adscode
adscode

Cep Telefonunu Sonar Cihazı Olarak Kullanabilmek Mümkün Olacak mı?

Denizaltı gemileri tarafından onlarca yıldır kullanılan, yarasa ve yunusların ise milyonlarca yıldır yararlandığı sonarı matematik biliminin de yardımıyla cep telefonlarında kullanmak hayal değil.

Cep Telefonunu Sonar Cihazı Olarak Kullanabilmek Mümkün Olacak mı?
Genç Blog

 

 

 



İsviçre Lozan Polytechnique Üniversitesi'nde sinyal işleme teknolojisi üzerine çalışan uzmanlar, matematiksel bir çalışma ile mikrofon vasıtasıyla bir oda içerisine gönderilen sinyallerin yansıması sonucu odanın hacmini hesaplamayı başardılar. Bu çalışma geçtiğimiz hafta Ulusal Bilim Akademisi dergisinde de yer aldı.

Mikrofonun ekosundan dolayı bu tekniğin geliştirilmesi düşünüldüğü kadar da kolay değil aslında. Çünkü odaya gönderilen ses dalgasının yansıması esnasında eko birden fazla sefer yansıma yapabiliyor. Bu yüzden yansıyan ses dalgasının gerçek ses mi yoksa mikrofonun ekosu mu olduğunun da ayırt edilebilmesi gerekiyor

Proje lideri İvan Dokmanic, yarasaların yüzlerce yıldır eko sesler ile çevre taraması yaparak yer ve yön bulabilmelerini sağladığını söylüyor. Dokmanic'e göre bunu bazı insanlar da yapabiliyor; nitekim görme yetisini yitirmiş bazı insanlar ses dalgalarını algılayarak zihinlerinde bir tablo çıkarabiliyor.

Hem yarasalar hem de bazı insanların sonar sistemleri elbette bilgisayardan çok daha verimli. Çünkü kafatası, sesleri sentezliyor, diğer yandan iki farklı kulağın farklı sesler duyuyor olması ise yönleri bulmayı kolaylaştırıyor.
Dokmanic bunu mobil cihazlarda başarabilmek için ses ekosundaki matematiksel hesaplamaları çözümleyerek hoperlörlerden ses ekosu elde edilebileceğini söylüyor.
 
Bir odanın hacmini doğru şekilde elde edebilmek için hoparlörü eko kaynağı olarak kullanırken elde edilecek ekolarla uzaklık bilgilerinin tutulacağı bir matris oluşturmak; sonrasında da ileri matematiğin de yardımıyla bu matristeki ekoları doğru şekilde sınıflandıran bir algoritma geliştirmek gerekiyor. Dokmanic'in liderlik ettiği araştırma grubu şu anda bunu başarmış durumda. Grup, geliştirdiği programı ilk olarak normal bir odada bir laptop ve mikrofon ile denedi; işe yaradığını görünce ikinci deneylerini şehir merkezinde bir katedralde yaptı.

 

*****

 

 


Fakat katedralin ambiyansı odadan farklı ve geniş olup, yapı olarak kare olmadığı için tam olarak doğru bir sentez yapılamasa da algoritmanın çalıştığı gözlendi.

Geliştirilen bu yazılımın geleceğini parlak olarak gören Buffalo Üniversitesi'nde Elektrik Mühendisliği profesörü Tommasso Melodia, bu projede yenilikçi olan kısmın sinyalleri işleyerek odanın hacmini hesaplayabilmesi olduğunu vurguladı.

Lozan Polytechnique Üniversitesi iletişim sistemleri profesörü Martin Vetterli, insanların yerini daha net olarak belirleyebilmek için mobil telefonların kullanılabileceğini belirtti. Bir kişinin yer bilgisini tam olarak belirlenememesinin sebeplerinden biri bazı frekansların bina duvarlarından geçememesinden dolayı GPS sinyallerinin zaman zaman işe yaramıyor oluşundan kaynaklanıyor. GPS, bina duvarları yüzünden sinyalleri düzgün kullanamamasının yanısıra, GPS teknolojisinin, kişiyi bulunduğu noktadan en az yarım mil ötesine kadar bulabiliyor. Yerel bir ağ bağlantısının bulunduğu bir ortamda Wi-Fi kullanmadıkça GPS'den daha net bir sonuç alabilmek malesef mümkün değil.  

Projenin telefonlar üzerinde iyi çalışmasın sağlayan sebeplerden biri de bazı telefonlarda biri konuşmayı, diğeri ise gürültüyü algılamak üzere iki mikrofon bulunması. Bu telefonlarda mikrofonlar ve sesin çarptığı yer bir üçgen oluşturuyor ve geri dönüşe göre üçgenin uzun ksmı mikrofon arasındaki genişliğe göre hesaplanıyor. Fakat mikrofonlar birbirinden yeterince uzak olmaması işin zorluk derecesini yükseltiyor.

Telefonları daha fazla büyütmek mümkün olmadığına göre şu andaki tek çözüm, birinin odada yürüyerek telefonun odayı keşfetmesi olarak görünüyor.

 

EMRE ÇALIŞIR

www.egitimajansi.com



Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)