adscode
adscode

Anaokulu Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Çocuğun büyüyüp gelişmesinde ailenin etkisi büyük. Ama okul öncesi dönemde, çocuğun sosyalleşmesi, yetenek ve becerilerinin keşfedilmesi için anaokulları devreye giriyor. Artık neredeyse her köşebaşında…

Anaokulu Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Anaokulu
Her ailenin çocuğu için hayal ettiği eğitim farklı olabilir ama doğru anaokulu için olmazsa olmaz bazı kriterler var. Özel Efdal Anaokulları rehberlik servisi uzmanları doğru anaokulu seçerken nelere dikkat etmemiz gerektiğini şöyle anlatıyor:
- İdeal anaokulunda Eğitimci kadrosu nasıl olmalı?Bir anaokulundaki en önemli kriter, eğitim kadrosunun donanımlı ve kurum kültürünü bilen kişilerden oluşmasıdır. Alanında lisans ya da lisansüstü eğitim almış, 3-6 yaş grubunun gelişim özelliklerini bilen ve buna göre program hazırlayan eğitimciler erken çocukluk dönemindeki çocukların hayatla ilgili ilk deneyimlerini doğru şekilde yaşamalarını sağlamakta ve olumlu yaşantılarla onların hayatı anlamlandırma süreçlerine katkıda bulunmaktadırlar.  Alanda yapılan ve okulumuz tarafından da takip edilen araştırmalar gösteriyor ki, “öğrenmeyi etkin kılan”, çocukların “aktif öğrenme”sini sağlayan öğretmenlerdir. İşte bu nedenle seçeceğiniz okuldaki eğitim kadrosunun eğitim düzeyi, öğretmenin kuruma bağlılığı (ne kadar süredir o kurumda çalışıyor olduğu), yeni ve eski öğretmenlerin kurum içi dağılımı (özellikle yeni açılan şubelerde ya da okullarda mentor öğretmenlerin olması), hizmet içi eğitimlerin takibi, uygulanan eğitim programının belirli aralıklarla güncellenmesi ve en önemlisi öğretmenin işini severek, ilk günkü heyecanıyla yapması, bir okulun eğitim kadrosunda bulunması gereken en önemli unsurlardır.   
- Çocuk sayısı kaç olmalı?Bu konuda ülkemizdeki özel eğitim kurumları için kanunla belirlenen sayı bir sınıfta en çok 25 öğrencinin bulunmasıdır ancak uluslararası standartlar, yaş grubu özellikleri, uygulanan eğitim modeli, eğitim verilen mekânın fiziksel koşulları, sınıftaki eğitimci sayısı ve eğitim kurumunun tercihleri düşünüldüğünde bu sayı farklılaşmaktadır. EFDAL’de sınıflar için planlanan en yüksel öğrenci sayıları 4 yaş grubu için 12-14, 5 yaş grubu için 14-16, 6 yaş yani hazırlık grubu için ise 20 olarak belirlenmiştir. Özellikle hazırlık grubunda bu sayıdaki öğrenci grubu ile çalışmamız ilkokula geçişte öğrencilerimize büyük kolaylık sağlamakta, ilkokulda da benzer sayıdaki öğrenci grubu ile karşılaşan öğrencilerimizin sosyal anlamda kendilerini daha rahat hissettiğini ve birkaç arkadaşa bağımlı olmak yerine gruptaki her bir öğrenci ile farklı etkinliklerde buluşma fırsatına sahip olduğunu görmekteyiz. Küçük yaş gruplarında belirlenen öğrenci sayıları ise gelişimsel özellikler açısından değerlendirildiğinde egosantrik olan çocukların birlikte hareket edebilme, paylaşma, isteklerini kısa süreli de olsa erteleyebilme becerileri geliştirmek için planlanmıştır.  
- Öğretmen çocuk ilişkisi nasıl olmalı?Öğretmen çocuk ilişkisi her şeyden önce sevgi ve güvene bağlı olmalıdır. Ailesinden belki de ilk defa ayrılacak çocukların hiç bilmedikleri bir fiziksel mekân, yetişkin ve çocuk ortamı ile karşılaştığında kendisini koruyacak, kollayacak, isteklerine duyarlı ve ona iyi davranacağına inandığı bir öğretmen ile iletişime girmesi okul hayatına da olumlu ve mutlu bir başlangıç demektir. Öğretmenin öğrenci için sınırlar belirlemesi ve bu sınırlar içinde öğrenciyi özgür bırakması güven ilişkisinin başlangıcı ve sağlıklı ilerleyebilmesi için çok önemlidir. Öğretmenin abartıdan uzak doğal bir tavır içinde olması, çocuğa seçenekler sunması, eğlenceli bir ortam yaratması, çocuğun kişisel özellikleri gözeterek davranması, çocuğa farklı ve özel olduğunun hissettirmesi de son derece önemlidir. Bu aşamalardan geçerek oluşturulan öğretmen öğrenci ilişkisi hem çocuk açısından okul ve öğretmen kavramlarına dair olumlu duygular beslenmesine hem de olumlu bir sınıf iklimi oluşması açısından kıymetlidir.      
- Eğitim yaklaşımı nasıl olmalı?EFDAL eğitimin dinamik bir sistem olduğunun bilincinde olarak hareket etmektedir. Gelişen ve değişen dünyada eğitim sisteminin aynı kalması ve sürekli aynı uygulamaların yapılması kabul edilemez. Artık dünya değişikliklere adapte olabilen, kendisinin ve çevresinin farkında, bulunduğu çevrenin değerlerine sahip, sosyal ilişkileri başarılı ve çevresinde neler olup bittiği ile yakından ilgilenen, merak duyan, arastıran ve sorgulayan bireyler istiyor. Erken çocukluk dönemindeki çocuklarla çalışan bizler aslında bu anlamda çok şanslıyız. Çünkü yukarıda saydıklarım tam da bu dönemdeki çocukların özellikleri aynı zamanda. O nedenle eğitim yaklaşımımızı çocukların yaş ve gelişim özellikleri, kullandığımız eğitim yöntem ve modelleri, okullarımız ve sınıflarımızın fiziksel koşulları, öğretme tekniklerimiz, velimiz olan ailelerin beklentilerini göz önüne alarak her yıl yeniden gözden geçiririz. Harward Üniversitesi Çocuk Gelişimi Merkezi tarafından yapılan bilimsel çalışmada erken yaşlarda beyinde saniyede 700 sinapsın oluştuğu ve işte tam da bu nedenle erken yaşlarda beynin sağ ve sol lobu arasında kurulacak bağların beynin yapısını geliştirdiği ifade edilmiştir. Beynin akademik ve kreatif lobları arasındaki bağların kurulması ve okullarda buna yönelik etkinliklerin planlanması bu nedenle çok önemlidir. Elbette sadece planlama yeterli olmayacaktır; sosyal bir arlık olan insanın bu çalışmalara aktif olarak katılması, hem kendi denemesi hem de çevresindekilerin farklı deneyimlerinden yararlanması, onları gözlemlemesi gerekir çünkü beyinler ve beceriler insan etkileşiminin “çift yönlülük” ilkesi ile şekillenir. İşte biz de tam olarak bu yoldan çıkarak bir eğitim modeli hazırladık, biliyoruz ki beyni ve davranışları değiştirme gücü zamanla azalır. Sistemli bir eğitim sürecine kadar erken yaşta başlanırsa o kadar çok yol kat etme şansımız olur.      

*****

- Ölçme-değerlendirme nasıl yapılmalı?Okul öncesi dönemde ölçme değerlendirme yaparken iki kriter göz önünde bulundurulmalıdır. Birincisi yaş ve gelişim özellikleri, ikincisi de öğrencinin kendi içinde gösterdiği gelişimin tespiti ve takibi. Bu değerlendirmelerin yapılması için okulların seçtiği farklı yollar olmakla birlikte ben EFDAL’deki uygulamalarımızdan bahsedeyim. Öncelikle anaokulumuza ait rehberlik bölümünün ölçme-değerlendirmeye ait bir yıllık çalışma programı var, her bir öğrencimiz bu programda yer alır, öğrencilerimiz rehber öğretmenlerimiz tarafından grup içinde özellikle kendilerini çok daha rahat yansıttıkları oyun saatlerinde gözlemlenir, etkinlik saatlerinde bireysel gözlemlerde bulunulur, bu gözlemler kayıt altına alınır, geliştirilmesini düşündüğümüz ya da daha da ilerlenilebileceğini fark ettiğimiz konularda bireysel çalışmalar yapılır, rehberlik-veli görüşmelerinde çalışmaların sonuçları ailelerle şeffaf bir şekilde paylaşılır ve okul olarak desteklenmesini ya da devam ettirilmesini önerdiğimiz uygulamalardan bahsederiz ve takibe devam ederiz. Rehber öğretmenlerimiz sınıf öğretmenleri ile birlikte her çocuğa ait gelişim raporlar hazırlar ve bu raporları ailelere özel olarak ulaştırırız. Hazırlık grubu öğrencilerimiz için okul olgunluğu çalışmaları yaparız. Özellikle ilkokula geçişte öğrencilerimizin anaokulundaki tüm gelişim alanlarına ait performansları ilkokul rehber ve sınıf öğretmenleri ile dönem başında paylaşılır.  
- Okulun fiziki koşulları nasıl olmalı?Bir anaokulundaki tüm mekânlar ve mobilyalar öncelikle çocuk güvenliği açısından gözden geçirilmiş ve gerekli önlemler alınmış olmalı. Bunun dışında tüm sınıflar öğrenci mevcuduna uygun bir büyüklükte olmalı (MEB standartlarına göre her öğrenci için kapalı alanda 1,5 m2’lik bir alan olmalı), sınıflarda çocukların öğrenme ihtiyaçlarını karşılayacak köşeler olmalı (blok köşesi, müzik köşesi, fen ve matematik köşesi, sanat köşesi, kitap köşesi gibi), eğer mümkünse özel etkinlik sınıflarının (sanat odası, müzik odası, fen ve teknoloji odası gibi) olması da öğrenme ortamını zenginleştirir. Sınıfta okulun genelinde öğrenmeye karşı merak uyandıracak materyaller bulunmalı, panolar, afişler, diğer sınıfların yaptığı çalışmalar, öğrencilerin ürünleri, çalışılan konular ile ilgili farklı objeleri kitaplar, dergiler vs), mümkünse ayrı bir yemekhane olmalı, çocukların rahatça oynayabileceği açık oyun alanları olmalı (kum havuzu, araba parkuru, bahçe oyuncaklarının olduğu alan gibi). Bütün bu mekânların olmasının dışında amaç bu mekânların gruplar tarafından eşit derecede ve aktif bir biçimde kullanılmasıdır.   
- Beslenme-sağlık ve güvenlik konuları nasıl olmalı?Biliyoruz ki bir çocuğun iyi bir eğitim alabilmesi için öncelikli şart sağlıklı olmasıdır. Çocukların sağlıklı olabilmeleri ve kalabilmeleri için yemek menümüze özellikle dikkat ediyor, hazırlayacağımız yiyecekler için günlük alışveriş ediyor; üretimi ve tüketimi de yine günlük olarak yapıyoruz. Öğrencilerimize verdiğimiz tüm yiyeceklerin numunelerini belirli sürelerde muhafaza ediyoruz. 
Sağlık konusunda okulumuzda her gün tam zamanlı olarak görev yapan hemşiremiz bize yardımcı oluyor. Çocukların genel sağlıklarından sorumlu, ihtiyaç halinde reçeteli ilaçlarının takibini de yapıyor. Konu sağlık ise okulun genel hijyenini de işin içine almak gerekiyor. Ortak alanların gün içinde belli sıklıkta temizlenmesi, çalışan personelin belirli aralıklarla sağlık kontrolünden geçmesi, sınıflardaki oyuncakların haftalik olarak dezenfekte edilmesi, okulun genelindeki hijyeni koruyabilmek için halı yerine ıslak zemin tercih edilmesi de sağlık açısndan önemli noktalar. 
Güvenlik özellikle küçük çocukların bulunduğu toplu yaşam alanlarında çok dikkat edilmesi gereken bir konudur. Bu konu da üç başlıkta incelebilir birincisi mekânın çocuk güvenliği açısından uygun olup olmadığı, yabancılara karşı güvenli bir ortam olup olmadığı ve acil durumlarda neler yapıldığı. Yukarıda bahsettiğim gibi okulumuz bir çocuk güvenliği firması tarafından incelenmiş ve gerekli önlemler alınmıştır. Okul içine dâhil edilecek tüm detaylar bu konu göz önüne alınarak eklenmektedir.Okulda randevu sistemi kullanılması güvenliği sağlamaya yönelik bir uygulama olsa da habersiz gelen misafirler ve yabancılar için okulda bulunan güvenlik görevlisinin kimlik bilgilerini sorması ve ilgili birime haber vererek gelenleri içeri alması dikkat edilmesi gereken konulardandır.      
Her ne kadar istenmeyen durumlar olsa da özellikle küçük çocukların bulunduğu okullarda deprem, yangın gibi tehlikeli anlarda neler yapılması gerektiğine dair önlemlerin, planlamaların olması ve bilinçlendirme çalışmalarının yaş ve gelişim özellikleri dikkate alınarak çocuklarla paylaşılması gerekmektedir. Oyun şeklinde yapılan tatbikatlar acil durumlarda çok işe yarayacaktır.

www.egitimajansi.com



Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)