Bugünkü eğitim sistemimiz, tam anlamıyla, hayal tacirliği yapıyor.
Adeta hayal satıyor.
Onlarca tercih hakkı tanıyarak, büyük hayaller kurmaya teşvik ediyor.
Oysa aldığı eğitim ve elindeki puana göre gerçekçi olmalarını sağlamak en doğru olanı ama bunu yapmıyoruz.
Bütün öğrencileri, üniversite önüne yığmaktan vazgeçmeliyiz.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem yok.
Olamaz da!
Çünkü gerçekçi değil.
Ülkenin dört bir yanını üniversitelerle donattık, tıka basa öğrenciyle doldurduk da, ne oldu?
İşsizlik sıralamasının ilk sırasında yıllardır, üniversite mezunları var.
Yani yükselte yükselte, sadece, işsizlerimizin, eğitim düzeyini yükseltebildik o kadar.
İnsan gücü planlaması çok önemli bir şey ama aklımızın ucundan bile geçmiyor.
Tanımlanmış ve eğitimi yapılan meslek çeşitliliğini artırmak yerine, on binlerce, hatta yüz binlerce işsiz mezunu olan, fakültelere hala, her yıl, on binlerce öğrenci alıyoruz.
Gençlerimizi, seviyor ve onların, dolayısıyla da ülkemizin geleceğini önemsiyorsak, ülkemizin kalkınma planları çerçevesinde yapılacak insan gücü planlamasını ve en önemlisi de, her bir öğrencinin ilgisini, yeteneğini ve hayallerini ciddiye almak zorundayız.
Hayal kurdurmak yetmez, onu gerçeğe dönüştürecek, ortamların da yaratılması gerekir.
Ve umuyoruz ki, artık bunun da zamanı gelmiştir!...