Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCI, ‘4+4+4’ün temel ilkelerden birinin her çocuğa eğilimine, yeteneğine göre ayrı kulvarlar açabilecek bir düzenleme yapmak olduğunu’ söyledi. Akabinde ise TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi Bilal ERDOĞAN, ‘ilkokullardan itibaren müzik eğitimi alınabilecek okulların açılacağını’ ifade etti.
Her iki açıklama, eğitimde yönlendirmenin daha erken yaşlarda yapılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Yazık ki bizdeki durum, TEOG seçmelerine kadar herhangi bir yönlendirmenin olmayışıdır.TEOG ise, yalnız bilgiye dayalı bir materyal olarak bu beklentilere çaresiz olmakla birlikte adeta geçilmesi zor bir Delikli Taş. Geçen geçti, geçmeyen yandı !..
Sınavın olmadığı bir formül halihazırda keşfedilemediğine göre, biz bugün geleceğimiz adına fazla zaman kaybetmeden, neler yapılabileceği üzerine fikirlerimizi sunacağız.
Her ne kadar mevzuatımız, ‘güzel sanatlar alanlarında özel istidat ve kabiliyetleri beliren çocukları küçük yaşlardan itibaren yetiştirmek üzere ilköğretim seviyesinde ayrı okullar açılabilir’ ifadelerini bulunduruyor olsa da, özel birkaç okulun dışında, güzel sanatlar eğitimi alt kademelerde, yaygınlaşmış değildir. Şu hali ile yaygın olarak ortaokulların dışında yalnız İmamhatip Ortaokulları mevcuttur.
Peki öğrencilerin erken yaşlardan itibaren ilgi, yetenek ve kabiliyetleri doğrultusunda yetişmelerini sağlamak için ne yapılabilir?
Çözüm pekala mümkün. Gönül ister ki ilkokul eğitimlerini alan bireylerin, devamında yetenekleri ve kabiliyetleri doğrultusunda yöneltilebilecekleri ortaokullar olsun. Tıpkı İmamhatip Ortaokulları gibi, Güzel Sanatlar, Müzik, Bilişim, Yabancı Dil, Spor Ortaokulları...
Ülkemiz şartları düşünüldüğünde, her biri, birbirinden bağımsız ortaokulların açılması mümkün görünmemektedir. Ancak bu doğrultuda, her bir eğitim bölgesinde tıpkı Çok Programlı Liseler gibi, Çok Programlı Ortaokullar düşünülebilir. Bağımsız bir binada ortaokul düzeyinde yabancı dil, müzik, bilgisayar, kuaför, resim, spor, aşçılık, gibi programların eğitimi, diğer temel dersler ihmal edilmeden verilebilir.
Bunun mümkün olmadığı eğitim bölgelerinde ise, yine tıpkı okul öncesi eğitim kurumlarının, ilkokul, ortaokul ve diğer öğretim kurumlarına bağlı anasınıfları halinde açılabildiği gibi, ortaokul veya imamhatip ortaokulları bünyesinde müzik, spor, yabancı dil, resim vb. seçeneklerden biri veya birkaçı açılabilir.
Tüm bunların bina veya diğer birtakım nedenlerle imkansız olacağı yerlerde öğretmen ve derslik yönünden altyapısı hazır Halk Eğitim Merkezleri veya Gençlik Merkezleri bu amaçla düşünülebilir.
Kuşkusuz, yukarıdaki gelişmeler doğrultusunda TEOG sınavları da tekrar gözden geçirilmelidir. Ölçme ve değerlendirme süreci, öğrencilerin yetenek ve kabiliyetlerini dahil edecek nitelikte olimpiyat havasında gerçekleştirilmelidir. Onun için öncelikle, sınav kavramı sonlandırılarak TEOG sınavları,TEOG OLİMPİYATLARINA dönüştürülmelidir.
