BESLENME TARZINI DEĞİŞTİR, KOLON KANSERİNE DUR DE!

Kalın bağırsak kanseri veya kolorektal kanser tanımlaması kalın bağırsak, rektum ve apandiste görülen kanserlioluşumu ifade etmektedir.

“Kolon kanserine karşı diyetimizde yer alması gerekenler neler olmalıdır ve beslenme tazımızı nasıl değiştirelim? diyen Doç.Dr. Oğuz Özyaral yapılması gerekenleri sıraladı:

Kabukları ile tüketilen, lifmiktarı yüksek meyve, sebze ve tahıllarla beslenmek bağırsak kanserine karşı koruyucu olmaktadır.Diyet posası attırıldıkça kolon ve rektum kanserlerine karşı koruyuculuk ta artmaktadır, ayrıca kabızlığı ve aynı zamanda obezitenin de önüne geçilebilir.
Karahindiba, brokoli, karnabahar, lahana gibi turpgiller ise birçok anti kanserojen bileşik içerir ve DNA hücre hasarının önlenmesine yardımcı olur. Haftada 2-3 kez yaklaşık 200 gram kadar brokoli tüketilmesi önerilir.
Özellikle pişmiş domatesin içeriğindeki likopen maddesinin etkisi arttığından antioksidan kapasitesi yükselir, bu şekilde ki tüketimiyle domatessindirim sistemi ve mesane, kanseri riskini azaltır.
Beslenme tarzımızda kırmızı eti haftada bir kez, daha çok balıktüketmeye özen göstermeliyiz.
Yemek pişirirken çok fazla yağ ya da sıvı yağ kullanmaktan kaçınmalı mümkün olduğunca zeytinyağı tercih edilmelidir.
Kalsiyum açısından zengin süt, yoğurt ya da peynir gibi gıdaları tercih etmeliyiz.
İçeriğindeki sülfürlü bileşikler (allilik sülfitler) ile Sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirir, vücuttan kanserojenlerin atılımını artırır, tümör hücre çoğalmasını baskılayan enzimlerin etkinliğini artırarak kansere karşı korucu rol oynarlar.
Soğan ve pırasa ise hücre hasarına karşı koruyucu ve güçlü bir diğer antioksidan olan selenyum içerir. Ayrıca soğanda bolca bulunan quercetin adlı bileşik vücuda zarar veren serbest radikallerin yakalanmasında etkili olmaktadır.
Yulaf ezmesi, başta nohut olmak üzere kuru baklagiller, bulgur gibi tam tahıllı besinler içerdikleri posa ve antioksidan bileşikler sayesinde kanserle mücadelede büyük önem taşıyor.
Keten tohumunda omega-3 yağ asitleri, alfa-linolenik asit, protein, yüksek oranda çözünür ve çözünmez posa ve lignanlar kanser riskini azaltır.
Greyfurt kivi, çilek, sivri biber ve kuşburnu gibi C vitamininden zengin besinler mide ve kolon kanserlerini önlenmesinde, vücuda zarar veren serbest radikallerle savaşır.
Üzüm kabuğu güçlü bir antioksidan olan resveratrol’ün önemli bir kaynağını oluşturuyor. Laboratuvar çalışmaları üzüm ve üzüm suyunda bulunan fenolik bileşikler ile resvoratrol’ün kansere karşı koruyucu olduğunu gösteriyor. 
Çok güçlü bir antioksidan olan Beta karotenler içeren bal kabağı,kayısı, havuç, tatlı patates, Trabzon hurması ve turunçgiller gibi koyu sarı-turuncu renkli sebze ve meyveler,serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarına karşı koruyucudur.
Yaban mersini,çilek, kırmızı dut, böğürtlen ve ahududu gibi meyvelerde bulunan flavonoid bileşikler ve proantosiyanidinler güçlü antioksidan etkileriyle kansere karşı korur.
Bu yiyeceklerin içerisinde yer alan bitkisel flavonidler, fitokimyasallar antioksidan özellikleri ile hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasını ve böylelikle de kanser oluşmasını engellemede etkili olmaktadır.
 Günde en fazla iki fincan yeşil çay ve/veya siyah çay içeriğindeki güçlü antioksidan kateşinler sayesinde kolon (kalın bağırsak) kanserine karşı savaşır.
Günlük 1,5-2 litre kadar su ve sıvı tüketilmelidir, taze meyve suyu, çay, bitki çayları, taze meyvelerden hazırlanan komposto ve kuru kayısı, üzüm ve erikten hazırlanan hoşaflar ile ayran tüketilmelidir.
Kefir, probiyotik süt ve yoğurt bağışıklık sistemini güçlendirenantikanserojen besinler arasındadır.
Beslenme tarzımızda, sebze ve meyve ağırlıklı diyetlere yönelip, kilomuza dikkat ederek ve spor yaparak kolon kanserlerinden korunabiliriz.