adscode
adscode

EĞİTİM SEKTÖRÜNDE MARKALAŞMAK VE YÜKSEKÖĞRENİM KURUMLARINDA “ETİKET”LER

damlaaktan@gmail.com




Yazmaya çok küçükken başlamış biri olarak, eğitim sektöründe ilerlerken gördüğüm ve deneyimlediğim en önemli şeylerden biri “marka” olgusu ve etiketlerin markalaşma yolunda kurumlara nasıl büyük katkılar sağladığı oldu. 

İlkokuldan lise sona dek İzmir’in en köklü eğitim kurumlarından biri olan Çakabey Koleji’nde, sonrasında ise tüm lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimlerimi burslu olarak yine İzmir’in saygın kurumlarından biri olan İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde tamamladım. 

Çakabey, ismi itibari ile bir marka olma özelliğinin yanı sıra, öğrencilerine sunduğu kampüs olanakları ile de başlı başına bir marka idi. Burada geçirdiğim yıllar boyunca gözlemlediğim en temel marka kimliği, kuruluş aşamasında atfedilen ismin İzmir ve insanlık tarihi açısından öneminin verdiği kimlik gücü ve bu doğrultuda inşaa edilen değer yargıları çerçevesinde geliştirdiği hizmet anlayışı idi. Çakabey’in, değişen yönetim sürecinden sonra bile hala İzmir’in en köklü eğitim kurumlarından biri kalmasının iki temel nedeni var. Biri akademik eğitim anlayışı ve markalaşma sürecinde her zaman “öncü olma” etiketini kullanması, diğeri ise öğrencilerine henüz lise yıllarında sunduğu doğal ve geniş kampüs ortamı.  İsminiz kim olduğunuzdur, yerinizse, nasıl yol aldığınızdır. 

Eğitim kurumlarında markalaşma yolundaki en büyük güçlerden biri, hem mezunlarınızla, hem verdiğiniz akademik alt yapı ile kalıcı olabilecek sıfatlarla o kurumu donatabilmek, daha da önemlisi uzun soluklu ilişkiler kurabilmektir. Çakabey Koleji’nden mezun olmuş sayısız başarılı ismin, bugün hala kurum tarafından “marka” isimler olarak ağırlandığı, kurum aidiyetinin yalnızca kurum içinde çalışanlar arasında değil, mezunlara dek uzanan bir süreçte işlediği gerçeği, belki de değişen yönetimlere rağmen koruyabildiği marka kimliğinin ardında saklı en büyük güçlerden biridir.

Diğer bir yandan, bir yükseköğrenim kurumunu –bunca artan üniversite arasında- kalıcı bir marka haline dönüştüren donanımlardan bir diğeri, uluslararası etiketler ve sınırları aşabilen bir marka kimliği oluşturabilmektir. Markanın yalnızca sözcük ya da logolardan ibaret olmadığı günümüzde, güçlü bir altyapı dört eksende var olan paydaşlara sunduğunuz artı değerlerden, başka bir değişle altı doldurulmuş “etiket”lerden geçer.  Aday öğrencilere, mevcut öğrencilere, mezunlara ve çalışanlara. 

İzmir Ekonomi Üniversitesi, İzmir Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfı tarafından 2001 yılında kurulmuş, İzmir’in ilk vakıf üniversitesi olması itibari ile, alanında bir ilke imza atarak markalaşma yolundaki ilk etiketini oluşturmuştu. Öncü olmak marka olmanın kapı zilidir bence. Çünkü başlattığınız her şey, ardından başkalarını sürükler ve devam etme, ya da yeni yollar başlatma cesareti verir. İşte o nedenle, öncü olmak markalaşmanın ilk koşuludur. 

İkinci koşul ise, başlattığınız her şeye eklediğiniz artı değerleri, mevcut sınırlar içerisinde bırakmamak. Yani, ulusal sınırları aşmak. Çünkü bugünün dünyası da, bugünün öğrencisi de, sınırları aşarak dünyaya geldiler. Bu noktada sunulabilecek en büyük etiket İzmir Ekonomi Üniversitesi tarafından öğrencilere sunulan “Diploma Eki Etiketi” gibi, alınan diplomanın ülke sınırlarını aşan denklikler sunduğunu belgeleyebilmektir. Görünen, görünmeyenin aynasıdır.

Diploma Eki Etiketi, Avrupa Komisyonu tarafından eğitim kurumlarına belirli şartların sağlanması sonucunda verilmesi uygun görülen, öğrencilerin diplomaları ile birlikte almaya hak kazandıkları, uluslararası saydamlığı pekiştirmeyi hedefleyen ve elde edilmiş yeti ve becerilerin ve de bunların ifade edildiği diploma, derece, sertifika gibi belgelerin, akademik ve meslekî tanınmasını sağlamaya yönelik belgedir. İşte size markalaşma yolunda artı değer katacak bir etiket daha… Sınırları aşabilmek, evrensel markalaşmanın ilk adımdır. 

Tüm bunlara ek olarak, yükseköğrenim kurumlarının markalaşma yolunda dikkate aldığı bir diğer etiket ise, Üniversite Memnuniyet Anketleri. Çeşitli skorlarla üniversitelerin değerlendirildiği Türkiye Üniversite Memnuniyet Anketleri, hemen hemen her marka yükseköğrenim kurumunca dikkate alınan ve tüm marka iletişim süreçlerinde ifade edilen bir etiket haline gelmeye başladı. TÜMA’da A+ skoru alabilmek, markalaşma yolunda koşabilmekle eş değer… Çünkü müşteri, yani ister eğitimine para ödesin, ister ödemesin, eğitim sektöründe öğrenci veli nimettir. Öğrencinin gözünde markalaşmak, öğrenciyle birlikte markalaşmak, yükseköğrenim dünyasında markalaşmakla eşdeğerdir. 

YÖK tarafından 2018 yılında açıklanan istatistiklere göre, Türkiye'de 2017-2018 öğretim yılında üniversitelerde 7 milyon 560 bin 371 öğrenci eğitim alıyor. 6 milyon 963 bin 903'ü devlet, 589 bin 307'si vakıf üniversitelerinde, 7 bin 161'i de vakıf meslek yüksekokullarında öğrenim görüyor. Böyle bir ortamda, Türkiye iş gücüne bunca aktif mezunun katılacağı bir dünyada, en büyük farklılık mezunlarınızın profilleridir. İşte bu noktada Mezun Veri Tabanları devreye giriyor. Her mezunun koyabileceği bir katkı mevcuttur dünyaya. Kimisi başarılarıyla marka kimliğinizi taşır, kimisi başarısızlıklarıyla. Başarısız bile olsa, ki başarı göreceli bir kavramdır- mezun olduğu kurumun ismini taşıdığı her iş alanında, sizden bir parçayı dünyaya aktarır. Başarısız öğrencilerden ders alarak, eksiklerinizi yeni etiketlerle geliştirebilmek için mezun veri tabanlarını dönem dönem güncellemek ve başarısızlık nedenlerini iyileştirecek çalışmalar yapmak, markalaşabilmenin destek unsurlarından biri olarak avantaja çevrilebilir. Zayıflıklardan yaratılabilen güçtür markalaşmak…

Ve bir de teknoloji… Dünyada size en uzakta yer alan Amerikan Başkanı ile bile aranızda bugün maksimum 6 kişinin var olduğunun teorilendirildiği bir düzende, yenilikten uzak bir markalaşma söz konusu olamaz. Eğitim sektöründe yine İzmir Ekonomi’nin izlediği “Akıllı Kampüs” projesi, teknolojik rekabetle markalaşmanın en “akıllı” örneklerinden biri. Artıları ve eksileri tartışılabilecek olmakla birlikte, Akıllı Kampüs projesi, derslikleri en son teknoloji akıllı projeksiyonlar, kameralar ve dokunmatik PC’lerle donatmak üzerine kurulmuş bir sistem.

Y ve Z kuşaklarının öğrenme şekillerine göre kampüsün tamamını şekillendiren İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde, öğrenciler istedikleri zaman ve yerde derslerini canlı ya da kayıttan izleyebilme, sınıf arkadaşlarıyla ortak proje yapabilme, istedikleri an akademisyeniyle iletişime geçme, aklına takılan sorulara yanıt bulma imkanına sahip. Öğrenciye sunacağınız her yeni iletişim modeli, sizin kurumsal markalaşma yolunuzu açacak kilitlerden biridir. Teknoloji iletişimdir, iletişim markalaşmanın ana dilidir. 

Son olarak, üniversite-sanayi-STK işbirliği, bugünün küreselleşen ve toplumsal dönüştürücü rol oynayan her paydaşı bir araya getiren en önemli olgu haline geldi. Bunu gerçek anlamda hayata geçirmeden kalıcı bir markalaşmanın söz konusu olamayacağı gerçeği de unutulmamalıdır. Mezun Bilgi Sistemi veya benzeri bir platformda öğrencilerin özgeçmişlerinin kurumsal firmalarla ve onlar tarafından verieln iş ilanları ile bir araya getirildiği bir sistem yine İzmir Ekonomi Üniversitesi tarafından uygulanmaktadır. Böylesi bir platform, hem öğrencinin kuruma bağlılığını ve güvenini arttıracak, hem de iş hayatına uzanan bilinmez yolları kısa dönemeçlerde birbirine bağlayacaktır. 

Günümüzde özellikle eğitim sektörünün canlanmasına büyük ihtiyaç duyduğumuz bir gerçeklikten geçerken, markalaşmanın tek bir olguyla olmadığını, etiketleri etiket olarak bırakmaamak gerektiğini hiç unutmamak gerekli. Markalaşmanın ilk koşulu, içini doldurabildiğiniz etiketlerdir. Eğitim, ancak o zaman markalaşabilir. 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Güle güle Mario Levi…
Milyonluk haber: 9.05