adscode
adscode

Dil Eğitimi İçin İdeal Yaş 16

Academix Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Genel Müdürü Sedat Eren, daha önceden yabancı dile yatkınlığı olan 16 yaş ve üzerindeki çocukların, yurtdışında alacağı yabancı dil eğitimine çabuk adapte olduğu…

Dil Eğitimi İçin İdeal Yaş 16
Yurtdışı Eğitim


Gürol Karataş tarafından Adana’ya kazandırılan; ‘Academix Yurtdışı Eğitim Danışmanlık Adana Şubesi’nin açılışı kapsamında kente gelen Sedat Eren, yurtdışı dil eğitimi konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Çocuğun 3-6 yaş arasında dil öğrenmeye başlayabileceğini, bu kapsamda da öncelikli olarak yapılması gerekenin, çocuğun öğreneceği dili duymaya başlaması olduğunu kaydeden Eren, bunun da kreşte, öğretmeni veya anne babası aracılığı ile olabileceği gibi televizyon aracılığı ile de yerine getirilebileceğini anlattı. 
“ÇOCUKLARA OKULDA VERİLEN YABANI DİL EĞİTİMİ BAŞARILI DEĞİL”
Bu yaşlarda çocuğa okulda verilen yabancı dil eğitiminin çok fazla başarılı olmadığı yorumunda bulunan Eren, bunun bazı çocuklarda travmatik olduğunu gözlemlediklerini dile getirdi. Eren, “İlkokulda öğrencinin İngilizce ders alması, ortaokulda veya yaz okulunda da ikişer, üçer haftalık geziler gibi programlara katılarak, dil eğitimi alması çocuklar için çok faydalı. Ancak 16 yaşından önce uzun dönem bir dil eğitimine çocuğu gönderilmesini, fiyat performans eğrisinde çok başarılı bulmuyoruz. Yani 16 yaş ve üzerindeki çocuklar, çok hızlı verim alıyor ve dil eğitimine daha hızlı adapte oluyor. İlkokulda İngilizce’ye biraz aşinalık olmuşsa bu dil eğitimini daha da kolaylaştırıyor. Yaz döneminde 3 aylığına yurtdışında yabancı dil eğitimi alan bir öğrenci, 16-17 yaşında büyüklerin 6 ayda aldığı yolu sadece 3 ayda almış oluyor” dedi.
“TÜRK ÖĞRENCİLER DİL EĞİTİMİ İÇİN İNGİLTERE VE AMERİKA’YA GİDİYOR”
Amerika, İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde de İngilizce’nin öğrenebileceğini, özellikle İngiltere ve Amerika’da dil eğitiminin köklü bir sektör haline geldiğini vurgulayan Sedat Eren, söz konusu ülkelerde yüzyılı aşan tarihi dil okulları olduğunu anlattı. Eren, “Türkiye’den giden öğrenci sayılarına baktığımızda; ilk sırayı İngiltere ve Amerika alıyor. Yaz okulları sayıldığında İngiltere daha yüksek ama uzun dönem dil okulları sayıldığında Amerika daha yüksek olduğu görülüyor. Çünkü kısa dönemde öğrenciler uçak bileti seyahat ve yaşam giderleri düşünüldüğünde İngiltere’nin maliyetleri daha düşük oluyor. Yani 3 haftalık bir kurs için Amerika’ya binlerce dolarlık uçak bileti parası harcayıp, çok uzak bir yol gidip gelmek zor ama 6 aylık 8 aylık 9 aylık giden bir öğrenci için uçak bileti maliyetini böldüğünüzde çok fazla fark etmiyor” ifadesini kullandı.
“YURTDIŞINDA YAŞAYAN BİR AİLENİN YANINDA KALMAK ÖNEMLİ”
Yurtdışında orada yaşayan bir ailenin yanında konaklamanın, öğrencinin dilini geliştirmesi için oldukça önemli bir fırsat olduğunu belirten Eren, özellikle ‘intermediate’ seviyesindeki öğrencilere bunu tavsiye ettiklerini belirtti. Bu ailelerin de özel olarak seçilip, sürekli takip altında tutulduğunu, bu işten yıllarca para kazanan aileler olduğunu ifade eden Eren, bu ailelerin de iki oda bir salondan oluşan ev almak yerine 5-6 odalı geniş evler alarak, ev kredisini de yabancı dil eğitimine gelen çocukların barınma ve eğitiminden gelen para ile karşıladıkları bilgisini de verdi. Ailenin yanına yerleşen öğrencilerin ilk haftalarda adaptasyon sorunu yaşadığını, ancak zamanla birlikte bu sorunu aştığını kaydeden Eren, dil eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye geri dönecek olan çocuklar, yanında kaldıkları o ailelerden ayrılmakta zorlandığını, hatta kimi zaman duygu dolu anlar da yaşandığını söyledi. 
“CALİFORNİA VE ORTA AMERİKA TÜRKLERİ ÇOK SEVİYOR”
“Yurtdışındaki aileler, çocuk için ikinci bir anne baba oluyor” diyen Eren, açıklamasını da şöyle sürdürdü; “Özellikle İngiliz aileler biraz daha soğuk. Biraz daha formel yani resmidir. Amerika’nın belli bir bölgelerinde California, Orta Amerika gibi Türkleri çok severler, çok da sıcak kanlıdırlar. Bunun yanında aile yanında yiyecek konusunda da mesela biz çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bizim öğrencimizin Müslüman bir yerden geldiğini bilirler, domuz etli yemekler yapmazlar. Öğrencinin özel bir diyetti varsa veya öğrenci vejetaryense buna önem gösterirler. Aileler öğrencinin yemek alışkanlıklarına yönelik çok hakikaten çok yardımcı oluyorlar ve duyarlı davranıyor.”

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)