup bu alanda da yeterli sayıda karo tahsisi yapılmalıdır.

-Okullarda teknolojinin ve bilişim araçlarının alt yapı kurulumunda ve kullanımında eskiye oranla oldukça iyi sayılabilecek duruma gelindiğini söyleyebiliriz. FATİH Projesi kapsamında dağıtılan 1 milyon 438 bin 700 tablet bilgisayar ile 432 bin etkileşimli tahta(Kaynak MEB açıklamaları ve 2015 hedefler raporu)dağıtımının hedeflere uygun yürümediği gerçeği raporlarda belirtilmektedir. Projenin yeni eşitsizlik alanı oluşturmaması için hedeflere ulaşacak düzeye getirilmesi yararlı olacaktır.

-Ayrımcılık eğitim ve yükseköğretim bileşenlerine yönelik olarak her alanda(Cinsiyet, siyasi, kültürel, kadrolaşma vb gibi) farklı olana tahammülsüzlük ve cezalandırma, kendine yakın olanı koruma ve ödüllendirme biçiminde yaşanmaktadır. Ayrımcılığın diğer boyutları pratikte geliştirilen yaptırımlar, engeller ve yasaklar uygulanarak yürütülmektedir. Eğitim bileşenlerine idari ve yasal uygulamalarda liyakate özen göstermek, eşit ve adil davranmak hukuksal zemininin güçlenmesine katkı sağlar. Yönetenlerin yönetilenlerin haklarına saygı göstermesi bir gelişme göstergesidir. Bunu yakalamak için ayrımcılığı yok etmek mümkündür.

-Okulların deprem güvenliği, sınıf tekrarı ve okul terkleri(Özellikle sınıf tekrarı 43 il ortalaması Türkiye ortalamasının üstünde.(Kaynak MEB 2015 KMD ve Beklentiler Raporu) eğitim ve bilim emekçilerine (TÜRK İŞ’in açıkladığı 4530 liralık yoksulluk ücretinin)altındakilere bu ücrete eş değer ücret verilmesi yaşam koşullarının iyileştirilmesi. Yükseköğretim kanunun demokratikleştirilmesi, okullara genel bütçeden ödenek aktarılması, üniversite yerleşkeleri ile okulların barınma, beslenme, spor, sanat, laboratuvar, atölye vb gibi eklentilerin açıkları kapatacak yeterlilik düzeyine çıkarılması.
 
Sonucu Sayın Milli Eğitim Bakanının 2015 Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporunun giriş bölümünde yer alan sunuşun ilk paragrafındaki alıntı ile bağlayalım. Sayın Bakan sunuş bölümünde şöyle diyor  ‘Hayata hazır, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştiren eğitim sistemini vizyon olarak belirlemiş olan, MEB misyonu düşünme, anlama, araştırma ve sorun çözen yetkinliği gelişmiş, bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış, milli kültür ile insanlığın ve demokrasinin evrensel değerlerini içselleştirmiş; iletişime ve paylaşıma açık, sanat duyarlılığı ve beceri gelişmiş; öz güven, öz saygısı, hak, adalet ve sorumluluk bilinci yüksek, gayretli, girişimci, yaratıcı, yenilikçi, barışçı, sağlıklı ve mutlu bireylerin yetişmesine ortam ve imkan sağlamaktır.’
Bu görüşlerin büyük bölümüne katılmamak mümkün değil. Umarız söylenenler kağıt üzerinde kalmaz yaşama geçer. Bizlere düşen yukarıda bir bölümü sıralanan ve onlarcasını daha sıralayabileceğimiz sorunlara ilişkin uyarılar, eleştiriler ve çözüm önerilerinde bulunmaya devam etmektir. Bunu yapmaya devam edeceğiz. alaaddin  eğitimci 07/02/2016
                                                                       
 
 
 
 
 

Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)