adscode
adscode

Dershanelerin Kapatılmasında Yeni Çözüm Önerisi

Dershanelerin Kapatılması ve tartışılan çözüm önerileri, yeni alternatifler....

Dershanelerin Kapatılmasında Yeni Çözüm Önerisi
Kurslar

'Sayın Abbas Güçlü,

Dershaneler ve dershanelerin kapatılıp kapatılmaması konusunda hemen hementüm haberleri, yorumları ve programları yakından takip eden bir dershaneciolarak bazı hususlarda düşüncelerimi sizinle paylaşmak ve bu konu ile ilgili yorumlarınızakatkı sağlamak için birkaç cümle kurmak istedim. Önce sorundan daha sonra daçözüm yollarından aklımın erdiğince bahsetmeye çalışacağım.

Dershanelerin kapatılması olayının bazı boyutlarda ele alınması gerektiğikanaatini taşıyorum;

1.Milli boyutu:

Ülkemizde dershaneler, ne yazık ki devletin (veya hükümetlerin) ya yanlışuygulamalarından ya da doğruları uygulayamamalarından kaynaklanan bir açığıkapatmak için kurulmuş ticarethanelerdir. Sadece ülkemizde değil dünyanın tümülkelerinde, nasıl ki özel hastahaneler, devletin hastahanelerinde yeterlisağlık hizmeti alamadığını düşünen insanlar için açılmış ise, nasıl ki özelgüvenlik şirketleri, devletin sağladığı güvenlik hizmetini yetersiz bulanlarahitap ediyorsa, dershaneler de devletin öğretim hizmetlerini (lütfen dikkatbuyurun EĞİTİM demiyorum) yetersiz bulan, çocuğunun bazı bilgileri daha iyiöğrenmesini isteyen insanların bu talepleri doğrultusunda arz olunmuşmüesseselerdir. Yurdum insanı ingilizceyi okullarda sular seller gibi öğrendide ingilizce kursları o yüzden mi sayı olarak nerede ise dershaneler kadar vardemekten alıkoyamıyor insan kendini. Ayrıca öğretimdeki bu açığı sadecedershaneler kapatmamaktadır. Ülkemizde çoğu ilde Halk eğitim merkezleriaçtıkları ücretsiz kurslar, belediyeler de açtıkları BİLGİ EVLERİ ile(İlimizdeki adı budur. Başka illerde başka adlar ile hizmet veriyor olabilir)devletin eksik kaldığı düşünülen öğretim hizmetlerini tamamlamayaçalışmaktadırlar. Özellikle bilgi evleri sadece öğrencileri sınavlarahazırlayan mekânlardır. Aradaki fark buralarda çalışan eğitmenlerin maaşlarınıdolaylı yoldan bile olsa devlet vermekte, dershanelerde ise bu ve buna benzerçoğu kalem gider dershanelerin öğrencilerden aldıkları ücretler ilekarşılanmaktadır. Devlet kurumlarında çalışma şansı bulamamış öğretmenlerin veöğretmen adaylarının kendilerinin ve/veya ailelerinin geçimlerini sağlamagüdülerinden kaynaklanarak, eğitimini aldıkları öğretmenlik mesleklerini icraedebilecekleri, bunu karşılığında da para kazanabilecekleri başka birkurum-sektör olmaması da dershaneciliği milli bir konu haline getirmektedir.

Konunun Milli olması kabul olunacağı şekli ile öğretim hizmetlerindekiyetersizliktir. Ayrıca ölçme-değerlendirme, rehberlik hizmetleri,öğretmen-öğrenci iletişimi, veli kurum ilişkileri dershanelerde devletokullarına nazaran daha sağlıklı yürütülmektedir denilebilir. Bunu tüm eğitimöğretim ihtiyacını devletten karşılamış, annesi babası öğretmen (şimdiemekliler), eşi ve kızkardeşi halen devlet okullarında öğretmenlik yapan, kızınıdaha 4 ay önce 36 ayını doldurmasına 2 ayı kaldığı için bir devlet kurumunayazdıramayıp özel bir kreşe vermek zorunda kalan, kendisi de 16 yıldırdershanecilik sektörünün içinde ve bunun 12 yılını kurucu-ortak olarakçalışmış, halen de bir dershanenin sahibi birisi olarak söylüyorum.

Konuyu toparlamak gerekirse dershanecilik konusunun milli olmasınınsebepleri,

a)Öğretimdeki yetersizlikler

b)Atanamayan öğretmenler

c)Rehberlik ve danışmanlık hizmetleri

Şeklinde özetlenebilir. Yazımın sonunda bu sebeplerin ortadankaldırılmasına yönelik çözüm önerilerimi sunmaya çalışacağım.

2.Mali boyutu

Ülkemizde dershanecilik müessesesi mali olarak bir çok farklı unsuru birarada barındırmaktadır.

Bunların başında dershanelerde çalışan personelin maaşları ve geçimlerigelmektedir. Resmi kurumlarda çalışma imkanı bulamayan öğretmenlerinyapacakları 4 iş vardır. Dershanelerde öğretmen olarak çalışmak, kpss ye memuradayı olarak girip aldığı eğitimden başka bir işi yapmak, özel ders vermek,serbest meslek (ticaret) ile uğraşmak. Öğretmen adayı ticaret yapamaz(genellikle) çünkü 24 yaşına kadar bu işle hiç uğraşmamıştır ve buna bu yaştansonra ne cesaret edebilir, ne kaynak bulabilir ne de başarabilir. KPSS ye girip(memurluk kısmına) memur olarak atananlara bakarsanız zaten çok büyük bir kısmıeğitim ve fen edebiyat mezunudur. Kalanların dershanede çalışmak ve özel dersvermekten başka pek bir seçenekleri kalmıyor görünüyor. Dershanede çalışmayanbir kişinin özel ders verme gibi bir ihtimali de pek yoktur. Çoğu öğretmen desırf özel ders potansiyelleri oluşsun diye dershanelerde düşük ücretler ileçalışmak durumundadır. Sektörün kapatılması veya yok edilmesi buralarda çalışan(hadi resmi verileri konuşalım) 100.000 in üzerinde kişinin ve aileleri ileyaklaşık yarım milyon kişinin etkilenmesi demektir. Bu ciddi bir sorundur.

*****

Öte yandan dershaneler yakınında bulunan ve ticaretinin hatırı sayılır birkısmını dershaneye gidenlerden (öğrenci-öğretmen-personel) sağlayan bir esnafgrubu vardır ki bu kısmın mali boyutunu hesaplamanın imkanı yoktur. Bir örnekvermek istiyorum. İlimiz merkezinde 50 civarında dershane var ve budershanelerde ortalama 30.000 öğrenci eğitim öğretim görüyor. Bu öğrencilerinbüyük bir kısmı mahallelerden merkeze gelir. Hadi diyelim yarısı otobüs-minibüskullanıyor olsun. İlimizde toplu taşıma araçları ile ulaşım gidiş-dönüş 3liradır. 15.000 öğrenci günde 3, haftada (bir öğrenci ortalama 4 gün dershaneyegider) 12 lira harcayarak yılda (ortalama bir dershane süresi 36 haftadır)6.480.000 lira (eski hesap 6.5 trilyon) sadece toplu taşıma sektörüne paraharcamaktadır. Lütfen dikkat buyurun sadece Denizli ilinde toplu taşıma içinbir yılda dönen paradır bu. Bu paralar bu sektörde çalışanların geçiminisağlamaktadır. Artık tostçunun, marketin, telefoncunun, çaycının,kırtasiyecinin (sadece dershanelere hizmet götüren yayıncılık sektöründenbahsetmek bile 1 sayfayı geçer), fotokopicinin vs. bilimum esnafın yaşayacağısıkıntıyı siz düşünün.

Diğer taraftan olayın bir de SGK-MALİYE kısmı var. Bu konuyu zaten herkesbildiği ve konuştuğu için çok uzatmanın lüzumu yok. Merdiven altı diyeyim sizanlayın. Bu kısımda açmak istediğim farklı bir konu var. O da dershanelerinkapatılması durumunda devlete (SGK veya MALİYE) ve piyasaya borcu bulunan,bunları yapılandırmış veya yapılandıramamış ancak borcunun birikmesine gözyumup ileriki yıllarda kazanır öderim diyen dershane işletmecilerinin durumu.Burada örneği kendimden vermek istiyorum. 300.000 lira harcayarak kendi çapımdamükemmele yakın bir dershane kurdum. Çeşitli sebeplerden dolayı devlete 200.000liraya yakın borcum oluştu. En kötü ihtimalle dershaneye ortak alırım borcumuöderim diye düşünürken dershanelerin kapatılması gündeme geldi. Bu beni 2şekilde olumsuz etkiledi. 1. Ortak bulmam imkansız, dershaneyi satsam 100.000 etmezçünkü geleceği belli olmayan bir sektöre kimse yatırım yapmaz. 2. Öğrenci sayımdüştü (yarıya yakın), bunun sonucu olarak da öğretmen maaşlarımı ancaködeyebilecek duruma geldim. Yayın, kira, SGK, Maliye hak getire. Sadece buöğrenciler ve öğretmenler açıkta kalmasın, sınav öncesi çocuklarınpsikolojileri bozulmasın diye dershaneyi açık tutmaya çalışıyorum. Tüccarolsaydım şimdiye kadar yüz defa dershaneyi kapatırdım ama ben bir EĞİTİMCİYİM.

Bir taraftan da velilerden tahsil edilemeyen rakamlar var ki bu tamamenekonomimizdeki çöküşün özetidir diyebilirim. Her yıl %5 kayıp yaşarken sadecegeçen seneden velilerimin kuruma borcu 50.000 lira civarında. Bunlarıntahsilleri çok zor hatta imkansız gibi bir şey. Demem o ki özel okul olsanız dabu veliler zaten ödemelerini düzenli yapmıyor ve bu konu sadece dershaneleriçin değil tüm özel öğretim kurumları için çok derin bir yara.

Kısaca bu konuyu da özetlemek gerekirse dershanecilik konusunun mali yönü,

a)Dershanelerde çalışan personeller

b)Dershane sahiplerinin yatırımları

c)Sektörden geçimini sağlayan çevre esnaf

d)Kayıt dışı ekonomi ve sosyal güvenceler

e)İçeride dönemeyen ekonomi

Olarak sıralanabilir.

3.Sosyal ve toplumsal yönü

Sayın Güçlü. Gençlerden bahsediyoruz. Gençler dershaneye ne zaman gider?Boş vakitlerinde. Peki bu vakitleri doldurmalı mıyız? Buna kısmen evet kısmenhayır cevabı vermek kanımca en doğrusu. Nasıl yani diyecek olursanız,gençlerimizin bu vakitlerini nasıl dolduracağımız ile ilgili. Şöyle ki;

Gençlerin boş vakitlerini geçirebilecekleri legal unsurlar, sanatatölyeleri, spor salonları, kütüphaneler, tiyatrolar, sinemalar, hobimerkezleri, ruhsal ve sosyal dinlence yerleri (dağlar, bayırlar, mesirelikler,parklar, bahçeler v.s), (cidden aklıma başka gelmedi siz de eklemeyapabilirsiniz). Diğer taraftan illegal yani gitmesi sakıncalı yerler, barlar,pavyonlar, kahve köşeleri, çeşitli terör odaklı merkezler, kumaroynayabilecekleri her türlü mekânlar, amacına uygun olarak açılmamış internetkafeler, bahis mekanları, toplum ahlakına uygun olmayan gösteri ve gösterimyapan mekanlar v.s.

Şimdi dershaneler ne yapıyor buna bir bakalım. Bir öğrenci okulda eğitimöğretim olarak ortalama 35 saat ders görür. Dershanede ise ortalama 14 saatders görür. Teneffüsleri, yol sürelerini de işin içine katarsanız biröğrencinin dershane dahil eğitim öğretim için haftalık harcayacağı süre 2.660dakika yani 44 saat. Bu demektir ki öğrenci haftada her gün 6.5 saatini eğitimöğretim faaliyetleri için harcıyor.  Bununda ortalama 2.5 saati dershane için harcanıyor. Yani dershaneler öğrencininokul dışı tüm zamanını alan yerler değil. Ancak buna rağmen okul dışı birsosyal ortam oluşturmada, öğrencilerin bazı illegal yerlere gidişinin engellenmesinde,yaşama dair bazı güzel hevesler edinmesinde, düzenli ders çalışmaalışkanlıklarının kazandırılmasında çok olumlu katkıları olmaktadır. Yurdunbazı bölgelerinde hafta sonları terör örgütlerinin kamplarına değil dedershanelere giden ve vaktini oralarda geçiren hatırı sayılır çoğunlukta gençsayısından bahsedilmektedir.

Kısaca özetlersek dershanecilik konusunun sosyal ve toplumsal yönlerini,

a)Sosyalleşme

b)Kötü alışkanlıklardan ve ortamlardan uzak kalma

Şeklinde sıralayabiliriz.

Dershanecilik gerçeğini irdelemek, dershanelerin aktivitelerinisonlandırmak aşağıda daha önce bahsettiğim maddelerin toplanmış halinigözlemlemek ve bunlara kalıcı çözümler bulmak ile mümkün olabilir.

a)Öğretimdeki yetersizlikler

b)Atanamayan öğretmenler

c)Rehberlik ve danışmanlık hizmetleri

d)Dershanelerde çalışan personeller

e)Sektörden geçimini sağlayan çevre esnaf

f)Kayıt dışı ekonomi ve sosyal güvenceler

g)İçeride dönemeyen ekonomi

h)Sosyalleşme

i)Kötü alışkanlıklardan ve ortamlardan uzak kalma

*****

TARTIŞILAN ÇÖZÜMÖNERİLERİ

1.Dershaneleri tümdenkapatmalı, faaliyetlerine son vermeli.

Bunun yapılan tartışmalarda, forumlarda, çeşitli açıkoturumlarda, sohbetlerdeve siyasi kulislerde söylenildiği gibi şu an mümkünü gözükmemektedir. Hemtoplumsal travmalara hem de siyasal olarak ciddi sorunlara sebep olacağıaşikardır.

a)Öğretimdeki yetersizlikleri çözemediği gibibelirsizliklere yol açar.

b)Atanamayan öğretmenler sorununu çözemeyeceği gibisorunun daha da alevlenmesine ve ciddi tepkilere neden olur. İnsanlara işveremeyebilirsiniz ama var olan işlerini de engellerseniz insanlar buna itirazeder.

c)Rehberlik ve danışmanlık hizmetleri anlamında katkısağlamak bir yana var olan katkıyı da ortadan kaldırır.

d)Dershanelerde çalışan personellerin işsiz kalmasıatanamayan öğretmenler sorunu gibi bir başka sorunu da ortaya çıkarır.

e)Sektörden geçimini sağlayan çevre esnafının nakitdöngüsünün bozulmasına, işyeri kapanışlarına ve ekonomik döngünün sekteyeuğramasına yol açar. Kısmi işten çıkarmalar yaşanır.

f)Kayıt dışı ekonomiyi tetikler. Vergi adaletini bozar.Çalışmakta olan personel ve ailelerinin sosyal güvencelerini, özellikle sağlıkgüvencelerini yitirmelerine sebep olur.

g)İçeride dönemeyen ekonomi daha da darboğaza girer.Dershanelere aylık 200 lira ödemekte zorlanan bir veli haftada 200 liraya özelders almak zorunda kalır. Yaralı fırsat eşitliği ölür.

h)Sosyalleşme ihtiyacını karşılamak isteyen genç başkaalanlarda sosyalleşmeye çalışabilir. Özellikle legal olmayan gençlik gruplarıgibi kontrolsüz ve sonu yasadışılığa varan gruplaşmalar artar. Farlı kökenesahip gençlerin farklı alanlarda birlikte yaşama alışkanlıkları yara alır.Sınavı geçmek bir amaçtır, bu amaç için bile olsa aynı gaye için bir arayagelmiş insanlar üzerinde oluşan birliktelik hissi bozulur.

i)Gençler özellikle hedef kitlesi gençlik ve bugençliğin dinamizmi olan illegal örgütler için daha kolay bir hedef kitlesihaline gelir. Boş vakitlerinin büyük bir kısmını kontrol edemediğimiz gençlerart niyetli yapıların ve oluşumların militanları olarak daha fazla karşımızaçıkabilir. Babamın bir sözü vardır: “şoförlüğüme güvenirim ama karşıdan gelenşoföre güvenmem”. Bizler elbette gençlerimize güveniriz ama onların girdikleriher ortama ve karşılarına çıkan her kişiye güvenmek büyük sorunlarlakarşılaşmamıza sebep olabilir.

 

2.Dershaneleri özel okuladönüştürmeli.

Teorik olarak mümkün ama pratikte ciddi sorunları olan bir görüş.

Öncelikle 3-5 dershane sahibi bir araya gelip sermaye birliği yaparak özelokul açamaz. Çünkü çoğu dershane sahibi zaten malını mülkünü dershanesineyatırmıştır ve var olan yatırımı zaten yok hükmüne girecektir. Bu kişilerinokul açmaları maliyetlidir. Bu maliyeti karşılamak için krediye başvuracak çoğukişinin zaten kredi çekmek için teminatı olmadığı gibi, sektörel bazda dabankalarda kara listededirler. Kobilere sağlanan kredi imkânlarının büyük birçoğunluğundan dershanelerin muaf tutulduğunu hatırlatırım.

 Bir başka sıkıntının da özel okul yapılacakyerle ilgili oluşudur. Bu yeni yerler elbette ki şehrin dışında olmakzorundadır. Şehir merkezlerinde ne bu amaca uygun arsa bulunabilir ne de varsaböyle bir arsa alınabilir. Şehrin dışına kurduğunuz bu özel okulların var olan ekonomiyekatkısı az olacağı gibi şehir içinde kapanan dershaneler bir önceki maddedesayılan olumsuzlukların yine çoğuna sebep olacaklardır.

İşin başka bir boyutu da siyasal güvensizliğe yol açacak olmasıdır. Şöyleki, bu sene özel okula yıllık öğrenci başına 2.000 lira vermeyi taahhüt edenbir yönetimin, 2 yıl sonra “arkadaş bu iş bana maliyetli oluyor kişi başıdesteği 500 liraya düşürdüm” demesi mümkündür. Ayrıca herhangi bir iktidardeğişiminde yeni gelenin bu usulleri kabul edeceği de şüphelidir. Özel sektöründevlete olan bağımlılığı ne kadar az ise sektör daha emin adımlarla işiniyürütür. Devletin sadece denetim mekanizmasını sağlıklı çalıştırması yeterliolacaktır.

3.Her şey aynı kalmalıdüzen bozulmamalı hiçbir şey değişmemeli.

Artık çok geç. Sistem bu kadar sulandırılmışken bu saatten sonra nebaşbakan tükürdüğünü yalar ne de işler eskisi gibi olur. Devlete borçlu birsürü kurum, kurumlara borçlu bir sürü kişi kalır. Artık sözü edilmişken sistemebir müdahale gerekli. Yoksa işin suyu çıktı kurutmak lazım.

 

PEKİ NE YAPMALI…

Benim bir fikrim var…

Özel Halk EğitimMerkezleri. (veya adı başka bir şey)

1.Şu an Türkiye’de kurulmuş bulunan tüm dershaneruhsatları Özel Halk Eğitim Merkezlerine dönüştürülür 5 yıl boyunca yeni ruhsatverilmez. Bu kuruluşların şehrin her yerine dağılmaları sağlanır. Mahallenüfusuna göre kurum sayıları tespit edilir. Açılmış olan ilk kurumdan itibareno mahalledeki hak ediş belirlenir. Bunun sebebi belli normların oluşması ve bunormlara göre belli kriterlerin oluşturulabilmesidir.

2.Bu merkezler kısmi özel okul gibi çalışır. Hafta içi 5gün eğitim-öğretim yapılırken, merkezin hafta sonları o mahalledeki devletokullarının sosyal tesislerinden faydalanması sağlanarak özel okullar gibibahçe şartı, mülkiyet hakkı şartı aranmaz. Böyle bir ara formül ileöğrencilerin genel kültür derslerini bu merkezlerde, genel yetenek derslerinive beden eğitimi gibi alan ihtiyacı olan dersleri okulların kapalı sporsalonlarında ve bahçelerinde yapması sağlanır.

3.Bunlar yapılırken var olan dershanelerde müstakil binaşartına uymayanlar mahallelere kaydırılabilir. Aynı binada birden fazla kurumolma sıkıntısının önüne geçilebilir.

4.Özel Halk Eğitim Merkezlerinin fiyatları ile özelokulların fiyatları ayrı tutulur. Bu kurumların bütçelerinin profesyonelkişiler tarafından yapılması ve bu bütçelere uygun olarak fiyat ayarlamalarınınyapılması istenilebilir. Bütçedeki sorunlardan bütçeleri hazırlayanmuhasebeciler veya mali müşavirler sorumlu tutulur. Böylece kurumlarda gecikmişSGK veya Maliye ödemesi sorunu yaşanmaz. Eminim devletin gelirlerinde artışyaşanacaktır.

5.Bir öğrencinin devlet okuluna mı yoksa Özel HalkEğitim Merkezine mi gideceğine ailesi karar verir. Eğer aile Özel Halk EğitimMerkezinin taahhütlerini yerine getirdiğini doğruluyor ise o kuruma ay sonu “hakediş” adı altında bir destekleme yapılır. Bu destekleme kuruma nakdi olarakdeğil, vergisini ödeme, SGK primini ödeme, kirasını ödeme ve personel maaşınınbir kısmını ödeme şeklinde yapılabilir.

6.Kurum devletten alacağı desteklemenin yanında velidende ilin sosyo-ekonomik özelliklerine ve kurum bütçesine uygun olarak ücretalır. Bu ücretler dershanelerde olduğu gibi her yıl mayıs ayında ilan edilir.Kurumdaki eğitim öğretim olanaklarına göre bir standart oluşturularak her kurumiçin belli fiyat aralıkları belirlenebilir. Burada hem rekabetin arttırılmasıamaçlanır hem de eşit işe eşit ücret politikası ile velilerden haksız kazançelde etmenin önü kapatılabilir.

*****

7.Kısacası kuruma kaç öğrenci alınacağı, kurumun velidentalep edebileceği ücretin alt ve üst limitleri, ders programları ve müfredatlardershanelerde olduğu gibi devlet tarafından belirlenir.  Denetleme mekanizmasında veli ve devletortaklaşa çalışır. Kurum vaatlerini yerine getirmiyorsa velinin uyarısı ileönce devlet desteği kesilir ardından da gerekli görülürse milli eğitim müfettişlerinceteftiş yapılır, işin sonu kurumun faaliyetlerine son vermeye kadar gidebilir.

8.Kaçak öğretmen çalıştırma, eksik gün bildirimi vs.bazı yanlışlıkların önüne geçilmiş olur. Bu kısımda kurumun mevcutolanaklarının iyileştirilmesi ile ilgili her türlü yapacağı yatırımdesteklenir.

9.Kurumlarla vergi barışı yapılır. Zaten değerlenmiş birkurumun sahibi veya ortakları gerek yeni ortak alımı, gerekse de kurumuna vesistemine olan güveni ile bu barışa girer. Geçmiş borçları kurum bütçesine göreyapılandırılır. Hizmetleri iyi olan, aksamayan kurumlar ayakta kalır. Velileretaahhütlerini yerine getirmeyen kurumlar kapanma veya el değiştirme sürecinegirerek toplam kalitenin artması mümkün kılınır.

10.Okulların hafta sonlarında atıl olan çoğu kısmıfaaliyete geçer. Özellikle Özel Halk Eğitim Merkezlerine gidecek öğrencileriçin yetenekli oldukları en az bir aktivitede (sanat-spor vs.) gelişme vegeliştirme şartı aranabilir.

11.Bu ve buna benzer çalışmalar neticesinde;

a)Öğretimdeki yetersizlikler aşılabilir. Okullarınöğrenci yükünü azaltan Özel Halk Eğitim Merkezleri hem okullarda hem de bukurumlarda toplam kaliteyi kesinlikle arttıracaktır. Gerek okullarda gerekse bumerkezlerde rehberlik, ölçme-değerlendirme faaliyetleri daha tertipli ve dahagüzel yapılacaktır. Sınıflardaki yoğunluğun azalması okulları her açıdanrahatlatacaktır.

b)Atanamayan öğretmenler yine bu merkezlerdeçalışacaklar daha iyi öğretmen daha fazla maaş mantığında olan bu kurumlarkaliteyi arttıracak, bu kurumlarda çalışan öğretmenler de kendilerini daimageliştireceklerdir.

c)Rehberlik ve danışmanlık hizmetleri okullardakiöğrenci sayısının azalması ile birlikte daha verimli olacak hatta eminim çoğuokul bu merkezleri kalite yönünden geçecektir.

d)Dershanelerde çalışan personeller işlerine devam edecekleriyi çalıştıkları müddetçe iş kaygısı yaşamayacaklardır.

e)Sektörden geçimini sağlayan çevre esnaf bu konudan çokfazla etkilenmeyecek hatta mahallelerde yeni iş sahaları ve imkanlarıartacaktır. Bu alanlarda özel sektör yatırımları artacaktır.

*****

f)Kayıt dışı ekonominin önüne geçilecek ve sosyalgüvenceler çalışanlara hakkıyla verilecektir. Devlet bu sektör ile sorununutamamen ortadan kaldıracaktır.

g)İçeride dönemeyen ekonomi devlet desteği ileazalacaktır.

h)Sosyalleşme de artacak kurumlar arası rekabet sadeceders başarısı alanında değil sosyal ve sanatsal alanda da kaliteyigetirecektir.

i)Gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak durmasısağlanacak. Onlar üzerindeki kısmi kontrol sağlanmış olacaktır. Gençler haftadabir günlerini tamamen kendilerine ayırabilecekler, isterlerse bunu bile bumerkezlerde sosyal faaliyet olarak kullanabilecekler. Kötü amaçlı oluşumlardanve özellikle terörden yine uzak durmuş olacaklar.

Bütün bunların yanı sıra dershaneler kapatılmış olacak, ne eğitim-öğretimsisteminin kamburu, ne tetikçisi ne de günah keçisi olacaklar.

Yaklaşık 2.5 saatte yazabildim bu yazıyı. Elbette ki doğrularım veyanlışlarım olmuştur, ancak bu yazıyı sisteme gerçekten çözüm arama ihtiyacıile ve tüm samimiyetimle aslında taraf olan ama elinden geldiğince tarafsızolmaya çalışarak yazdım. Keşke bakanlık dershanecilerin de fikirlerini alarakçalışmalar yapsa idi. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Belki bir faydamdokunur. Saygılarımla.'

Cumhur TURGUT

www.egitimaansi.com 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)