adscode
adscode

Eziyet cumhuriyeti

​Eziyetin bin türlüsünü mü yaşamak istiyorsunuz, herhangi bir kuruma, herhangi bir şey için başvurun yeter.

Eziyet cumhuriyeti
Milliyet Diyalog
Bu bir banka da olabilir, bir emniyet müdürlüğü, YÖK, bir hava yolu şirketi, bakanlık ya da bir belediye de...
Bazı dijital hizmetler nedeniyle, eziyetin boyutları, artık işkence noktasına geldi.
Nereyi ararsanız arayın karşınıza insanı deli eden tele sekreterler çıkıyor.
Eğer, aynı numaraları yirmi defa tıklamaktan, ciyak ciyak öten dijital sesleri, defalarca dinlemekten tansiyonunuz tavan yapmıyorsa hiçbir konuda çileden çıkmayacağınız kesindir...
Herhangi bir konuda bilgi almak için bir ilçe emniyet müdürlüğünü, hele hele bir askerlik şubesini arayın. Eğer zıvanadan çıkmadan birilerine ulaşabiliyorsanız, sizi gerçekten tebrik etmek gerekir.
Ya da bir banka şubesine veya bir hava yolu şirketine ulaşmaya çalışın, bakalım kaç saatiniz gidecek ve bir sonuç alabilecek misiniz?
Hadi bütün bunlardan vazgeçtik çok masum ve çok acil istekler için bir hastaneye, bir ilçe milli eğitim müdürlüğüne veya denklik için YÖK’e başvurun ve görün bakalım, dünya kaç bucakmış!..

Dijital işlemlere hayır!
Teknoloji ancak bu kadar istismar edilebilir. Sekreterleri ya da santral memurlarını kaldırıp yerine tele sekreterler koyduğunuzda, işlem başına belki üç beş kuruş tasarruf edebilirsiniz ama verdiğiniz hizmetin kalitesi kesinlikle dip yapıyor.
Başkalarını bilmem ama kendi adıma karar verdim, artık karşıma ne zaman bir telesekreter çıkarsa, zorunlu olmadıkça artık o kurumla çalışmayacağım.
Hizmet sektöründe eğer ortada bir masraf varsa bunun bedelini zaten bize ödetiyorlar, o zaman bu eziyet niye? Santrallere, adam gibi işini iyi bilen sekreterler koysunlar, bedelini de ödetsinler.
Kurumların başındaki yöneticiler, arada bir ne olur, amiri, patronu, çalışanı oldukları kurumları, şirketleri arasınlar. Eğer kendileri bu hizmetten memnunlarsa, aynen devam etsinler. Yok eğer aldıkları demiyorum bakın, almaya çalıştıkları hizmet, Çin işkencesine dönüyorsa, bu işe artık bir son versinler...
İnternet üzerinden hemen her işlem çok daha kolay oluyor. Eğer başarabiliyorlarsa, tüm başvuru, bilgilenme ve iş takibini de internet ortamına taşısınlar...

Denklik işkencesi
Hemen her yıl on binlerce gencimiz yurtdışına okumaya gidiyor ve bir o kadarı da diplomasını alıp geri dönüyor.
Üçkağıt yapanların sayısı, üçü beşi geçmez. Ama YÖK’ün denklik işlemi, tüm gençleri potansiyel sahtekâr görüyor. Bu durum YÖK’te böyle de diğer kurumlarda farklı mı? Alın birini vurun diğerine.
Bazı kurumlarımız, bırakın dijital çağı yakalamayı hala ilk çağlardalar.
Örneğin diplomanızın denkliği, bugünkü teknolojide birkaç yazışmayla rahatlıkla çözülebilir. Örneğin, başvuran öğrencinin, mezun olduğu üniversitenin internet sitesine girilerek rahatlıkla görülebileceği gibi bir maille de sorulup cevabı alınabilir ve hemen hepsi, birkaç saat, bilemediniz birkaç gün içerisinde gerçekleşebilir. Ama bizde aylarca sürüyor. Yaptığınız masraf, çektiğiniz işkence de üzerine bonus olarak veriliyor...
Diplomanızın, pasaportunuzun, transkriptinizin, tek tek tercümeleri isteniyor o da yetmiyor noter tasdiki zorunlu kılınıyor. Peki YÖK’te dil bilen hiç mi kimse yok? En azından en yaygın olan dillerde. Onca kırtasiyecilik niye?
Daha da komiği pasaportunuzda her ne kadar tüm giriş çıkışlar gözükse de, hayır o kadarı yetmez, gidip pasaport dairesinden son 5 yıllık döküm istemek zorundasınız, niye çünkü yurtdışına hiç gitmeden diploma alanlar varmış. Tamam da üç kişi sahtekarlık yapıyor diye 300 bin kişiye niye eziyet çektiriliyor?
Ve bu arada, ilçe emniyet müdürlüğüne ve oradan da pasaport dairesine ulaşabilirseniz ulaşın. Tıpkı askerlik şubelerine olduğu gibi...

Yazının devamı için tıklayınız !

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)