adscode
adscode

Anaokulu ve kreş 'okul korkusu'nu önlüyor

Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ekinci "Okul korkusunu önlemenin en etkili yöntemi, çocuğun ilköğretim öncesinde kreş ve anaokul eğitimine kesintisiz olarak devam etmesidir."…

Anaokulu ve kreş 'okul korkusu'nu önlüyor
Eğitim
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özalp Ekinci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her çocuğun mizacının, yeniliklere verdiği tepkilerin farklı olduğunu, bazı çocuklar yeni sosyal ortamlarda girişken davranıp kolayca uyum sağlayabilirken, bazılarının ise sosyal ortamlara geç ısındığını ifade etti.

Ailelerin okula yeni başlayan çocuklarını, kardeşleri ve diğer çocuklarla kıyaslamaktan kaçınması gerektiğine işaret eden Ekinci, ilköğretime uyum sürecinde ailelerin akademik başarı konusunda aceleci olmamasının önemini vurguladı.

Ekinci, "Birinci sınıftaki her çocuk aynı hızda öğrenmez, önemli olan temel okuma-yazma ve matematik becerilerinin yıl sonuna kadar kazanılmasıdır. Okula uyum sürecinde, çocuğun hem başarılarına hem başarısızlıklarına aşırı tepki verilmemelidir. Hızlı öğrenen çocukların aşırı övülmesi çocuğun motivasyonunu ve okul kurallarına uyumunu olumsuz etkiler. Aynı şekilde, yavaş öğrenen çocuklara da kırıcı ifadelerden kaçınılmalıdır." şeklinde konuştu.

Çocuğun ders notunun yüksek ya da düşük olmasına ödül-ceza uygulanmaması gerektiğine dikkati çeken Ekinci, şu tavsiyelerde bulundu:

"İlköğretim döneminde temel hedef not değil, düzenli olarak ders çalışma alışkanlığının kazanılması olarak belirlenmelidir. Düzenli ders çalışmakta zorlanan çocuklarda pekiştirme yöntemleri faydalıdır. Her gün okulda ve evde sorumluluklarını yerine getiren çocuklara sembolik puanlar (yıldız, artı ve çıkartma) verilmeli, bir hafta boyunca belli sayıda puan kazanan çocuk yaşı ve gelişimine uygun bir ödülle ödüllendirilmelidir. Hedefe ulaşmayan çocuklara öncelikle ceza verilmemeli ancak o haftanın ödülünü kazanamadığı sakin bir dille ifade edilmelidir. Kaygılı mizaç yapısında olan çocuklarda okula uyum süreci zor olabilir. Okul korkusunu önlemenin en etkili yöntemi, çocuğun ilköğretim öncesinde kreş ve anaokul eğitimine kesintisiz olarak devam etmesidir. Aşırı koruyucu ebeveyn tutumları çocuğun bireyleşmesini zorlaştırır ve anneden ayrılmayla korkulara zemin hazırlar. Bu sebeple, ebeveynler aşırı koruyucu tutumlardan kaçınmalı ve çocuklarının yaşları ve gelişimlerine uygun şekilde akranlarıyla bireysel zaman geçirmesini desteklemelidir."

"Çocuğun uyumunu zorlaştıran ifade ve tehditlerden kaçınılmalı"
Özalp Ekinci, okula hiç gitmeyen ya da hedeflenen düzeyde okulda kalamayan çocuğun evde televizyon izleme, oyuncakla oynama ve parka gitme gibi ayrıcalıklarının kısıtlanması gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ancak çocuğun uyumunu daha da zorlaştıran 'okula gitmezsen seni cezalandırırım' şeklinde ifade ve tehditlerden kaçınılmalıdır. Okul korkusunun ilk günlerinde hemen ilerleme olmayabilir. Ancak aile her sabah sabırla planı tekrar uygulamalıdır. Başarısızlıklar karşısında verilecek sert tepkiler çocukta umutsuzluk yaratabilir. Okul korkusu olan çocukların bir bölümünde kural ve sınırlara uyumla ilgili zorluklar da bulunmaktadır. Böyle çocuklarda, okul uyum sürecinde genel kural ve sınırlar ihmal edilmemelidir. Okulda ya da diğer ortamlarda annesinden hiç ayrı kalamayan, ayrılık durumlarında karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi bedensel belirtiler yaşayan, ayrılıkla ilgili kabuslar gören ve kendine, çevreye zarar verici davranışları olan olgular için mutlaka bir çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır." 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)