Eğitim, Eğitim, İlle de Eğitim!

Eğitim dediğinizde, etik değerlerden hukuk devletine, demokrasiden insan haklarına kadar zaten içinde her şey var. Yeter ki doğru verilsin.

Bilim toplumu  olduğunuzda çağı yakalamışsınız demektir. Onun nerede, nasıl kullanacağınıza yönelik yol haritası zaten bellidir.

Üretime odaklandığınızda ise refahtan paylaşıma, yatırımlardan teknolojiye, nal toplayan değil, fark atan olursunuz…

Peki biz ne ile uğraşıyoruz?

Sınav, sınav, sınavlarla!...


Sınav, Sınav, Sınav!..


Türk eğitim sisteminin en büyük baş ağrısının sınavlar olduğu bir kez daha çok net olarak ortaya çıktı.

Sınavlar, bir pranga gibi ayağımıza bağlı ve yol kat etmemiz mümkün değil.

MEB ve YÖK’ün sınavlarla ilgili açıklamalarını okudukça kimyanızın bozulması da boşuna değil.

Sanki bunu özellikle yapıyorlar.

Öylesine karmakarışık bir sistem oluşturmaya çalışıyorlar ki, anlayana aşk olsun.

Peki bütün bu ayrıntıların, öğrenciye, ülkeye, aileye ne yararı var?

İşte o uzun uzadıya tartışılır.

Şu ana kadar ki gelişmeler gösteriyor ki, hem liselere, hem de üniversitelere girişte yeni getirilen sistemlerin kalıcı olması mümkün gözükmüyor!

Peki son durum nedir?

Bu konuda net bir şey söylemek çok zor. Çünkü hala netleşen bir durum yok.

Akşam akıllarına bir şey geliyor, ertesi gün onu, bir başka gün de, tam tersi açıklanabiliyor.

Kılavuz çıkıncaya kadar hiç bir şey netleşmez deniliyor ama o çıktıktan sonra da, hatta sınav öncesi, sınav sonrasında da, daha pek çok değişiklik olursa, hiç şaşırtıcı olmaz.

Baksanıza, yeni sistemlerden öğrenci, veli, öğretmen herkes memnunmuş!..

Bu sözün, üzerine söz söylemek, zaten abes olur!

Hayırlısı olsun…

Umarım yanılan biz ve bizim gibi düşünenlerdir!..