adscode
adscode

Genç Bakış Soykırım İddialarını Masaya Yatırdı

VATAN PARTISI GENEL BAŞKANI DOĞU PERİNÇEK VE 2009' DA ERMENISTAN ILE GÖRÜŞMELERİ YÜRÜTEN EMEKLI BÜYÜKELÇİ ÜNAL ÇEVİKÖZ ABBAS GÜÇLÜ ILE GENÇ BAKIŞ'TA 24 NISAN 1915'TE NELER OLDUĞUNU ANLATTI.

Genç Bakış Soykırım İddialarını Masaya Yatırdı
Programlar

'SOYKIRIM YOKTUR' AÇIKLAMASIYLA İSVİÇRE'DE  CEZA ALAN DOĞU PERINÇEK, AİHM'DE YAPTIĞI SAVUNMA ILE BÜYÜK BAŞARI KAZANDI. HER YIL OLDUĞU GİBİ BU YIL DA 24 NISAN TARIHINE KİLİTLENEN TÜRKİYE, SOYKIRIM IDDIALARI İÇİN NE GIBI GİRİŞİMLERDE BULUNMALI? VATAN PARTISI GENEL BAŞKANI DOĞU PERİNÇEK VE 2009' DA ERMENISTAN ILE GÖRÜŞMELERİ YÜRÜTEN EMEKLI BÜYÜKELÇİ ÜNAL ÇEVİKÖZ ABBAS GÜÇLÜ ILE GENÇ BAKIŞ'TA 24 NISAN 1915'TE NELER OLDUĞUNU ANLATTI.


İŞTE PROGRAMDAN SATIR BAŞLARI: 

Doğu Perinçek
İsviçre’de “Ermeni soykırımı uluslararası, tarihsel ve emperyalist bir yalandır” dedim

2005 yılında Yusuf Halaçoğlu İsviçre’de bir konuşma yaptı, hakkında bir soruşturma başlattılar bunu okuyunca uçağa atlayıp Lozan Antlaşmasının yapıldığı salonda Almanca bir basın toplantısı yaptım.Ermeni soykırımının uluslararası, tarihsel ve emperyalist bir yalan olduğunu, bizim vatanımızı savunduğumuzu kamuoyuna açıkladım. Suçu kasıtlı olarak işledim. Lozan polis mahkemesi tarafından mahkum edildim. Avrupa İnsan Hakları mahkemesinde İsviçre aleyhine dava açtım ve davayı kazandım.17 Aralık 2013 yılında bu karar açıklanınca Dış İşleri Bakanlığı şöyle bir değerlendirme yaptı "Bu bir devrimdir. AİHM için bir milattır” dedi.Kararda aynı zamanda 1915’deki olayların Yahudi soykırımına benzemediği, soykırım tanımı içinde düşünülemeyeceği belirtiliyor.  
Soykırım yoktur diyenleri cezalandırmaya yönelik bir yasanın Avrupa’da çıkması mümkün değildir. Çünkü AİHM bütün Avrupa konseyine bağlı devletler için bağlayıcıdır.


Hrant Dink cinayeti
Hrant Dink’in katledilmesinin Ermeni sorunu ile en ufak bir ilgisi yoktur. Aksine Türkiye’nin bölünmesi Ergenekon, Balyoz davalarının ısıtılması, pişirilmesi, gerekli psikolojik ortamın yaratılması amacı ile karşıt güçler tarafından öldürüldü. 

1915 ve öncesinde neler oldu?
Benim kanımca 1838 Türk- İngiliz Ticari Sözleşmesi’nden başlayarak gelindi. Osmanlı Devletinin sömürgeleştirilmesi süreci aynı zamanda paylaşılması meselesi gündeme geldi. Sadık tebaa olarak görülen Ermenilerin yabancı devletler tarafından 19. Yüzyıl sonlarından itibaren kışkırtıldığını, silahlandırıldığını görüyoruz. Rus arşivlerinde de görüyoruz. Karinyan büyük bir Ermeni devlet adamı şöyle diyor; “Ermeni milliyetçiliğinin tarihi emperyalizm ile işbirliği tarihidir”. 

“Ermeni sorunu bizimle Amerika arasında olan sorundur, Ermeniler ile değil”
Siz Ermeniler ile bu sorunu çözemezsiniz. Ermeni yurttaşlarımız ile biz bu konuyu çok güzel çözeriz. Sayın Aram Ateşyan patriğimiz, Başpiskoposumuz Anuşyan iki üç ay önce bir sempozyumda o kadar güzel tebliğler sundu ki. Söylediklerinin altına imzamı atarım. Karakterli ve ahlaklı büyük Ermenilerdir. Bugünde bu sorun bizimle Amerika arasında olan sorundur. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye topraklarının da bir kısmını içine alan ve Akdeniz’e çıkan bir Kürdistan projesi var. Biz ona ikinci İsrail diyoruz. Bir Müslüman İsrail yaratmak istiyorlar. Ermeni meselesi de bunun bir parçasıdır.

“Kürt meselesinde Amerika’ya teslim olmadığınız sürece bu sorun önünüzden kalkmaz”
PKK ile Ermeni örgütleri arasında çok sıkı bir beraberlik var. Onun için Türkiye’nin Amerika’ya şunu söylemesi lazım. “Benim ülkemi bölemezsin, benim Cumhuriyetimi yıkamazsın ve Atatürk’ü veya Türklük kavramını bu ülkeden silemezsin”.

Kürt meselesinde Amerika’ya teslim olmadığınız sürece bu sorun önünüzden kalkmaz. Bu sorun Türkiye’yi Kürt meselesinden parçalama sorunu. PKK bir terör örgütüdür ve onun bir yasal partisi olduğunu ve Türkiye’nin en sonunda bir silahlı terör bölücü örgütü getirip parlamentosunun içine alınmasını bir demokrasi hadisesi gibi görmemiz müthiş bir zaaftır. Çok kanlı bir senaryodur. PKK silahı bıraktı mı? Hani nerede?

“Türkiye Asya ile işbirliğine mecbur”
Onlara göre şu sonuç çıkıyor. Türkiye soykırımlar ile kurulan bir devlettir. O zaman gayri meşrudur. Bunu parçalamakta haktır. Amerika'da  Avrupa’da alınan birçok kararlarda 1914 –1923 formülü kullanılmaktadır.Suriye’de Amerika dize geldi. Beşar Esad’ı deviremedi. Mursi’nin arkasında Amerika vardı. Devrildi. Tunus’ta Amerikancılar vardı Müslüman kardeşler devrildi. Rejimler birer birer yıkılıyor. Şimdi sıra Türkiye’ye geldi. Avrasya dengesini kurduğu zaman bu iş bitirilir. Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimiz normalleşir. Türkiye Asya ile işbirliğine mecbur. Asya Yükseliyor. 

Soykırım nedir?
1948 yılında BM sözleşmesi ile tarif edilmiş bir suç. Bir hukuki kavram. Biz günlük dilimizde her türlü katliama soykırım diyoruz. Almanların Yahudilere yapmış olduğu soykırım sonucunda bu tanım yapılıyor. Uluslararası ceza hukukuna da girmiş. Bir kere 1948 öncesi olaylara bunu uygulayamazsınız. Kanunsuz suç olmaz. Lahey adalet divanı bunu tespit etti. Sırbistan – Hırvatistan kararında tehcir soykırım anlamına gelmez. Bizim açımızdan da önemli bir karar.

Papa neden “Soykırım” dedi?
 2001 yılındaki Papa’nın aynı zamanda Ermeni patriğinin ifadesine gönderme yapıyor. “20 yüzyılın soykırımı Ermeni soykırımıdır” demiyor. Böyle demişlerdi diyor. Bizim bu konu üzerine gitmemizden sonra Papa sözcüsü bir açıklama yaptı. Dedi ki; “ Ermeni soykırımı yapılmıştır demedi Papa 2001 yılında yapılmış bir konuşmaya atıfta bulundu” dedi. Buda onların ne kadar mahcup durumda olduğunu söylüyor.

“Ermeni Soykırımı konusunda bir karar verecek olan mahkeme ancak Türk mahkemeleridir”
 Hukuka göre Ermeni Soykırımı konusunda bir karar verecek olan mahkeme ancak Türk mahkemeleridir. Birde Lahey adalet divanı gibi taraflardan biri götürdüğü zaman uluslararası bir mahkeme karar verir. Obama falan karar veremez bunların öyle bir yetkisi yok.

“Tehcir olmak zorundaydı. Tehcir olayı olmasaydı Türkiye istiklal savaşı yapamazdı”
Osmanlı birçok cephede savaşıyor.Cepheler arasında bağlantıyı sağlayabilmek için bir takım tedbirler uyguladı. Bunlardan birisi de tehcirdi.Türkiye bu problemde “vatan savunması” kavramını hiç kullanmadı. Sanki iki taraf eşit, insanlar katlediliyor, gelin topraktan çıkaralım kemikleri sayalım kimin kemiği daha fazla. Halbuki bir vatan savunması var. Emperyalist bir müdahale ve paylaşma olayı var. Ermenistan’ın ilk başbakanı Kaçaznuni 1923 yılında TaşnakPartisi kongresinde “bize denizden denize vatan toprak vaat ettiler. Biz onların dolduruşuna geldik ve birçok Müslüman katlettik Türkler vatanını savunuyorlardı. ” demiştir. Tehcir olayı olmasaydı Türkiye istiklal savaşı yapamazdı.  Amerikalılar da Japonlara tehcir yaptı.

“İttihat Terakki’yi Ermeni düşmanı olarak kabul etmek çok yanlış”
İttihat Terakki jön Türklerin devamıdır. Ermeni dostu bir partidir. Ermeniler ile birlikte Abdülhamit’e karşı 1908’e kadar birlikte hareketler, isyanlar düzenlemişlerdir. İttihat terakki kongrelerine Ermeniler katılmış onun için ermeni düşmanı olarak kabul etmek çok yanlış. Kaçaznuni kitabında derki; “Talat paşa bize dedi ki arkadaşlar yapmayın etmeyin silaha falan başvurmayın.  Bu işi silaha dökmeyin sonunda çok kanlı bedeller öderiz diye bizzat Kaçaznuni Talat Paşa bize yalvardı” der. 

Vatan Partisi’nin icraatları neler olacak?
Türkiye üretim ekonomisine geçecek. Paranın giriş çıkışını, malların giriş çıkışını kontrol edeceğiz. Gümrüklerimizi tekrar dikeceğiz. İçerideki sanayi, tarım üreticisini koruyacağız. Borçlanarak pamuk ve buğday alan Türkiye’yi sıcak para komisyoncusuna rantçıya, faizciye değil de sanayiciye, tarımcıya yönelten bir ülke yapacağız. 
Eğitimde bir parçalanma yaşıyoruz. Niçin eğitim reformu çünkü artık Türkiye’de bir üretim ekonomisine geçerken nitelikli insan gücüne ihtiyaç vardı. Onu da eğitim ile başarabiliriz. Hurafeleri eğitim sistemine sokarsanız o zaman verimli bir ekonomi olmaz.
Yüzde 10 barajını geçeceğiz ve meclise gireceğiz. Bizim milletvekillerimizin yarısı kadın olacak.

Ahmet Ünal Çeviköz – Emekli Büyükelçi 

Türkiye – Ermenistan – Azerbaycan ilişkileri

Kafkasya’nın tek sorunu Türkiye – Ermenistan arasındaki sorunlar değildir. En önemli sorun Yukarı Karabağ meselesidir. Bu iki süreç arasında olumlu bir hava yaratılacak şekilde ilerlemelidir diye bir anlayış vardı. Bu anlayışı biz Ermeni tarafına sürekli anlattık. Esas itibari ile protokoller Türkiye ile Ermenistan arasındaki ikili ilişkilere odaklandığı için böyle bir protokol içinde üçüncü bir ülke ile ilgili bir konunun yer alması elbette mümkün değildi. Protokollerin bir şekilde Ermenistan tarafından içeriğinin basına sızdırılmasından sonra Azerbaycan tarafından sıkıntı oldu. Biz Azerbaycan’a biraz geç bilgi vermiş olabiliriz. Azerbaycan’ı ziyaretimiz sırasında şu andaki Cumhurbaşkanımız olan Sayın R.Tayyip Erdoğan Azerbaycan parlamentosunda yaptığı bir konuşmada Karabağ sorunu çözülmediği takdirde bir Ermenistan ile sınır kapılarımızı açmayacağız, dedi.Bu Ermeni tarafını oldukça rahatsız etti ve o andan itibaren süreç kör topal yürümeye başladı.10 Ekim 2009 tarihinde protokollerin imzalanmasına kadar süreci sürdürdük ve nihayete erdirdik.

“Ermenistan halkına karşı Türkiye’de bir siyasi otorite günü geldiğinde geçmiş olaylar için özür dileyecektir” 
Ermeni sorunu anlayışını ortadan kaldırmanın yolu siyasi adımlar atabilmek ve siyasi açıdan ilişkileri düzeltmektir. Bu bir noktaya geldiğinde belki Ermenistan halkına karşı Türkiye’de de bir siyasi otorite günü geldiğinde geçmiş olaylar için özür dileyecektir. 

“Vatan olarak bildikleri yerleri bir daha geri dönüp görememiş olan insanları bir şekilde anlamak lazım”
Türkiye – Ermenistan halklarının birbirine karşı kin ve nefret içinde olduklarını düşünmüyorum. Sorun Diaspora.Vatan olarak bildikleri yerleri bir daha geri dönüp görememiş olan insanları anlamak lazım.Yeni nesiller büyürken hep annelerinden, dedelerinden, anneannelerinden bu yaşadıkları trajedilerin hikayelerini dinleyerek büyümüşler. Yıllar içinde Soykırım olarak tabir edilen bu konu ile özdeşleştirmiş ve varoluş nedeni haline getirmiş. 

Sözde Soykırım iddiaları
Tarihçilerin yapacağı şey tarihte neler olduğunu somut belgelere dayanarak arşivden çıkarmak ve hukukçulara sunmaktır. Hukuki yönden gidecek ise bir mahkeme ile ancak halledilebilir. 1948 sözleşmesi geriye doğru işletilemez. Tehcir savaş olayları sırasında olabilecek bir şeydir. Bir takım savaş hukukunda da vardır. Tehcir konusunda hukuki bakımdan Türkiye suçlu bulunmayabilir. Ama bu bizim vicdanen biz bu konuda hukuki olarak sıyrıldık dememize yol açmamalıdır. 

AİHM’de Perinçek davası
Sayın Perinçek’in davası ifade özgürlüğü ile ilgili bir davadır. Ve bunun kazanımı bize şudur; İfade özgürlüğüne karşı olaraktan açılmış olan bir davada Perinçek ifade özgürlüğünün ihlali ile ilgili davayı kazanmıştır. 

“23 Nisan 1915 gecesi 24 Nisan 1915 sabahı İstanbul’dan 240 tane erkek Ermeni aydın toparlanıyor, evlerinden alındı”
24 Nisan tarihi nereden geliyor? 23 Nisan 1915 gecesi İstanbul’dan 240 tane erkek Ermeni aydın toparlanıyor, evlerinden alınıyor ve bunların 85 tanesi Ayaş’a geri kalanı da Çankırı’ya götürülüyor. Ondan sonra bunların birçoğundan haber alınamıyor. Bunların arasında yazarlar, bestekarlar, mimarlar, hatta Türk Dili profesörü olan Ermeniler var. Niçin bu insanlar alıp götürülmüşler. O insanların İstanbul’dan toplanması odak noktası haline gelmiş.


“Çok yakın büyüklerimizi, beraber sınavlara girdiğimiz kardeşlerimiz olan diplomatlarımızı kaybettik”
Ben mesleğe girdiğim zaman diplomatları şehit vermeye başlamıştık. Çok yakın büyüklerimizi, beraber sınavlara girdiğimiz kardeşlerimizi kaybettik. Terör ile bir takım şeyleri ispat etmeye çalışanların ne kadar yanlış yolda olduğunu göstermiş bir şekilde de şehitlerimize vicdanen borcumuzu ödemiş olacağımıza inanıyoruz. Biz kendi acımızı içine atan bir camiayız. Asla unutmayız. Dış işleri bakanlığı girişinde hepsinin tek tek isimleri bellidir.

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)