adscode
adscode

Ücretli Öğretmenlik MEB’in Can Simidi Oldu!

Öğretmenlik alanı her dönem tartışma konusu olmuş, gündemdeki yerini korumuş bir alandır.

alaaddindincer@egitimajansi.com




Bunun nedeni, öğretmenliğin gelecek kuşakları yetiştirme ve bu kuşaklara rejimin ideolojik yönelimlerini taşıma görevi tanımlamasında yatmaktadır. Öğretmenlik mesleği bugün OHAL KHK’ları ve emeklilik depremi ile sarsılıyor. Depremin nedenleri olarak ihraçlar ve açığa almalar, yeniden başlatılan “sözleşmeli kölelik” uygulaması ve mülakatlar ile deneyimli öğretmenlerin emekli olmak için sıraya girmiş olması öğretmenler tarafından sıralanıyor.

 

Öğretmenlere yaşanan bu furyanın arkasında yatan nedenlerin başkaca neler olduğunu sorduğumuzda aldığımız diğer yanıtlarda geleceğe ilişkin duyulan kaygıların, umutsuzluk ve mutsuzluğun ilk sırada geldiğini görmekteyiz. Bu nedenlerin yanı sıra siyasi baskılara, kadrolaşmaya, ekonomik, sosyal, özlük ve idari konulara odaklanılmaktadır. Müfredatın ve sistemin sürekli değişmesi, iş güvencesinin tehdit altında olması, tükenmişlik sendromu gibi rahatsızlıklar diğer sorunlar olarak öne çıkmaktadır. Ardından itibarsızlaştırma, öğretmenliği teknisyenlik konumuna dönüştürme, mobing, aşağılanma ve ötekileştirilme ve anti demokratik mevzuat ile uygulamalar gelmektedir.

 

Öğretmenlere yönelik yapılan profil araştırmasında öğretmenlerin % 25,12’si fırsat bulduğunda ya da olanakları daha iyi olan bir mesleğe geçebilme şansı olsa öğretmenlik mesleğini bırakmayı düşüneceğini söylemektedir. Yine aynı araştırmada öğretmenlerin %54,6’sı öğretmenlik mesleğinin toplumda saygı görmediğini ifade ediyor. (Kaynak Eğitim Sen DEK Çalışması)

Belki de öğretmenler emekliliği mesleği bırakmak için bir fırsat, toplumda saygınlık görmemeyi bir gerekçe olarak görüyor olabilirler.

 

Öğretmen açıkları sorunu ülkenin hiç kapanmayan yarası olma özelliğini korumaya devam ediyor. Okulların açılmasına çok az bir zaman kalmış olmasına rağmen bu sorun hala çözülmedi. Çözülecek gibi de durmuyor. MEB’e bağlı resmi kurumlarda 2017 Faaliyet Raporunda yer alan sayısal verilere göre 885 bin 832 öğretmen görev yapmaktadır. Bu öğretmenlerin yaklaşık 130 bini idareci, yaygın eğitim müdürlükleri bünyesinde ve diğer kurumlarda görevlendirilmiştir. Bu sayılar düşüldüğünde sınıflarda ders veren öğretmen sayısı 735 bine düşmüş oluyor.

 

İlçe MEM’lerin internet sitelerine bakıldığında 6,7. ve 8 aylara ait ücretli öğretmenlik için başvuru duyurularının yoğunluğu göze çarpmaktadır. Ek ders ücreti ödemeli ve geçici süreli çalıştırma esasına dayanan ücretli öğretmen ilanlarının belli illerle sınırlı olmayıp, hemen hemen bütün illeri ve bu illere bağlı ilçelerin büyük bir bölümünü kapsadığını görmek mümkün. İncelenen 17 büyük şehre bağlı 345 ilçe. Bu ilçeler arasında büyük şehirlerin merkez ilçeleri de bulunmaktadır. An itibarı ile Türkiye’de 957 ilçe vardır. İncelenen 345 ilçenin genel içindeki oranı yüzde 36,05’dır.345 ilçenin 246’sında ücretli öğretmenlik duyurusu yapılmıştır. Duyuru bulunmayan bazı ilçe müdürlüklerinin internet sayfalarının 2017 yılının haziran ayından bu yana güncellenmediği görülmüştür. İlan veren ilçeler ülkede bulunan okul, öğretmen ve öğrenci sayısının büyük bir bölümünü bünyesinde barındırmaktadır.

 

Örneğin; İstanbul’un 39 ilçesinin 36’sı,Ankara’nın 25 ilçesinin 7’si,İzmir’in 30 ilçesinin 16’sı,Kocaeli’nin 12 ilçesinin 12’si,Bursa’nın 17 ilçesinin 9’u, Gazi Antep’in 9 ilçesinin 9’u,Şanlı Urfa’nın 13 ilçesinin 13’ü,Antalya’nın 19 ilçesinin 14’ü, Adana’nın 15 ilçesinin 14’ü

Ücretli öğretmenlik için başvuru yapılması duyurusunu internet ortamında yayımlamış durumda. Benzer durum diğer bazı iller içinde geçerlidir. Örneklem alınan diğer iller; Manisa’nın 17 ilçesinin 8’i,Samsun’un 17 ilçesinin 11’i, Ordu’nun 19 ilçesinin 13’ü, Erzurum’un 20 ilçesinin 13’ü, Van’ın 13 ilçesinin 8’i, Diyarbakır’ın 18 ilçesinin 13’ü, Konya’nın 31 ilçesinin 25’i,Tekirdağ’ın 11 ilçesinin 11’i ek ders ücreti ödemeli ücretli öğretmenlik duyurusu yapmış görünmektedir.

Ücretli öğretmeler,

*Açık ve ihtiyaç bulunan dersler,

*Özel eğitim sınıflarına yardımcı öğretmenlik,

*Yıl içinde rapor ya da ücretsiz izin alanlar için değerlendirilmek üzere istihdam edilmektedir.

 

Son Bir Yılda 23 Bin Öğretmen Emekli Oldu!

Öğretmenlerin hizmet ve yaş sürelerinin dağılımına bakıldığında yaş sınırının gençleşmekte olduğunu görmekteyiz. Öğretmenlerin hizmet süreleri; 0-10 yıl arası %52,10-20 yıl arası %27, 20-30 yıl arası %13, 30 ve üzeri %8’dir. Öğretmenlerin yaş ortalamaları;30 yaş altı %35,6, 30-39 yaş %33, 40-49 yaş arası %22,9, %8,5’i 50 ve üzeri yaş olarak görev yapmaktadır. Bu dağılım bize önümüzdeki 5 yıl içerisinde eğer böyle devam ederse 50 ve üzeri yaştaki öğretmenlerin emekli olacağını göstermektedir

 

Emeklilik başvurularında son on yılın rekoru sayılacak yoğunluk yaşanıyor. 31 Temmuz 2016 ile 31 Temmuz 2017 tarihleri arasında 9 bin 760’ı 2016 yılının Temmuz ayında, bin 623’ü 2017’nin Şubat ayında 11 bin 643’ü bu yılın Temmuz ayında olmak üzere son bir yılda toplamda 23 bin 26 öğretmen emekli oldu. Bunun yanı sıra 33 bin öğretmen ihracı, 7 bin 300 öğretmenin on aydır açıkta olması, yaklaşık 5 bin öğretmenin idareci yapılması derken 2016 yılının Şubat ayından bu yana yapılan 70 bin atama ancak bu açıkları karşılamaya yetti. Bu tabloya bakarak 70 bin atama yapılmadan önce açıklanan öğretmen ihtiyacının devam etmekte olduğunu söyleyebiliriz. Son on beş yılda yapılan atamalara sürekli vurgu yapılıyor. Öğretmenleri üçte ikisinin son on beş yıl içerisinde atandığı vurgusu doğrudur. Atamaları yapanlar bunu kendileri için bir övgü olarak görmekte de haklı olabilirler. Ancak öğretmenliğe atanamayan ve öğretmen olmak için öğretime devam etmekte olan sayıları bir milyonu bulan insanımızın ne olacağına da çözüm üretilmesi gerekmektedir.

 

Sonuç olarak, nedenler, rakamlar, araştırmalar ve sonuçlar öğretmenlerin sorunlarının bitmediğini, bitmek bir yana artarak sürdüğünü göstermektedir. Bakanlık deneyimli öğretmenlerin emekli olma nedenlerini mutlaka araştırmalıdır. Çünkü öğretmenler, emeklilikten sonra aradan geçen çok kısa bir zamanın ardından ya özel okullara yönelmekte ya da başka işlerde çalışma arayışına girmektedirler. Bakanlık, eğitimin ve öğretmenliğin niteliği konusunda oldukça hassas ve büyük bir çaba içinde olunduğunu sürekli gündemde tutmaktadır. Bu yaklaşımı olumlu olarak değerlendirmek, atılan adımların bu yaklaşımı destekler nitelikte olduğunu söylemek mümkün.

 

Ancak bütün bu olumlu gelişmelere paralel yapılan bazı hatalı, yanlış, yanlı, kayırmacı uygulama ve tutumlarında hızla terk edilmesi gerekmektedir. Bu tablo karşısında açıkta bulunan öğretmenlerden soruşturması tamamlanan ve göreve başlatılmasında sakınca görülmeyenlerin göreve başlatılması, ihtiyaçlar doğrultusunda ilk atama yapmak üzere kadro ilanlarının yapılması zarurettir. Bu gerçekleşmezse güncellenen müfredatın uygulanması ücretli öğretmenler tarafından yürütülecektir. İş güvencesinden yoksun ücretli öğretmenler tarafından yürütülecek müfredatın başarılı olması pek çok soru işaretlerinin oluşmasına yol açacaktır. O nedenle hemen şimdi en az 30 bin öğretmen ataması için girişimler başlatılmalıdır.

 

Geleceğin nesillerini siyasetçiler ve eğitime yabancı güçler değil eğitimciler yetiştirecekse o zaman öğretmenlik mesleğine ve öğretmenliğe hak ettiği değer verilmelidir. Meslekte deneyim, uzmanlaşma, tecrübe ve liyakat yılların birikimi ile kazanılan özelliklerdir. Uzun yıllara dayanan bu özellikleri kazanmış öğretmenlerin en verimli ve üretken oldukları dönemlerinde emekli olmalarına yol açan sorunlar üzerinde düşünülmelidir. Emekliliğe neden olan sorunlar giderildiğinde meslekten ayrılmalar azalacak, kazanan çocuklarımız, toplum ve ülke olacaktır. Yukarıda ifade edilen gerçeklerden hareketle ülkeyi ve eğitimi yönetenlerin hafızalarına silinmemek üzere kaydetmesi gereken düşünce, öğretmenlere yapılan yatırımın ülkenin ve toplumun geleceğine yapılan yatırımla eş değerde olma gerçeğidir.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)