adscode
adscode

Çocuk ve Medya Hareketinin İlk Kozaları Örüldü

Türkiye'de ilk kez düzenlenen "Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi" 14-15 Kasım'da İstanbul'da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlendi. egitimajansi.com olarak Çocuk ve Medya Hareketi kapsamında 2 gün…

Çocuk ve Medya Hareketinin İlk Kozaları Örüldü
Röportaj

Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Çocuk Vakfı işbirliğinde düzenlenen "Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi"nin hazırlık süreciyle birlikte projenin hayata gelişinin 435.gününde  egitimajansi.com olarak kongrenin nabzını tuttuk.



Röportaj: Billur Ocak


Çocuk ve Medya Hareketi nasıl başladı, hazırlık süreci, amaçları, önerileri, hedefledikleri, beklentileri...

Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin yoğun programına rağmen bizleri kırmayarak sorularımızı yanıtladı.

Türkiye’de Medya Hareketi ne zaman ve nasıl başladı?

Çocuk ve Medya Hareketinin amaçları neler?

Medya hareketi 27 Mayıs’ta başladı. Ancak sadece çocuk vemedya hareketinin kozası değil, Türkiye’nin ilk Çocuk ve Medya stratejisinin dekozası örüldü.Bugün gerçekleştirdiğimiz kongre, çocuk ve medya hareketinin 2. Kozası.

Çocuk ve Medya Hareketi, aslında bireyin, toplumun çokluokuryazarlık bağlamında eğitimine yönelik bir öneri. Amacı da medya okuryazarıbir toplum gerçekleştirmek. Sadece çocuğa yönelik bir medya okuryazarlığıdeğil, yetişkine yönelik medya okuryazarlığını da gündeme almış bir sivil hareket.

Hazırlık aşamasında neler yapıldı, bugüne nasıl gelindi?

Uzun bir öykü. Bugünle birlikte 435. gününde. Çocuklarla başladı, çocukların görüşünden yola çıktık. 9-18 yaş grubu çocuklar görüş açıkladı. Anne baba görüşü alındı. 25-35 yaş grubundaki velilerin görüşü çok belirleyici oldu.

Yaptığımız en önemli çalışmalardan birisi özellikle Türkiye’de sadece hükumet kuruluşlarının değil, üniversitelerin de değil sivil toplum kuruluşlarının bütün öncülerini bir araya getirdik. Bu da yetmedi, çünkü Türkiye henüz medyanın içinde yer alacağı bir hareketi gerçekleştiremedi.

Etkilenen taraf çocuk, etkileyen tüm paydaşların katılımı, çocuk hakları , çocuk ve medya hareketinin ana düşüncesi.

Çocuk dostu, çocuk hakları kültürüne dayalı bir medya düzeni için bu sivil hareketin kozalarını hem çocuklar hem yetişkinler hem de çocuğu medya karşısında etkileyen tüm paydaşların birlikte örmesi gerekir. Aksi taktirde bu kelebek uçmaz.

Sadece medya okuryazarlığı da değil, bildiğiniz gibi geleneksel okur yazarlık, yani klasik okur yazarlık, görsel okur yazarlık,dijital okur yazarlık ve medya okuryazarlığını bir bütün olarak değerlendirmek durumundayız. Merkezinde temel okuryazarlık olan bir hareketi Türkiye’de sadece çocuklarla  ilişkilendirerek değil, yetişkinlerle de ilişkilendirerek gerçekleştirmek gerekir. Kısaca bunun adı medya eğitimi.
 

Medyanın sadece olumsuz etkilerini konuşan bir hareketdeğil. Medyanın olumsuz etkilerinden çocukları koruyacağız ancak medyanın olumluetkilerinden de nasıl yararlanacağını, felsefesini,  onun eğitimsüreçlerini, aile, okul, örgün eğitim bağlamında ve medyayı içine alacak şekildegerçekleştirmek en önemli adım.

 O bakımdan eğer çocuk ve medya hareketinin içinde stretejibelgesinin, stratejik amaç ve eylemlerinin hayata geçmesi bağlamında, medya, sürecin içinde yer almazsa biz mevcutyapıları, anlayışı, sürdürmüş olacağız.

Oysa toplumsal çocukluk projelerinin en önemli yönü, birkere değişimi önermiş olması ve yenilikçi bir yaklaşım olması. Bunu  kiminle yapacağız. Çocuklarla 

Çocuklarla yan yana,çocuklarla birlikte hareket etmediğimizde o zaman biz sadece bu çocuklarıeğiteceğiz, çocukları istediğimiz gibi yeni kuşaklar olarak yetiştireceğiz.

Oysa çocukların görüşü var. Bugün dünyada genel olarakçocuklar yetişkinlerden çok daha fazla medyayı kullanıyor, tüketiyor.Yetişkinlere göre medyadan çok daha fazla yararlanıyor. Kullanım süreleri deyetişkinlere göre çok daha fazla. O halde bütün bu süreçleri iç içe kozalarolarak, medya eğitiminin birer parçası olarak düşünürsek, parça bütün ilişkisinide ortaya koyarsak o zaman o toplumsal çocukluk düşüncesi gerçekçi bir zemine, ortama kavuşur.

Eğer Çocuk ve Medya Hareketi ve Kongre Strateji Belgesini buyönüyle gündeme getirebilirse, evet o zaman çocuk ve medyayla yüzleşmekonusunda yeni bir pencere açılmış olabilir. Kongreden umudumuz bu.

Sadece açık kalan bir pencere değil, oradan bakmak, oradangörmek,medya gerçeğiyle yüzleşmek, aynı zamanda sadece bugünün çocukları veyetişkinleri değil bundan sonraki kuşaklarında bu sürece dahil olması, belkiçeyrek yüzyıllık bir zamana ihtiyacımız var.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın medya okur yazarlığı dersini sadece7 ve 8. Sınıflara seçmeli ders olarak vermesi sizce eksik bir yapılanma mı?Okullarda bu eğitim hangi yılda başlamalı, içeriğinde ne olmalı, kimler bueğitimi vermeli?

Aslında çocuk ve medya hareketi şimdiye kadar yapılanlaraçok açık bir cevap ve eleştiri. Çünkü sadece seçmeli ders olarak ve medya okuryazarlığı eğitimi almamış öğretmenler üzerinden şöyle geçiştirilen bir dersolarak uygulanıyor. 

2006 yılında RTÜK ve  MEBişbirliği ile başlayan bu sürecin daha geçtiğimiz yaz ayında ders programıhazırlandı. Ancak bu ders programı büyük ölçüde çocuk merkezli. Oysa medya okuryazarlığını sadece tek boyutlu düşünemeyiz.Çocuk ve medya konusunda eğitiminbaşat olarak her iki öznenin çocuk ve yetişkinin içinde yer alacağı şekildeöngörülmesi ve gerçekleştirilmesi gerekir. O bakımdan Türkiye’de sadece çocukve yetişkinlerin medya eğitimine dahil olması değil aynı zamanda etkileyen bütünpaydaşların da bu sürece dahil olması gerekir.

Önerimiz çok açık; Medya okuryazarlığı konusunda bütün medyaçalışanlarının da eğitilmesi gerekir. Önerilerimiz arasında özellikle bir medyamuhabirliği var.Haber eksenini düşündüğümüzde.

Peki şimdiye kadar Türkiye’de eğitim muhabirleri dahil çocukhaklarını bir anlamda kavramış, deneyimli kaç çocuk muhabiri var?

Güç koşullarda ki bir çocukla söyleşi yapılacağını bilen kaçmuhabir var?

İnsan hakları temelinde çocuk hakları kültürünü özümsemiş oalanın mesleğini yapacak olan öncüleri yetiştirmemiz gerekir.

Türkiye’de zaten çocuk hakları eğitimi de geçiştirilen bireğitim.

Çocuk hakları eğitiminin de gerçek anlamda çocuklarlabirlikte yetişkinlerin alması gerekir. Hatta daha da öne geçelim. Önce çocukhakları konusunda yetişkinlerin eğitilmesi gerekir.

Bu sadece çocuk hakları sözleşmesini ezberlemek değil, çocukhakları paradigmasını, felsefesini, yani ana düşünceyi kavramış olan eğitimcilersadece çocuk hakları eğitimini ders olarak almaları da gerekmez. Bütünderslerin içerisinde çocuğa yönelik yaklaşımı öncelememiz gerekir.

Eğer çocuğa yönelik yaklaşımı önceleyen bu eğitimiveremezsek sanıyorum Türkiye’de birinci derecede temel bir yanlış olaraksürdürülegelen bu yanlışı tekrarlamış oluruz. Zaten bu yanlış tekrar ediliyor.

O nedenle eğitim fakültelerinde de, öğretmen yetiştirenokullarda da, iletişim fakültelerinde de, hukuk fakültelerinde de daha doğrususosyal bilim alanlarının temelinde, insan hakları kültürünün öğretilmesi ve eğerçocuk odaklıysa çocuk hakları bağlamında, kadında kadın bağlamında,engellilerse bu koşullardaki bütün öznelerle ilgili hakların öğretilmesigerekir. Ama tekil, sadece bağımsız dersler olarak vermek yerine bütünderslerin içerisinde  bu duyarlılığıyansıtacak bütüncül bir eğitim anlayışını bir felsefeyi hayata geçirmekgerekir.

Çocuklar için zararlı içerikleri biz nasıl belirleyeceğiz?Devletin bu konuda uyguladığı strateji ve bazı yayınlara yasaklar getirmesini, sınırlandırmalar getirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuda yasaklar, önermeler listesi şeklinde çocuk ve medyailişkisini değerlendirmemek gerekir.

Devlet yasal denetimi yapar. Eğer Türkiye’de  çocuk ve medya ilişkisini konuşmayabaşlayacaksak bu ilişkinin karşılıklı bir ilişki olduğunu görmemiz gerekir. Bunedenle bebeklik döneminden başlayarak erken çocukluk döneminden, ortaçocukluğa ve ergenlik dönemine kadar medya ilişkisini öncelikler sıralamasıyaparak değerlendirmek gerekir.

Elbette ki çocuğa yönelik büyüme ve gelişme yaş dönemiiçerisinde çocuğun yararın olan yayınlar da var, çocuğu olumsuz etkileyenyayınlar da var. Bunların tek tek çizelgesini vermek doğrusu benim uzmanlıkalanım değil. Bu her çocuğa yönelik yapılacak özel bir değerlendirmeyi degerektirdiği için, çok kapsamlı bir alan. 

 

'Çocukların ekran karşısında ne kadar duracakları önemli'

O bakımdan çocukların aslında ekrankarşısında ne kadar duracakları önemlidir. Ekran bağımlısı yeni kuşağın, ekranbağımlısı olup olmadığı, ekran karşısında hafta içinde en fazla günde 3 saat ,cumartesi 2 saat, Pazar günü 1 saat kalacak şekilde bir öngörü var. Bu nedenleçocuklara yasak koymak yerine ne zaman hangi yayınları ve niçin izleyeceğikonusunda ön bilgilendirmeyi yapmak gerekir. Bunu yapmadığımız zaman sanıyorumbiz sarmalı çözemeyiz.

 

Çocuk ve Medya ilişkisi konusunda önerge, proje üretenler kime başvurmalı, kime danışmalı. Siz bu konuda kendilerine yardımcı olacak mısınız?

Bu konuda yapılacak olan 1.Türkiye ve Medya Stratejisi’ninkabul edilmesi ve hükümete önerilmesi sürecini beklemek. Orada stratejikamaçlar var.95 stratejik eylem var. Stratejik amaçları görmek için tıklayın!

Bunlarla ilgili Çocuk Vakfı sorumlu değil. ÇocukVakfı bu projeyi öneriyor. Dolayısıyla ilgili kurumlarla işbirliğinegirecekler. 11 bakanlık, iletişim fakülteleri, eğitim fakülteleri, hukuk vetıp fakülteleri olduğu gibi bizzat medyanın kendisi de olabilir. Ama sivil birhareket olarak bu hareketin yolculuğunu sürdürebilmesi, birinci derecede siviltoplum kuruluşları, yerel yönetim ayağının çok sağlam olması gerekir. O bakımdansadece projeler hayata geçiren bir yaklaşım değil, modeller üzerinde çalışan, onları yaygınlaştıran, belki çoklu modeller üzerinde duran bir yeni dönemibaşlatabilirse Çocuk ve Medya Hareketi o zaman  somut örnekler, uygulamalar ortaya çıkabilirdiye düşünüyorum. Beş yıl içerisinde yeni yapılar yeni süreçler böylecebaşlayabilir.

Medyanın kendi içinde bir öz denetim mekanizması yok, medya bu öz denetimi sizcenasıl sağlamalı?

Medya özdenetimini sağlamak için bu kongrede bugün 12 çocuk,12 yetişkin sivil olarak çocuk ve medya izleme kurulunu oluşturacak. Bukurullar Türkiye genelinde yapılan çalışmaları izleyecek, örgütlenecek, belkiebeveyn izleme modelleri oluşturacak. Sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarıgerçekleşecek. Bir yönüyle devletin yaptığı denetimi, yasal olarak devletyapacak yayın sonrasıyla ilgili koruyucu, yetkilendirici, önleyici ve içerikgeliştirici izleme modellerini sivil bir hareket gerçekleştirirse  sanıyorum bu hareketin karşılığı olacak. Aksitaktirde bu hareketten başarılı olmak umutlu olmak mümkün değil. 

 

egitimajansi.com olarak Türkiye'nin ilk Çocuk ve Medya Hareketinin öncülüğünü yaptığınız için sizlere teşekkür ediyor, projenin hedeflediğiniz ölçüde, beklentileriniz ışığında hayata geçmesini diliyoruz. Umarız örülen kozalardan binlerce kelebek havalanır. 

***

Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen kongrenin kapanış programında komisyonlarda seçilen çocuk ve medya izleme kurulu üyelerinin genel kurula sunumunun ardından, çocuk ve yetişkin divan heyeti seçimleri gerçekleştirildi.

 

Daha sonra 9-12, 12-15 yaş ve 16-18 yaş arası komisyon raporları okundu. Bazı çocuk ve yetişkin delegeler kongreyle ilgili görüşlerini dile getirdiler. 

 

Bu arada, kongreye destek olan sponsor kuruluşlara da plaket verildi.

 

Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin ise kongreye 2 günde toplam 2 bin 400 kişinin iştirak ettiğini belirterek, önemli çalışmaların gerçekleştirildiği kongreyle birlikte, bütün sorunların çözümünün beklenmemesi gerektiğini dile getirdi.

 

Şirin ayrıca, RTÜK hem BYEGM ve 11 bakanlığın temsilcisinin de kongrede yer aldığını ifade etti.

 

Kongrede alınan kararlar

 

1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi Kapanış Bildirisi, Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin tarafından okundu. 

 

Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında iki gündür devam eden kongrenin sonuç bildirgesini okuyan Şirin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın himayelerinde gerçekleştirilen kongreye destek olanlara ve kurumlara teşekkür etti.

 

Çocuk Hakları ve Çocuk Görüşü Komisyonları, Okuma Kültürü ve Medya Komisyonu, Medya Okuryazarlığı Eğitimi Komisyonu, Mevcut Durum ve Strateji Geliştirme Komisyonlarınca alınan kararlar ise şöyle sıralandı:

 

1. Temel okuryazarlık eğitimi süreçlerinin başlatılması gereklilik olarak belirlenmiştir. 

 

2. Medya okuryazarlığı hayat boyu devam eden bir süreçtir. Bu çerçevede ebeveyn ve yetişkin eğitimi, öğrencilerin eğitimi, öğretmen eğitimi, medya çalışanlarının eğitimi, medya okuryazarlığı uygulama ve araştırma merkezlerinin kurulması önerilmiştir.

 

3. 1. Türkiye Çocuk ve Medya Stratejisi ve Uygulama Planı 2014-2018 Strateji Belgesi’nin vizyonu "Çocuğa saygı ve çocuk hakları kültürü temelinde bir çocuk-medya ilişkisi için; paydaşların sorumluluklarının bilincinde olduğu medya okuryazarı bir Türkiye olarak kabul edilmiştir". 1. Türkiye Çocuk ve Medya Stratejisi ve Uygulama Planı 2014-2018 belgesi 9-18 yaş grubundan oluşan Çocuk Hakları ve Medya Komisyonu ile Mevcut Durum ve Strateji Geliştirme Komisyonu tarafından müzakere edilerek kabul edilmiş, komisyonda işaret edilen tashihler yapılarak Aralık 2013 tarihinde hükümete sunulması kararı alınmıştır.

 

4. Çocuk ve medya hareketinin sivil bir yaklaşımla Türkiye genelinde örgütlenmesi önerilmiştir.

 

5. Çocuk ve Yetişkin sivil oniki üyeden oluşan “Çocuk ve Medya İzleme Kurulu” dört yıl görev yapmak üzere seçilmiştir.

 

6. 2. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi 2018 yılında düzenlenecektir.

 

Kongrenin çocuk bildirisi

 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayelerinde, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), Çocuk Vakfı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi'nin kapanış programında, çocuk bildirisi çocuk delege Eylül Ece Yıldız tarafından okundu. 

 

Artık çocukların, haklarının farkında olduğu, medyanın da çocukların haklarına saygı göstermesi beklendiği aktarılan bildiride, şunlar kaydedildi:

 

"Artık medya, günlük hayatımızın her anında var. Medyanın hem olumlu hem de olumsuz etkilerinin farkındayız. Bazen olumsuz etkilerini daha çok hissediyoruz. Ama medyasız bir dünyanın da artık mümkün olmadığını biliyoruz. İlkokuldan başlayan, zorunlu ve eğlenceli medya okuyazarlığı dersi istiyoruz. Çocukların medyanın olumsuz etkilerinden korunması için Milli Eğitim Bakanlığı harekete geçmeli, medya çalışanları medya okuryazarlığı konusunda eğitim almalı, medyada engelli ve farklı kültürlere sahip kişilere duyarlı içerikler oluşturulmalı, yayınlarda çocukların hakları korunmalı, programlar çocuk gelişimine ve psikolojisine uygun olmalı, medya araçlarının dil konusunda gerekli özen ve hassasiyeti göstermeli, medya kitap okumayı sevdirmenin bir aracı olmalı, medyada hakaret, kötü söz içeren paylaşımların yapılmamalı."

 

RTÜK Başkanı Dursun

 

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, "1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi"nin kapanış programında yaptığı konuşmada, kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

 

 

RTÜK Başkanı Dursun son olarak, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve ekibine de desteklerinden dolayı ayrıca teşekkür ettiğini dile getirerek, "Bu tür faaliyetler birden gerçekleşmiyor ama işbirliği halinde çalışmanın bu tür faaliyetlerin gerçekleşmesinde önemli katkısının olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın medya okur yazarlığı dersini sadece7 ve 8. Sınıflara seçmeli ders olarak vermesi sizce eksik bir yapılanma mı?Okullarda bu eğitim hangi yılda başlamalı, içeriğinde ne olmalı, kimler bueğitimi vermeli?

 

Aslında çocuk ve medya hareketi şimdiye kadar yapılanlaraçok açık bir cevap ve eleştiri. Çünkü sadece seçmeli ders olarak ve medya okuryazarlığı eğitimi almamış öğretmenler üzerinden şöyle geçiştirilen bir dersolarak uygulanıyor. 

2006 yılında RTÜK ve  MEBişbirliği ile başlayan bu sürecin daha geçtiğimiz yaz ayında ders programıhazırlandı. Ancak bu ders programı büyük ölçüde çocuk merkezli. Oysa medya okuryazarlığını sadece tek boyutlu düşünemeyiz.Çocuk ve medya konusunda eğitiminbaşat olarak her iki öznenin çocuk ve yetişkinin içinde yer alacağı şekildeöngörülmesi ve gerçekleştirilmesi gerekir. O bakımdan Türkiye’de sadece çocukve yetişkinlerin medya eğitimine dahil olması değil aynı zamanda etkileyen bütünpaydaşların da bu sürece dahil olması gerekir.

Önerimiz çok açık; Medya okuryazarlığı konusunda bütün medyaçalışanlarının da eğitilmesi gerekir. Önerilerimiz arasında özellikle bir medyamuhabirliği var.Haber eksenini düşündüğümüzde.

Peki şimdiye kadar Türkiye’de eğitim muhabirleri dahil çocukhaklarını bir anlamda kavramış, deneyimli kaç çocuk muhabiri var?

Güç koşullarda ki bir çocukla söyleşi yapılacağını bilen kaçmuhabir var?

İnsan hakları temelinde çocuk hakları kültürünü özümsemiş oalanın mesleğini yapacak olan öncüleri yetiştirmemiz gerekir.

Türkiye’de zaten çocuk hakları eğitimi de geçiştirilen bireğitim.

Çocuk hakları eğitiminin de gerçek anlamda çocuklarlabirlikte yetişkinlerin alması gerekir. Hatta daha da öne geçelim. Önce çocukhakları konusunda yetişkinlerin eğitilmesi gerekir.

Bu sadece çocuk hakları sözleşmesini ezberlemek değil, çocukhakları paradigmasını, felsefesini, yani ana düşünceyi kavramış olan eğitimcilersadece çocuk hakları eğitimini ders olarak almaları da gerekmez. Bütünderslerin içerisinde çocuğa yönelik yaklaşımı öncelememiz gerekir.

Eğer çocuğa yönelik yaklaşımı önceleyen bu eğitimiveremezsek sanıyorum Türkiye’de birinci derecede temel bir yanlış olaraksürdürülegelen bu yanlışı tekrarlamış oluruz. Zaten bu yanlış tekrar ediliyor.

O nedenle eğitim fakültelerinde de, öğretmen yetiştirenokullarda da, iletişim fakültelerinde de, hukuk fakültelerinde de daha doğrususosyal bilim alanlarının temelinde, insan hakları kültürünün öğretilmesi ve eğerçocuk odaklıysa çocuk hakları bağlamında, kadında kadın bağlamında,engellilerse bu koşullardaki bütün öznelerle ilgili hakların öğretilmesigerekir. Ama tekil, sadece bağımsız dersler olarak vermek yerine bütünderslerin içerisinde  bu duyarlılığıyansıtacak bütüncül bir eğitim anlayışını bir felsefeyi hayata geçirmekgerekir.

Çocuklar için zararlı içerikleri biz nasıl belirleyeceğiz?Devletin bu konuda uyguladığı strateji ve bazı yayınlara yasaklar getirmesini, sınırlandırmalar getirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuda yasaklar, önermeler listesi şeklinde çocuk ve medyailişkisini değerlendirmemek gerekir.

Devlet yasal denetimi yapar. Eğer Türkiye’de  çocuk ve medya ilişkisini konuşmayabaşlayacaksak bu ilişkinin karşılıklı bir ilişki olduğunu görmemiz gerekir. Bunedenle bebeklik döneminden başlayarak erken çocukluk döneminden, ortaçocukluğa ve ergenlik dönemine kadar medya ilişkisini öncelikler sıralamasıyaparak değerlendirmek gerekir.

Elbette ki çocuğa yönelik büyüme ve gelişme yaş dönemiiçerisinde çocuğun yararın olan yayınlar da var, çocuğu olumsuz etkileyenyayınlar da var. Bunların tek tek çizelgesini vermek doğrusu benim uzmanlıkalanım değil. Bu her çocuğa yönelik yapılacak özel bir değerlendirmeyi degerektirdiği için, çok kapsamlı bir alan. 

 

'Çocukların ekran karşısında ne kadar duracakları önemli'

O bakımdan çocukların aslında ekrankarşısında ne kadar duracakları önemlidir. Ekran bağımlısı yeni kuşağın, ekranbağımlısı olup olmadığı, ekran karşısında hafta içinde en fazla günde 3 saat ,cumartesi 2 saat, Pazar günü 1 saat kalacak şekilde bir öngörü var. Bu nedenleçocuklara yasak koymak yerine ne zaman hangi yayınları ve niçin izleyeceğikonusunda ön bilgilendirmeyi yapmak gerekir. Bunu yapmadığımız zaman sanıyorumbiz sarmalı çözemeyiz.

 

Çocuk ve Medya ilişkisi konusunda önerge, proje üretenler kime başvurmalı, kime danışmalı. Siz bu konuda kendilerine yardımcı olacak mısınız?

Bu konuda yapılacak olan 1.Türkiye ve Medya Stratejisi’ninkabul edilmesi ve hükümete önerilmesi sürecini beklemek. Orada stratejikamaçlar var.95 stratejik eylem var. Stratejik amaçları görmek için tıklayın!

Bunlarla ilgili Çocuk Vakfı sorumlu değil. ÇocukVakfı bu projeyi öneriyor. Dolayısıyla ilgili kurumlarla işbirliğinegirecekler. 11 bakanlık, iletişim fakülteleri, eğitim fakülteleri, hukuk vetıp fakülteleri olduğu gibi bizzat medyanın kendisi de olabilir. Ama sivil birhareket olarak bu hareketin yolculuğunu sürdürebilmesi, birinci derecede siviltoplum kuruluşları, yerel yönetim ayağının çok sağlam olması gerekir. O bakımdansadece projeler hayata geçiren bir yaklaşım değil, modeller üzerinde çalışan, onları yaygınlaştıran, belki çoklu modeller üzerinde duran bir yeni dönemibaşlatabilirse Çocuk ve Medya Hareketi o zaman  somut örnekler, uygulamalar ortaya çıkabilirdiye düşünüyorum. Beş yıl içerisinde yeni yapılar yeni süreçler böylecebaşlayabilir.

Medyanın kendi içinde bir öz denetim mekanizması yok, medya bu öz denetimi sizcenasıl sağlamalı?

Medya özdenetimini sağlamak için bu kongrede bugün 12 çocuk,12 yetişkin sivil olarak çocuk ve medya izleme kurulunu oluşturacak. Bukurullar Türkiye genelinde yapılan çalışmaları izleyecek, örgütlenecek, belkiebeveyn izleme modelleri oluşturacak. Sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarıgerçekleşecek. Bir yönüyle devletin yaptığı denetimi, yasal olarak devletyapacak yayın sonrasıyla ilgili koruyucu, yetkilendirici, önleyici ve içerikgeliştirici izleme modellerini sivil bir hareket gerçekleştirirse  sanıyorum bu hareketin karşılığı olacak. Aksitaktirde bu hareketten başarılı olmak umutlu olmak mümkün değil. 

 

egitimajansi.com olarak Türkiye'nin ilk Çocuk ve Medya Hareketinin öncülüğünü yaptığınız için sizlere teşekkür ediyor, projenin hedeflediğiniz ölçüde, beklentileriniz ışığında hayata geçmesini diliyoruz. Umarız örülen kozalardan binlerce kelebek havalanır. 

***

Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen kongrenin kapanış programında komisyonlarda seçilen çocuk ve medya izleme kurulu üyelerinin genel kurula sunumunun ardından, çocuk ve yetişkin divan heyeti seçimleri gerçekleştirildi.

 

Daha sonra 9-12, 12-15 yaş ve 16-18 yaş arası komisyon raporları okundu. Bazı çocuk ve yetişkin delegeler kongreyle ilgili görüşlerini dile getirdiler. 

 

Bu arada, kongreye destek olan sponsor kuruluşlara da plaket verildi.

 

Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin ise kongreye 2 günde toplam 2 bin 400 kişinin iştirak ettiğini belirterek, önemli çalışmaların gerçekleştirildiği kongreyle birlikte, bütün sorunların çözümünün beklenmemesi gerektiğini dile getirdi.

 

Şirin ayrıca, RTÜK hem BYEGM ve 11 bakanlığın temsilcisinin de kongrede yer aldığını ifade etti.

 

Kongrede alınan kararlar

 

1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi Kapanış Bildirisi, Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin tarafından okundu. 

 

Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında iki gündür devam eden kongrenin sonuç bildirgesini okuyan Şirin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın himayelerinde gerçekleştirilen kongreye destek olanlara ve kurumlara teşekkür etti.

 

Çocuk Hakları ve Çocuk Görüşü Komisyonları, Okuma Kültürü ve Medya Komisyonu, Medya Okuryazarlığı Eğitimi Komisyonu, Mevcut Durum ve Strateji Geliştirme Komisyonlarınca alınan kararlar ise şöyle sıralandı:

 

1. Temel okuryazarlık eğitimi süreçlerinin başlatılması gereklilik olarak belirlenmiştir. 

 

2. Medya okuryazarlığı hayat boyu devam eden bir süreçtir. Bu çerçevede ebeveyn ve yetişkin eğitimi, öğrencilerin eğitimi, öğretmen eğitimi, medya çalışanlarının eğitimi, medya okuryazarlığı uygulama ve araştırma merkezlerinin kurulması önerilmiştir.

 

3. 1. Türkiye Çocuk ve Medya Stratejisi ve Uygulama Planı 2014-2018 Strateji Belgesi’nin vizyonu "Çocuğa saygı ve çocuk hakları kültürü temelinde bir çocuk-medya ilişkisi için; paydaşların sorumluluklarının bilincinde olduğu medya okuryazarı bir Türkiye olarak kabul edilmiştir". 1. Türkiye Çocuk ve Medya Stratejisi ve Uygulama Planı 2014-2018 belgesi 9-18 yaş grubundan oluşan Çocuk Hakları ve Medya Komisyonu ile Mevcut Durum ve Strateji Geliştirme Komisyonu tarafından müzakere edilerek kabul edilmiş, komisyonda işaret edilen tashihler yapılarak Aralık 2013 tarihinde hükümete sunulması kararı alınmıştır.

 

4. Çocuk ve medya hareketinin sivil bir yaklaşımla Türkiye genelinde örgütlenmesi önerilmiştir.

 

5. Çocuk ve Yetişkin sivil oniki üyeden oluşan “Çocuk ve Medya İzleme Kurulu” dört yıl görev yapmak üzere seçilmiştir.

 

6. 2. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi 2018 yılında düzenlenecektir.

 

Kongrenin çocuk bildirisi

 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayelerinde, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), Çocuk Vakfı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi'nin kapanış programında, çocuk bildirisi çocuk delege Eylül Ece Yıldız tarafından okundu. 

 

Artık çocukların, haklarının farkında olduğu, medyanın da çocukların haklarına saygı göstermesi beklendiği aktarılan bildiride, şunlar kaydedildi:

 

"Artık medya, günlük hayatımızın her anında var. Medyanın hem olumlu hem de olumsuz etkilerinin farkındayız. Bazen olumsuz etkilerini daha çok hissediyoruz. Ama medyasız bir dünyanın da artık mümkün olmadığını biliyoruz. İlkokuldan başlayan, zorunlu ve eğlenceli medya okuyazarlığı dersi istiyoruz. Çocukların medyanın olumsuz etkilerinden korunması için Milli Eğitim Bakanlığı harekete geçmeli, medya çalışanları medya okuryazarlığı konusunda eğitim almalı, medyada engelli ve farklı kültürlere sahip kişilere duyarlı içerikler oluşturulmalı, yayınlarda çocukların hakları korunmalı, programlar çocuk gelişimine ve psikolojisine uygun olmalı, medya araçlarının dil konusunda gerekli özen ve hassasiyeti göstermeli, medya kitap okumayı sevdirmenin bir aracı olmalı, medyada hakaret, kötü söz içeren paylaşımların yapılmamalı."

 

RTÜK Başkanı Dursun

 

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, "1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi"nin kapanış programında yaptığı konuşmada, kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

 

 

RTÜK Başkanı Dursun son olarak, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve ekibine de desteklerinden dolayı ayrıca teşekkür ettiğini dile getirerek, "Bu tür faaliyetler birden gerçekleşmiyor ama işbirliği halinde çalışmanın bu tür faaliyetlerin gerçekleşmesinde önemli katkısının olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

 

 

 

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)