adscode
adscode

EMLAK YÖNETİMİ VE ÖNLİSANS EĞİTİMİNDE ÖNEMİ

damlaaktan@gmail.com




Kentsel dönüşüm” kavramının hayatlarımıza damga vurduğu ve neredeyse üç apartmandan birini inşaat halinde gördüğümüz günümüzde, emlak ve emlak yönetiminin önemine vurgu yapmak, bu süreci neden önemli bir meslek eğitimi olarak değerlendirmek gerektiğine dikkat çekmek düşüncesiyle İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Emlak ve Emlak Yönetimi Programı hocalarından Öğr. Gör. Halil Pak’la bir söyleşi gerçekleştirdim.

Kalkınmakta olan ve hızla kentleşen Türkiye’de yapı ve inşaat sektörünün hızla gelişmekte olduğunu ve bugün herhangi bir geleneksel veya dijital medyada maruz kaldığımız reklamların çoğunun konut projeleri üzerine olduğunu belirten Halil Pak, bu durumun artan bir konutlaşma sürecine işaret ettiğinin ve bu süreci başından sonuna yönetecek profesyonellere ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.

Aynı zamanda doktorasını Pazarlama uzmanlığında sürdüren Öğr. Gör. Halil Pak, “Neden Emlak ve Emlak Yönetimi ön lisans programı?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’nda yer alan Emlak ve Emlak Yönetimi Programı, 2 yıllık bir önlisans programı olup öğrencilerimize emlak pazarlaması ve yönetimi, komisyonculuk teknikleri, gayrimenkul değerleme, kamulaştırma teknikleri, mimarlık ve bina bilgisi gibi alanlarda eğitimler veriyoruz. Kampüs ortamında edindikleri teorik bilgileri, 40 iş günü staj programı ile sahada uygulamalı olarak deneyimlemelerini sağlıyoruz. Programın en büyük faydası eğitimi alan kişiye doğrudan kendi işini kurma fırsatı veriyor olması. Üniversitelerin dört yıllık bölümlerinden mezun olanların çoğu her ne kadar entelektüel sermayelerini güçlendirseler de bir iş kurmak için yeterli donanımı sağlayacak mesleki bir sermayeye sahip olamayabiliyorlar. Fakat Emlak ve Emlak Yönetimi öğrencileri gayrimenkul alanı için sıfırdan bir işletme nasıl kurulur ve yönetilir sorularına yanıt bularak girişimci bir ruhla mezun oluyorlar. Bu da mezunlarımıza kurumsal kariyer hedeflerinin yanında kendi işini kurma ve yönetme opsiyonu da sunuyor.”

Önlisans programları, yapıları itibariyle dört yıllık programların aksine, programa dahil olan öğrencileri daha kısa sürede hem pratik ve sektörel hem de akademik bilgiyle donatan, esnaf ruhuna ve yönetici bilgisine sahip bireyler yetiştirmek üzere kurgulanmış programlardır.

Emlak ve Emlak Yönetimi programınının en belirgin sosyal katkısının girişimci bireyler yetiştirerek onları topluma kazandırmak olduğunu ifade eden Pak, bu durumun ülkemizin işgücü piyasasında girişimci bir ruhla iyi bir yer edinebilecek mezunlar oluşmasına ve dolayısıyla yaşamından memnun bireylerin var olduğu daha sağlıklı bir topluma yol açacağına dikkat çekti.

Programın çok fazla bilinmediğinden, bilinse bile “Emlakçı olmak için okul mu okunur ya!” mantığı ile hareket eden birçok genç ve aile mevcut olduğundan şikayet eden Pak, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın taşınmaz ticaretiyle ilgili yeniden düzenlediği yönetmeliğe bağlı olarak mesleki yeterliliği olmayanların artık bu işi icra edemeyeceklerini ve bu nedenle bölümün artan öneminin farkına varılması gerektiğinin altını çizdi.

Pak, hangi meslek liselerinden çıkan öğrencilerin Emlak ve Emlak Yönetimi programını tercih edebileceği sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

Değişen sınav sistemi bu sorunun cevabını nasıl etkiler bilmiyorum fakat 2017 yılı için konuşmak gerekirse Büro Yönetimi, Muhasebe ve Finansman ve Pazarlama ve Perakende alanlarından mezun lise öğrencilerimiz ek puan alarak Emlak ve Emlak Yönetimi programını tercih edebilirler. Özellikle, Pazarlama ve Perakende alanında Emlak Komisyonculuğu doğrudan programımız ile ilişkili bir dal. Fakat emlak alanı çok popüler ve geniş bir alan olup tüm lise mezunlarımızın tercih dönemlerinde göz önünde tutabilecekleri bir program.”

Kendisiyle yaptığım röportajda belki de en vurucu nokta öğrencilere ilişkin toplumsal algı ve bu algının onların toplum içine karışma sürecindeki rolü üzerineydi. Sektörde yapı ve inşaat şirketlerinin üniversiteler ile işbirliklerinin zayıf olmasının ve bu programların öneminin topluma yeterince iyi anlatılamamasının en önemli eksikliklerden olduğunu belirten Halil Pak, toplumda bu konuda bir sosyal biliş yaratılması gerektiğini vurguladı.

Toplumsal bilişin “öğrenci profillerimiz” üzerine olan önyargısını henüz kıramadığımıza dikkat çeken Halil Pak, sözlerini şöyle noktaladı:

Ben ülkemizde önlisans programlarından mezun girişimci ruhlu birçok başarılı öğrencimiz olduğunu düşünüyorum. Hatta birçoğunun mesleki vizyonu dört yıllık fakültelerde eğitim alanlardan oldukça geniş. Fakat bu ruhu ortaya çıkarmak için onlara daha fazla inanmalıyız. Aldıkları eğitimi ve yaptıkları işleri önemsemeliyiz. Bu sayede tek tip kalıba sokmaya çalışılan mesleki öğrenci profili kendi içerisinde parçalanarak oldukça üretken ve “topluma yön veren” renkli parçalara dönüşecektir.”

Sevgili meslektaşıma ayırdığı zaman ve verdiği emek için teşekkür ediyor, kentsel dönüşümün kendisinin de sözünü ettiği toplumsal dönüşüme ön ayak olmasını diliyorum.


 


 

Halil PAK Kimdir? Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunudur. Mezun olduktan sonra İşletme alanında eğitim almış ve aynı zamanda Tekstil ve Havacılık sektörlerinde çalışmıştır. Sektör tecrübeleri arasında marka yönetimi, pazar araştırmaları ve görsel pazarlama yer almaktadır. Şu an İzmir Ekonomi Üniversitesi Emlak ve Emlak Yönetimi programının Program Koordinatörü olarak görev yapmakta olup kentleşme, konut politikaları, çevresel psikoloji ve işletme konuları üzerine dersler vermektedir.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Güle güle Mario Levi…
Milyonluk haber: 9.05