adscode
adscode

Bakan Avcı Eğitim Gündemini Değerlendirdi

Bakan Avcı, “Özel Okul Teşvikinden Yararlanmayanlara Ek Müracaat Hakkı Var”

Bakan Avcı Eğitim Gündemini Değerlendirdi
Eğitim
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, konuk olduğu programda; Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sistemi, Özel Okul Teşvikleri gibi güncel birçok konuda açıklamalarda bulundu. Özel okul teşvikinden yararlanamayan öğrenci velilerine, ek müracaat müjdesi verdi.


TRT Haber kanalında ‘Üç Gün’ adlı programın konuğu olan Bakan Avcı, Millî Eğitim Bakanlığı’nın 17 milyon gibi dev bir öğrencisinin olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sistemi’ni tüm detaylarıyla anlatan Bakan Avcı şunları söyledi:

“70’e Yakın Okul Türünü 6 Temel Başlıkta Topladık”

1 milyon 300 bin ortaokulu bitiren öğrencimiz var, bunları biz değişik okul türlerine yerleştiriyoruz. Eskiden 70’e yakın okul türümüz vardı. Yani program olabilecek müfredatlar lise adı olup, liselerin adları da bir sürü olmuştu. Şimdi 6 temel başlık altında topladık, sosyal bilimler lisesi var, fen lisesi var, yani sosyal bilimler liseleri, fen liseleri, Anadolu liseleri, Anadolu imam hatip liseleri, Anadolu meslek liseleri, bir de çok programlı liseler dediğimiz yapısı farklı olup, bu saydığım türlerden bazılarını aynı anda barındıran çok programlı liselerimiz var. Ortaokulu bitiren çocuklarımızı bu liselere, bu sene içinde yapılan yazılılar, geçmiş yıllardaki başarıları, belli bir oranlama dahilinde tespit edilen yerleşme puanlarına göre yerleştiriyoruz.


“Öğrencimize, İsteğine Göre Sana Uygun Bir Kontenjana Seni Yerleştirelim Diyoruz”

Yerleştirme sistemimiz şöyle işliyor: Öğrenci e-okul sistemine girdiği zaman karşısına bir A listesi seçeneği çıkıyor. Bu A listesinde puanına göre arzu ettiği 15 okul yazıyor. Ben şu okullardan birine girmek istiyorum diyor. Türkiye’nin herhangi bir yerinden 15 okulu yazabilir. Biz diyoruz ki, tamam 15 okul tercihini yap, ama diyelim ki bu 15 okul tercihinden herhangi birine yerleşmeye puanın yetmedi, yerleşemedin. Bu 15 okula senden daha yukarıda puanları olduğu için başkaları girdi ve sen onlardan birine yerleşemedin. O zaman bir B listemiz var. Bu B listesinde 6 tane okul türümüz var. İşte sosyal bilimler lisesi, Anadolu lisesi, Anadolu imam hatip lisesi, fen lisesi gibi türler var. Diyoruz ki, eğer 15 tercihinden birine yerleşemezsen, şu okul türlerinden hangisine istersen uygun olan bir yerde biz seni yerleştirelim. Öğrencinin adresine göre bu okul türlerinden 4 tanesini seçmesinin ardından, bu dört okul türünden hangisinde sana uygun bir kontenjan varsa oraya seni yerleştirelim diyoruz.

“1 Milyon 50 Bin Öğrenci, 15 Tercihinden Birine Yerleşti”

Müracaatlar, tercihler bittikten sonra otomatik olarak makine aramaya başlıyor, 15 okuldan birine puanı yetiyorsa en birinciden başlıyor, ona yetmiyorsa ikinciye, üçüncüye, 15’e kadar birine yerleştiriyor. Böyle yapılarak yerleştirilen öğrenci sayımız 1 milyon 50 bin, yani 1 milyon 300 bin öğrencimizin 1 milyon 50 bini, 15 tercihinden birine yerleşti, onlarda bir sorun yok. 1 milyon 50 bin öğrencinin yarısından fazlası, 550 bini ilk 3 tercihinden birine yerleşti. Yani bu hem iyi tercih etmişler, hem de puanlarını iyi düşünmüşler demek. Eğer ilk 3 tercihinden birine yerleşen 550 bin öğrenci, diyelim ki 3’üncü tercihine yerleştiyse ve bu grubun içinde birinci tercihine geçmek isteyenler olursa, buna da imkân var.

“Bu Sistem Hem Eşitlikçi Hem Şeffaf”

Hem eşitlikçi, hem de şeffaf bir sistem yapmaya çalıştık. Yani hangi okulda ne kadar boş kontenjan var bunu görüyor insanlar. Eski düzenlemelerde zaman zaman -şimdi tabi yöneticilerimizi töhmet altında bırakmak istemem- ama istisnai olarak da olsa diyelim ki bir okuldaki kontenjan boşluğu olduğunu siz biliyordunuz, ben bilmiyordum. Ama şimdi bunların hepsi, bütün bu yerleştirme işlemleri, merkezden yapılıyor. Zorunlu eğitim 12 yıla çıktığı için, yasal olarak biz her öğrencimize bir sandalye bulmak zorundayız, her öğrencimizi mutlaka bir okula yerleştirmek zorundayız. Dolayısıyla, biz bu tercih yapanları ve hiçbir tercihte bulunmayanları dahi yerleştiriyoruz.

“Herkesin Teşvikten Yararlanabilmesi İçin Tüm Çocuklarımızı Sisteme Dahil Ettik”

Basında sıkça yer alan birkaç konu oldu. Örneğin, Fatih Altaylı’nın kızı imam hatip okuluna yerleştirildi diye. Kendisi de belirttiği için isim veriyorum. Zaten Fatih Altaylı’nın kızı bir özel okulda okuyormuş, lise de özel okula gideceği için hiç sisteme girmemiş. Haleva’nın torunu da öyle, Musevi ortaokulunu bitirmiş, devamı olan Musevi lisesine devam edecek, o yüzden o da hiç tercih yapmamış. Bu nedenle sistem onları o okullara yönlendirmiş. Bu sistemde onları gösterebilecek, onları bu nakillerin dışında tutacak bir yapı da sistemi kurgularken düşündük. Yani buraya bir seçenek daha koyalım, hatta onu en başa koyalım, çocuk açtığı zaman birinci seçenekte ‘ben bir özel okula gideceğim veya özel yetenek sınavıyla alan spor liseleri gibi, güzel sanatlar liseleri gibi bir özel okula gideceğim, dolayısıyla tercih yapmak istemiyorum’ desin. O tuşa bastığı zaman biz onu sistemin dışında görecektik. Bunu yaptık da başlangıçta, yani ilk provalarımızda diyelim, simülasyonlarımızda o tuş da vardı. Fakat sonra şunu düşündük: Yasa çıkınca bu tuşu tercih edenler teşvikten yararlanamayacaktı. Biz herkes yararlanabilsin istedik. Mesela, bu tercih sırasında, çocuk fındık toplamaya gitmiş yaz tatilinde, sisteme girememiş veya yanlış kodlamalar yapmış, sistemde görünmüyor. Bu gibi durumlarda boşlukta kalmasın dedik.

“İmam Hatip Lisesine Geçmek İsteyen Öğrenci Sayımız Kontenjanın Üzerinde”

İmam hatip okulları normal lise müfredatını uygulayan, yani diğer liselerde, Anadolu liselerinde okutulan dersleri okutan, artı bazı din kültürü derslerini de ayrıca okutan okullar. Dolayısıyla, münhasıran sadece din görevlisi olmak isteyenlerin gideceği bir okul değil, o yüzden kızlar da gidiyor mesela ve kızlar din görevlisi olmuyor. Genellikle velilerimizin bir kısmı çocuğum normal lise eğitimini de alsın, artı bir de dini eğitim de, din kültürü de alsın, din bilgileri de alsın istiyorlar. İmam hatip okulları bu yüzden belli bir çevrede, belli bir kesimde vatandaşlarımız arasında ciddi rağbet görüyor. Ama uyandırılmak istenen algı, sanki bu okullar aslında normal şartlarda kimsenin gitmeyeceği, ancak böyle devletin yönlendirmesi, hatta zorlamasıyla gidilen okullarmış gibi. Şimdi yerleştirmelerde 15 tercih yapan öğrenciler arasında, bu 15 tercihinden bir tanesi Anadolu imam hatip lisesi olan öğrencilerin sayısı 359 bin 114, yani 216 bin kontenjanımız var, 359 bin talep var. Şimdi sizin oturduğunuz semtteki imam hatip okulunda 20 tane kontenjan açığı var, benim oturduğum semtteki imam hatip okuluna çok rağbet var. Dolayısıyla, 159 bin öğrenci imam hatibi istediği halde girememiş. Hadi bunlar 15 okul türünden bir tanesini de imam hatip olsun diye düşünmüş olsunlar. Birinci sırada tercih edenlere bakalım, 15 okulluk listenin birinci sırasında imam hatibi tercih edenlerin sayısı 93 bin 974. Biz bu birinci sırada tercih edenlerden yerleştirebildiklerimiz 54 bin 753. Yani burada da çocuk birinci sırada imam hatibi istediği halde 40 bin öğrencimiz birinci sıradaki tercihi bu olduğu halde oraya yerleşememiş. Bu isteyip de yerleşemeyenler. Bir de istemediği halde yerleşenler var onların sayısı da 209.

“İstemediği Halde İmam Hatip Lisesine Yerleşenlerin Sayısı Sadece 209”

İstemediği halde yerleşenler 209 kişinin içinde çok ünlü bir gazetecinin kızı, Hahambaşının torunu, bir Ermeni vatandaşımız olunca, bu konu magazine etmeye de çok müsait oldu. O yüzden mizah dergilerinde filan da, zaman zaman ciddi zekâ çakıntısı gösteren durumlar, eleştiriler vardı. Bu, 209 öğrencinin içinde öyle öğrenciler var ki kamuoyu tanıyor onları, yani kendisini değilse de aileyi tanıyor olduğu için onların imam hatip okuluna yerleştirilmiş olmasında bir mizahi unsur buluyor insanlar, ama sistem bu. Bir de niye aynı şeyi Anadolu liseleri üzerinden konuşmuyoruz? Şimdi Anadolu lisesini de çok istediği halde oraya gidemeyen öğrencilerimiz var, diğer yanda Anadolu lisesini istemediği halde, yani hep fen liselerini yazmış mesela veya hep sosyal bilimler liselerini yazmış, ama biz onu oralara yerleştiremediğimiz için Anadolu lisesine yerleştirmişiz veya meslek liselerine yerleştirmişiz onlar da var.

“Özel Okul Teşvikinden Yararlanmayanlara Ek Müracaat Hakkı Var”

Şimdi 250 bin kontenjan ayırdık. Okul öncesinde 50 bin öğrenciye 2500 lira teşvik veriyoruz. Yani öğrenci başına yıllık 2500 lira veriyoruz. 50 bin öğrenci kontenjanı ayırmışız, buraya 24 bin 342 başvuru olmuş. İlkokula 3000 lira veriyoruz, 50 bin öğrenciye. Buraya 54 bin 220 öğrenci müracaat etmiş, yani burada kontenjan üzerinde müracaat olmuş. Ortaokulda 3500 lira veriyoruz, 75 bin öğrencimize ve buraya da 61 bin 339 öğrenci müracaat etmiş. Neticede 180 bin 637 öğrenci başvuru yapmış. Şimdi burada ek başvuru imkânımız var, yani buraya ben müracaat edemedim, geç kaldım, sonradan haberim oldu filan diyenler için söylüyorum. Müracaat edenler zaten ne yapacaklarını biliyorlar. 8 Eylül ile 18 Eylül arasında biz ek müracaatlar alacağız. Hani 70 bin teşvik verme imkânımız var ya, 18 Eylül’e kadar ek müracaatlar yapılacak ve 19 Eylül’de biz, kimler bu ek müracaatları neticesinde bu desteğe hak kazandı onu ilan edeceğiz. 20-25 Eylül arasında da onlar tercihlerini yapacaklar.


“Yeni Bir Müfredat Hazırlanıyor”

Bizim başından beri, benden önceki bakan arkadaşlarımızın da bütün gayreti ile, olabildiğince müfredatlarımızı sadeleştirmek, gerçekçi hale getirmek, çocuklara aşırı bilgi yüklemekten ziyade öğrenmeyi öğretmek hedefimizdi. Yani çok biyoloji malumatı yüklemekten ziyade biyolojiye ilgi uyandırmak, çok fizik malumatı veya problem çözme refleksleri geliştirmekten önce fizik bilimine ilgi duymasını sağlamak. İlgisi neyse, yani diyelim spora eğilimliyse, becerileri o yöndeyse onu teşvik etmek, onu geliştirmek. Çocuğun ilgisi, becerisi, yeteneği neyi gösteriyorsa hem onu önceden görebilmek, yani tanımlayabilmek, hem de çocuklarımızın gerçek potansiyellerini, eğilimlerini, becerilerini mümkün olduğu kadar erken görebilmekti. Bu müfredat yapısında da bu temel özellikler olacak.

“19. Milli Eğitim Şûramız Aralık Ayında Toplanıyor”

Aralık ayı içerisinde 19. Milli Eğitim Şûramızı toplayacağız ve bu şûrada öncelikli olarak öğretmen niteliğinin arttırılmasına ilişkin politikalarımızı; konunun uzmanlarıyla, paydaşlarıyla, öğretmenlerimizle, eğitim bilimcilerimizle tartışacağız. Öğretmen yetiştirme düzenimizi konuşacağız, müfredat dediğim, işte bu ders çizelgeleri ve içerik düzenlemelerini konuşacağız, okul güvenliğini konuşacağız. Okul güvenliğini hem fiziki anlamda, özellikle anaokulu, ilkokul gibi küçük çocuklarımızın gittiği okulların fiziki güvenliklerinin, yani bir okul iç mimarisinin, tasarımlarının, merdivenlerinin vesaire, olması gerektiği şeklini konuşacağız. Bir de engellilere yönelik düzenlemeleri ve aynı zamanda çevre güvenliğini değerlendireceğiz. Yine çevre güvenliği kapsamında, uyuşturucuyla mücadelede, bu çok önemli meselede neler yapabileceğimizi belirleyeceğiz. Bu konuyla ilgili okullarımızın çevresinde bu ders yılından itibaren, çok ciddi tedbirler alınacak. İçişleri Bakanlığımıza buradan bir kere daha teşekkür ediyorum, inşallah önümüzdeki dönem o konuda çok iyi bir çalışma sergiliyorlar.


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)