adscode
adscode

Her Çocuk Kendi Kitabını Yazar!

"Oyunla çocuk olmak aslında eğitimin en önemli evresi.Çocukların bilgi depoları oyun dönemi dediğimiz 3-6 yaş evresinde inşa ediliyor"

Her Çocuk Kendi Kitabını Yazar!
Genç Blog

Hamilelikle başlayan eğitim sürecinde her annenin başlangıçta başvurabileceği güvenli bir kaynağa ihtiyacı vardır. Büyüklerin edindiği tecrübeler de çoğu defa işe yarayabilir ama her çocuk kendine özgü bir gelişim süreci içinde büyüyor.

İşte bazen bunu unutup öğrendiğimiz her şeyi çocuğumuza uyarlamaya çalışıyoruz. Bu yönlendirmeler ne yazık ki çoğu defa başarısızlıkla sonuçlanıyor. Neden mi?

Bir yanda ‘0-3 yaş döneminde çocukları asla ağlatmayın!’, ‘Tuvalet eğitimi 3 yaşından itibaren verilmeli!’ gibi çeşitli uzman görüşleri var. Diğer tarafta çevremizde ki tecrübeli annelerin öğretileri…

Peki doğru olan hangisi?

Doğum sonrası sendromu dedikleri şey aslında tamamen bundan kaynaklanıyor.

Asıl adı ÇARESİZLİK! 

İnsanların öneri adı altında sürekli bir uyaran oluşturmalarından duyulan bıkkınlık…

Çevrede ki uyarıcılara duyarsız kalamadığınız ve her bilgiye açık olduğunuz bu dönemin üstesinden gelmek, kirli bilgiyi ayırt edip onlara kulak tıkayabilmek, bir annenin ilk ve en büyük başarısı. Bilgi doğru da olsa her çocuk kendi kitabını yazar.

Çocuğunuzu büyüme evresinde gözlemledikçe ona uygun davranış kalıpları geliştirebilmek pekala mümkün. Ve emin olun bu kazanımlar edindiğiniz bilgilerin ötesinde daha faydalı oluyor. Bilinçlenmek için uzman görüşleri her zaman yol gösterir, farklı bakış açıları kazandırır. Dinleyin, öğrenin ama uygulamada seçici olun.

Okul öncesi dönemde önceliğimiz nedense çocuklarımızın zeka gelişimi. Aslında ruhsal durumlarının gelişimiyle beynin aktive oluşu eşgüdümlü olarak ilerlese de pek çok anne öncelikle çocuğun zeka düzeyini geliştirmek için çabalıyor; kavram öğretmeye, davranış kalıbı oluşturmaya zorluyor. İstediği biçimi veremeyince problemler başlıyor. Çocuk suçlanıyor, anne suçluluk duyuyor…

Çocuklar bu süreçte çok daha hızlı öğreniyor evet ama ileri ki dönemde pek çoğu unutuluyor. Önemli olan öğrenerek uyarılması, öğrendikleri kavramlar değil. Bu ezberden öteye geçmez. Onun hayatı boyunca unutamadığı bir şey varsa o da, 0-6 yaş döneminde duygusal olarak ona ne verdiğinizdir.

İşte bu eşiği sorunsuz atlatmanın tek yolu da annelik sezgileriyle hareket etmekten geçiyor.  Çalışan annelerin en çok zorlandığı konu da bu olsa gerek. Çünkü çalışmak zorunda olan anneler yeteri kadar gözlem yapamadığı ve iletişim kuramadığı için çocuğunun beklentilerini anlamakta zorlanıyor.

“Bu konuda da küçük bir dipnot da çalışan annelere gelsin. Özellikle bu dönemde çocuğunuzun kişisel bakımını( banyo, tırnak kesme…) ve uyku ihtiyacını mümkünse bir başkasına devretmeyin.  Bizzat kendiniz ilgilenin çünkü bunları yaparken kurduğunuz bağ çok ama çok değerli.“

Aslında en önemli olan sürekli bir birliktelikten ziyade, en doğru iletişimin sağlandığı, duygusal bağın yakalandığı zamanı iyi değerlendirmeyi başarabilmektir.

Çocuklarımızın daha adil ve daha güzel bir dünyada yaşamasını istiyorsak önce payımıza düşen sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Önemli olan yaşatmaktan ziyade ona kaliteli bir yaşam armağan edebilmektir. Nasıl mı? Oyunla tabii…

*****

Oyun Çocuğu

Çocukların okul öncesi dönemde tek bildikleri ve en iyi yaptıkları şey oyundur. Onu her yönden geliştiren, besleyen, hayata hazırlayan oyun modu o dönemde hiç değişmez. Uyumak, giyinmek, diş fırçalamak, yemek yemek…hepsi birer faaliyettir onlar için. Nedenlerini sorgulamak bile bir oyun.

Büyüdükleri çevrede pek çok uyaranla karşılaşan çocuklar olumlu ya da olumsuz çok şey öğrenir ve bunlardan etkilenirler. Onların beyin gelişimlerini en iyi şekilde tamamlayan, ailenin de katılımıyla eğlenceli bir öğrenme süreci yaşatan, pek çoğumuzun bildiği ya da bilmeden uyguladığı çeşitli aktiviteler var.

Onlara özbakım becerisi kazandıran, gelişimlerinde son derece etkili olan bu oyunlardan, zaman zaman örnekler sunacağım size. Ben öğrendiklerimi sizlerle paylaşırken sizin de ilginç önerileriniz varsa  editor@abbasguclu.com.tr adresine gönderin, paylaşalım.

İlk Oyun:

Kura Çek/ Seç Oyna

-Çocuğunuza ayırdığınız bu kısa ama çok değerli olan zaman diliminde televizyon ya da bilgisayarlarınız mümkünse kapalı olsun.

-Öncelikle ilk yapacağınız şey bir etkinlik takvimi oluşturmanız. Bunun için haftalık planlar yapmak sizin yararınıza olacaktır. Her gün bir ya da iki faaliyeti birlikte yapacağınız şekilde oluşturun. Bu size kalmış. Belirli günlerde bayramlarda, doğum günlerinde …..vb   o güne özel aktiviteler yapmanız da çok yararlı olacaktır.

-Renkli bir kutu ya da kavanoz onun faaliyet kutusu olsun.  Haftanın ilk gününde yapılacak aktiviteleri onunla birlikte küçük kağıtlara yazarak kutunun içine atın. (Siz yazarken ona da kendi makasıyla kestirip katlatabilirsiniz.)

-Sonra ondan içlerinden bir tanesini seçmesini isteyin. Bu kağıtların renkli olması daha da ilgi çekeceğinden kağıtları birlikte boyayabilirsiniz. Seçilen ve uygulanan faaliyet kağıdını o hafta içinde tekrar aynı kutuya atmayın. Asıl önemli olan hangi faaliyetleri yapacağınız.

 

İşte birlikte yapacağınız aile katılımlı faaliyetlere tecrübe edilmiş öneriler:

*Çocuğunuza isminin öyküsünü anlatın.

*Tanıdığı hayvanların taklidini yapmasını isteyin.

*Sizin için bir resim yapmasını isteyin. Özellikle 3 kulaklı dört bacalı bir insan figürü olsun.

*Evinizde kırmızı renkli eşyaları bulmasını isteyin.

*Eski dergilerden resimleri keserek birlikte kolaj çalışması yapın.

*Eşyalarını katlamasına fırsat verin.

*Onunla birlikte oynarken ‘özellikle’ nezaket ifadeleri kullanın. Teşekkür edin, rica edin onu yaptığı çalışmadan ötürü onurlandırın, arada bir de ödüllendirin. Ceza yok!

*Onu üzen ve mutlu eden şeylerin neler olduğunu sorun.

*Evde ki nesneleri eşleştirin.

*Yaptığı faaliyetleri sergileyeceğiniz bir alan oluşturun. Onları bant yardımıyla birlikte sergileyin. (Öneri! Mümkünse üzerlerine o günün tarihini yazın gelişimini gözleyebilmek için bir klasörde onları biriktirebilirsiniz)

*Sevdiği bir masalı tiyatral biçimde birlikte canlandırın. İstediği karakteri seçmesine fırsat verin. Kuralları tamamen o belirlesin.

***Onu sevdiğinizi söylemeyi asla ihmal etmeyin!

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)