adscode
adscode

Ahmet Ümit: Hepimizin yüzünde maske var

Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından Ahmet Ümit, önceki gece Genç Bakış’ın konuğuydu. Öğrencilerle diyaloğu müthişti. Çok iyi yazanlar, çok iyi konuşamaz savını yerle bir etti. Bazen masal anlattı,…

Ahmet Ümit: Hepimizin yüzünde maske var
Röportaj

İşte Kocaeli Üniversitesi’nde gerçekleşen programdan satır başları:

Şems, Mevlana, Dante...

 

* Solcu, Marksizm’le ilgilenen biri neden Şems’i yazıyor? Burada bir çelişki var mı? Yok. Çünkü Marksizm’i yaratan koşullar aslında dinden, mistik kültürden geliyor. Dolayısıyla kültürleri bölmemiz mümkün değil. Eğer siz dinler tarihini bilmezseniz, yeni bir pozitif kültür yaratamazsınız.

 

* Ben sadece mistik kültürün ne olduğunu anlamaya çalıştım. Mesela Dante ile Mevlana çağdaştır ama bizim solcular Dante’ye biraz daha sempatiyle bakar ama Mevlana’ya burun kıvırırdı. Şimdi bu biraz ortadan kalkmaya başladı, benim için sevindirici.

 

* Bu topraklar bize müthiş bir kültür sunuyor. Bunlardan bir tanesi de Mevlana ve onu etkileyen Şems’tir. Beni ilgilendiren buydu. Nasıl İstanbul Hatırası’nı yazdıysam Bab-ı Esrar’ı yazma nedenim de, bir de böyle bir kültür var demekti.

 

Yeni romanım?

 

* Şimdi yazmaya başladığım roman günümüzde başlayıp İttihat ve Terakki’ye gideceğimiz, biraz faili meçhulleri de konu alacak bir roman olacak.

 

* İstanbul Hatırası’nın film haklarını Abdullah Oğuz satın aldı. Önümüzdeki yıl çekilebilir.

 

* Ben böyle çok uzun, 36 bölüm dizilerden hoşlanmıyorum. Çünkü roman roman olmaktan çıkıyor.

 

* Yazmaya, Moskova’ya gittiğimde karar verdim. Çünkü orada gördüğüm benim idealimdeki sosyalist toplum değildi.

 

Neden polisiye?

 

* Benim romanlarımdaki ana mesele katil kim meselesi değil. Aslında polisiyede de artık bu bitti. Katilin bu cinayeti neden işlediği, suçu yaratan koşullar ve cinayetin bir insanın ruhunda yarattığı etkiler...

 

* 12 Eylül döneminde inanılmaz işkenceler yapıldı. Sonunda yargılanan ve ceza alanların çoğu polislerdi. Ama asıl emri verenler hala ciddi cezalara çarptırılmadı. O yüzden ben hep söylüyorum; diktatörlük dönemlerinde, otoriter yönetim dönemlerinde en çok zarar görenler askerler ve polislerdir. O yüzden demokrasiye en fazla onlar sahip çıkmalı. Çünkü dönem değiştiği zaman yargılananlar ilk onlar oluyor .

 

* Başkomiser Nevzat benim Emniyet Müdürlüğü’ne önerimdir. Vicdanı ve merhameti olmayan polis iyi bir polis olamaz. Halkın polisi olunacaksa bu şart.  O yüzden polis okullarında vicdan ve merhamet dersleri okutulması lazım.

 

Yazarlar desteklenmiyor

 

* Türkiye’de yayıncılık hakları çok dikkate alınmıyor. Ben kendi kitaplarımı yıllarca elimle sattım ancak kitaplar satılmaya başladıkça yayıncılar ilgilenmeye başladı. Genç yazarların sıkıntılarını biliyorum. Uzun ve zor bir süreç. Genç yazarları desteklemek ve özendirmek gerek.  İsveç’te 15 kitap yazan bir yazara, ister muhalif olsun, ister devlete, hükümete çatsın fark etmez,  İsveç Devleti, ona, bizim dilimizi ve kültürümüzü geliştirdin diye bir maaş bağlıyor.

 

* Yazmak bir ruh göçüdür. Ofiste ya da evde yazarım. Kimse olmaz, tek başınayımdır. Genelde senfonik müzik dinlerim yazarken ya da caz veya mistik müzik.

 

 

 

 

 

 

 

 

Maskeli yüzler

 

* Bir yazar insan ruhunu anlatmaya çalışır. Ama insan ruhunu anlatmak çok zor çünkü hepimizin yüzünde maskeler var. Gerçek ruhumuz nedir belli değil. Ama mesela bir cinayet işlendiği zaman gerçek kimliğimiz ortaya çıkıyor. Korkaklar korkuyor, soğukkanlılar müdahale ediyor, cesurlar katili bulmaya çalışıyor, iyimserler adam ölmemiş daha, gözleri kıpırdadı diyor. Böyle bir hayat. Bu yüzden ben polisiye yazıyorum. Karakterlerimin ruh hallerini çok daha iyi ortaya çıkarabiliyorum.

 

Aşka dair...

 

* Aşk denilen şey sevgiliye ulaşmak değildir. Aşk, sevgiliye ulaşmak için harcadığımız çabaların, döktüğümüz gözyaşlarının, çektiğimiz acıların toplamıdır. Sevgiliye ulaştığınız, seni seviyorum dediğiniz an, onun eline dokunduğunuz an, zalim aşk tanrısı, kum saatini tersine çevirir. Sakın sevdiğinize sevdiğinizi söylemekten çekinmeyin. Çünkü her aşk biter. Ama bunu söyleyin, yaşayın. O yüzden de aşkın en güzel kısmı imkansızlığı aşma girişimidir.

 

İstanbul yağmalanıyor

 

* Yaptığımız her şeyin İstanbul’un kimliği ve kişiliğine uygun olmayışı beni rahatsız ediyor. 8 bin 500 yıllık şehre çakacağınız her çivi bu tarihe saygı duyarak yapılır. Ama biz İstanbul’u talan etmeye devam ediyoruz. ‘İstanbul’un taşı toprağı altın’ derler. Bu rantçıların hırsızların uydurduğu bir yalan. İstanbul’un taşı toprağı kültür. Dünya yıllarca Beyaz Saray’dan değil İstanbul’dan yönetildi.

 

Böyle bir şehir yok!

 

* Türkiye’nin her yeri öyle. İlk kilise Hatay’da, Antakya’da.  Urfa’da Göbeklitepe bulundu insanlık tarihine bakış değişti. Bu topraklar bir şey söylüyor ama ne yazık ki biz bunu duyamıyoruz.

 

* İstanbul talan edilmiş durumda ama hala direnmeye devam ediyor. Doğası hala büyüleyici, Boğaz hala muhteşem. Ama biz ona barbarca davranıyoruz. Süleymaniye’nin minareleri arasında Kazlıçeşme’deki gökdelenler görünüyor.

 

Biz hep böyleydik

 

Bu ülke hep böyleydi, her zaman kavgalarla, sancılarla yürüdü. Toprağı sert, rüzgarı keskin bu ülkenin. Yeniliğe kapalı, çocuklarına karşı çok acımasız. Ama bunu değiştirebiliriz. Bunu siz, gençler değiştirebilirsiniz. Solculuk ya da sağcılıktan, dindarlık ya da laiklikten bahsetmiyorum. Yenilikten bahsediyorum. Yeter ki birbirimizi dışlamayalım, haklarımıza sahip çıkalım, sözümüzü söylemekten korkmayalım. Korku korkunç bir şey, korku öldürür sizi. Yozlaştırır, ahlakınızı bozar. Korkmamak lazım ama tabii şiddete bulaşmadan.

 

Gezi olayları

 

* Gezi Parkı’ndaki olay toplumun bütün kesimlerini kapsayan, ‘burada bir şey yapacaksanız bize de sorun’ hareketiydi.

 

* Ben başından bu işin içindeydim çünkü beri ofisim oraya çok yakın. Benim olanağım olsa Gezi Parkı’ndan Mecidiyeköy’e kadar her yeri park yaparım. Çünkü şehrin nefes alacak yeri kalmadı. Bunun kaldırılmasına karşı da insanlar bir tepki koydular. Ben orada toplumun bütün kesimlerini gördüm. Kendiliğinden başlayan bir hareketti. Kriz doğru yönetilememiştir.

 

* Ben gençliğin suskun olduğunu düşünmüyorum, Gezi Parkı olayları bunu gösterdi. Ben gençlikten umutluyum. Duyarlı bir gençlik var.

 

Aşk yalan mı?

 

* Eşimle ilişkilerim çok iyi. Fikirlerimi dinler, bana fikir verir ve çok acımasız eleştirir, eserlerimin büyük çoğunluğunda çok büyük emeği var. Sürecin her aşamasında birlikteyiz, okumaları, gezileri birlikte yaparız.

 

* Aşk tümüyle bir yanılsama, büyük bir yanılsama. Birini görüyor ve ona hayatın bütün anlamlarını yüklüyorsunuz. İyi ve olumlu ne varsa... Yazık ona da yazık. Böyle bir şey yok, böyle bir hayat yok. Bunu kimse kaldıramaz.

 

* Aşk yazmaktan daha kötücül bir duygu. Aşkın iyilikle bir ilgisi yok. Hiçbiriniz iyi dediğiniz birine aşık olmazsınız. Anlayamadığınız, çözümleyemediğiniz birine aşık olursunuz.

 

Kitap pahalı mı?

 

* Benim kitaplarım çok ucuz. Ben hakikaten buna dikkat ediyorum. Yayıneviyle de konuştum, anlayışlı davranıyorlar.  Ama daha da ucuzlayabilir.

 

Devlet KDV almayabilir.

 

* Korsan korkunç. Lütfen almayın. Hırsızlık, adilik. Sadece bana zarar vermiyor, kitapçıya, yayıncıya, herkese zararlı. İkinci el alın, arkadaşlarınızla birleşip alın ama korsan almayın.

 

* Türkçenin yozlaştığı kesin dilimize sahip çıkmıyoruz. Dile sahip çıkmak sadece yasayla olmaz, edebiyatla olur. Edebiyatçılara sahip çıkacaksınız.

 

En önemli sorunumuz?

 

* Bence bugün Türkiye’nin en önemli sorunu kamplaşmadır. Alevi ve Kürt meseleleri, dindar-laik çatışması büyük fay hatlarıdır. Bizim bu fay hatlarını artık ortadan kaldırmamız lazım.

 

* Biz Tarlabaşı’ndan Rumları sürdük. Ne oldu bugün Tarlabaşı, Beyoğlu? Başka bir kimliğe büründü. O insanlar kalsaydı bugün Beyoğlu çok daha güzel olacaktı. Biz çok daha kardeş bir toplum olacaktık. Çok şey kaybettik. O yüzden bugün toplumda farklı kültürler yaşamalılar. Bundan çekinmemek lazım.

 

Özetin özeti: Ahmet Ümit, bu birikim ve heyecanla daha onlarca kitap yazar ve en çok okunan listesinin hep en tepesinde yer almaya devam eder. Çünkü işini fazlasıyla önemsiyor...

Milliyet



Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)