Gençlerimize gerçekten değer veriyorsak, her şeyden önce bunu onlara hissettirmeliyiz.
Daha da önemlisi onlar için bir şey yapmalıyız.
İyi bir eğitim, iyi gelecek, iyi bir kariyer istiyorlar.
Hepsi bu kadar.
Ve bunun için büyük mücadeleler veriyorlar.
Bir sınava bitiyor, daha dinlenmeden, hemen bir diğerine hazırlanıyorlar.
Ne doyasıya bir çocukluk dönemi yaşıyorlar ne de gençliklerini.
Ve pek çoğunun geldiği son nokta işsizlik ve hayal kırıklığı.
Durum, bizde böyle de, dünya da farklı mı?
Gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda, bizden daha da geride olanlar var ama bizden çok daha iyi durumda olanların sayısı da azımsanmayacak kadar.
Keşki dünya genelinde, geleceğimizi emanet edeceğimiz, çocuk ve gençlere çok daha fazla önem verilse!
Aksını iddia edip, fazlasıyla önem veriliyor diyenler, mutlaka çıkacaktır…
Ama tablo ortada.
İşte size üç farklı araştırma:
Kim Daha Mutlu?
Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’nin toplam nüfusu 79 milyon 814 bin 871 olarak açıklanırken, 15 ile 24 yaş aralığında ki genç nüfusun ise 12 milyon 989 bin 42 kişi olduğu belirlendi.
Interpress’in yaklaşan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı öncesi Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerinden elde ettiği sonuçlara göre, toplam nüfusun yüzde 16,3’ü gençlerden oluşurken, gençlerin yüzde 51,2’sinin erkek, yüzde 48,8’inin ise kadın olduğu belirlendi.
Gençler ile ilgili medyaya da yılbaşından bu yana 290 bin 831 haber yansıdığı tespit edildi.
Genç nüfusun yüksek ve düşük olduğu şehirler …
Verilere göre, genç nüfus oranının en yüksek olduğu il, yüzde 25,5 ile Hakkari olurken, bu ilimizi, yüzde 23,9 ile Şırnak ve yüzde 23,1 ile Siirt izledi. Genç nüfus oranının en düşük olduğu iller ise sırasıyla, yüzde 13,2 ile Muğla, yüzde 13,5 ile Balıkesir ve yüzde 13,7 ile Sinop olarak tespit edildi.
Genç kadınlar erkeklerden daha mutlu …
Gençler hakkında yapılan incelemede; kendisini mutlu hisseden 18-24 yaş arasındaki gençlerin oranı yüzde 65,1 oldu. Mutluluk oranı, 2016 yılında genç erkeklerde yüzde 60, genç kadınlarda ise yüzde 70,2 olarak gerçekleşti. Gençlerin mutluluk kaynağı olarak ilk sırayı yüzde 54,6 ile sağlık alırken, bunu yüzde 20 ile sevgi, yüzde 15,4 ile başarı izledi.
Genç kızlar görücü usulü, erkekler ise kendi kararıyla evleniyor …
Araştırma sonuçlarına göre; 15 ile 24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 43,3’ü görücü usulü ve kendi rızasıyla evlenirken yüzde 36,8’i kendi kararı ve ailesinin rızasıyla evlendi. Gençlerin yüzde 13,6’sının ise kaçarak evlendiği görüldü. Genç erkeklerin yüzde 45,3’ü, genç kadınların ise yüzde 35,3’ü kendi kararıyla evlenirken, genç erkeklerin yüzde 33,4’ü, genç kadınların ise yüzde 45’inin görücü usulü ile evlendiği saptandı.
Gençlerin yüzde 24’ü ne okuyor ne çalışıyor…
Gençlerin eğitim ve istihdama katılımlarına bakıldığında ise ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 24 oldu. Bu oran, genç erkeklerde yüzde 14,6, iken genç kadınlarda ise yüzde 33,5 oldu. Gençlerde işsizlik oranı, 2016 yılında yüzde 19,6 olarak gerçekleşti. Bu oranın, 2016 yılında genç erkeklerde yüzde 17,4, genç kadınlarda ise yüzde 23,7 olduğu tespit edildi.
104. sıradayız!
Dünya Ekonomik Forumu’nun dünyanın en nitelikli eğitim sistemleri sıralamasında Türkiye 134 ülke arasında 104’üncü oldu. Türkiye, Etiyopya gibi gelişmemiş birçok Afrika ekonomisinin gerisine düşerken, Singapur en nitelikli eğitim sistemi seçildi.
Dünya Ekonomik Forumu’nun ülke ekonomilerini incelediği ‘Dünya Rekabet Edebilirlik 2016-2017’ raporunda birçok sektörle ilgili önemli veriler paylaşılıyor. Raporda rekabet gücü yüksek olan ekonomiler; eğitim, sağlık, özel sektör, güvenlik gibi 12 alanda değerlendiriliyor. Ülkelerin eğitim sistemlerinin niteliğinin ele alındığı sıralamada, Türkiye 138 ülke arasında 104’üncü olurken, ilk 10’da başta Singapur olmak üzere, Katar ve Finlandiya gibi ülkeler yer aldı.
Sıralamada ülkeler, eğitim sistemlerinin rekabetçi ekonomik ihtiyaçlara ne oranda cevap verdiklerine göre değerlendirildi. Ülkelere verilen en yüksek puan 7, en düşük puan ise 1 oldu. Singapur 6.1 puanla dünyanın en nitelikli eğitim sistemine sahip ülkesi konumuna yerleşirken, onu İsviçre 6.1 ve Katar 5.8 puanla takip etti. Listenin son sırasında ise 2 puanla Yemen yer aldı. Sıralamada son üç yıldaki gelişme trendleri de göz önünde bulunduruldu. Bu yüzden Singapur, aynı puan aldığı İsviçre’nin önüne geçmiş oldu.
İlk 10’da dört Asya ve altı Avrupa ülkesi temsil edildi. Arap coğrafyasında Katar 3 ve Birleşik Arap Emirlikleri 7’ncilikle dikkat çekti. 10’uncu sıraya ise Asya’nın finans merkezlerinden Hong Kong yerleşti. PISA’da 15 yaş düzeyindeki öğrencilerinin performansıyla dikkat çeken Finlandiya da sıralamada 4’üncülükle İsviçre’den sonra Avrupa’nın en iyi derecesini yaptı.
Türkiye ise çoğu gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkenin ardından 3.6 puanla 104’üncü sırada. OECD’nin üç yılda bir yayınladığı PISA gibi değerlendirmelerde Türkiye ile genellikle yakın sıralarda yer alan Rusya ve Polonya gibi ülkeler ilk 100’e girerken, Türkiye sıralamada birçok gelişmemiş Afrika ülkesinin de gerisine düştü. Madagaskar 101 ve Etiyopya ise 103’üncü sırada Türkiye’nin önüne geçmeyi başardı.
Büyük Yalnızlık!
UNICEF’in bugün yayınlanan yeni raporunda belirtildiğine göre yalnız başına yolculuk yapan mülteci ve göçmen çocuk sayısı 2010 yılından bu yana hemen hemen beş kat artarak rekor düzeye ulaştı. Yanlarında kimsesi olmayan ve ailelerinden ayrılmış mülteci ve göçmen çocuk sayısı 2010 ve 2011 yıllarında 66 bin iken, 2015 ve 2016 yıllarında bu konumda oldukları belirlenen çocukların sayısı yaklaşık 80 ülkede en az 300 bine ulaştı.
‘Çocuk Çocuktur: Yollardaki çocukların şiddet, istismar ve sömürüden korunması’ başlıklı rapor mülteci ve göçmen çocukların yola çıkışlarının ardındaki nedenlerin ve karşılaştıkları risklerin küresel bir fotoğrafını vermektedir. Bununla birlikte, giderek daha fazla çocuğun gidecekleri yere ulaşabilmek için çoğu kez kaçakçıların ve insan tacirlerinin insafına kaldıkları son derece tehlikeli yollar izlediklerini de göstermekte ve bu çocukların sömürü, istismar ve ölümden kurtarılması için küresel bir koruma sistemine gerek olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
UNICEF Genel Direktör Yardımcısı Justin Forsyth’ın konuya ilişkin değerlendirmesi şöyle: “Bir çocuğun bile tek başına yollara düşmesi önemli bir durumken bugün bu durumda olan sarsıcı sayıda çocuk görüyoruz ve biz yetişkinler onlara gerekli korumayı sağlayamıyoruz. İnsafsız kaçakçılar ve insan tüccarları bu çocukların güç durumundan kendi çıkarları için yararlanıyor; çocukların ülke sınırlarını geçmelerine yalnızca bu çocukları köle gibi satmak ve fuhşa zorlamak için yardım ediyor. Çocukları bu insan avcılarına karşı koruyamıyor olmamız vicdanlara sığacak bir durum değildir.”
Rapor, yanında kimsesi bulunmayan, Nijeryalı 17 yaşındaki Mary’nin öyküsüne de yer vermektedir. Mary Libya’dan İtalya’ya yaptığı dehşet verici yolculukta insan ticaretinin sonucu oluşan travmayı birinci elden yaşamıştır. Mary kendisine yardım vaat eden kaçakçı ve insan taciri kişiden söz ederken şöyle diyor: “Bize iyi davranılacağını, her şeyin yolunda gideceğini söylerken yalan söylüyormuş…” Mary Libya’da üç aydan uzun zaman geçirmek zorunda kaldı ve burada istismara uğradı: “Onunla yatmazsam beni Avrupa’ya götürmeyeceğini söyledi. Bana tecavüz etti.”
Raporda yer alan kimi temel bulgular şu şekilde sıralanmaktadır:
§ 2015-2016 yıllarında yanlarında kimsesi bulunmayan 200.000 çocuk yaklaşık 80 ülkeye iltica başvurusunda bulunmuştur.
§ 2015-2016 yıllarında ABD-Meksika sınırında yanlarında kimsesi bulunmayan 100.000 çocuk yakalanmıştır.
§ 2015-2016 yıllarında yanlarında kimsesi bulunmayan 170.000 çocuk Avrupa’ya iltica başvurusunda bulunmuştur.
§ Yanlarında kimsesi bulunmayan ve ailelerinden ayrılmış çocuklar 2016 yılı ile 2017 yılının ilk aylarında İtalya’ya deniz yolu ile ulaşabilen tüm çocukların yüzde 92’sini oluşturmaktadır.
§ Tüm dünyada insan ticareti-kaçakçılığı mağdurlarının yaklaşık yüzde 28’ini çocuklar oluşturmaktadır.
§ Sahra Güneyi Afrika ile Orta Amerika ve Karayipler, sırasıyla yüzde 64 ve yüzde 62 olmak üzere tespit edilen insan ticareti mağdurları arasında çocukların en yüksek oranlara ulaştığı bölgelerdir.
İtalya’da yapılacak G7 Zirvesi öncesinde UNICEF mülteci ve göçmen çocukların korunması ve esenliklerinin sağlanması için hükümetlere altı maddelik eylem planı benimsemeleri çağrısında bulunmaktadır.
Forsyth şöyle devam ediyor: “Bu çocuklar, yolculuklarında güven için tüm dünyadaki hükümetlerin konuyu gerçek anlamda sahiplenmelerine ihtiyaç duymaktadır. Gelecek hafta G’ toplantısında bir araya gelecek liderler altı maddelik eylem gündemimizi benimseyerek bu yöndeki çabaların öncülüğünü üstlenmelidir.”
UNICEF eylem planında şu maddeler yer almaktadır:
1.Başta yanlarında kimsesi bulunmayan çocuklar olmak üzere çocuk mülteci ve göçmenlerin sömürü ve şiddetten korunmaları;
2.Bir dizi pratik alternatif geliştirerek, mülteci statüsü isteyen ya da göç etmekte olan çocukların gözaltına alınma uygulamalarına son verilmesi;
3.Çocukları korumanın ve hukuksal statü tanımanın en doğru yolu olarak ailelerin bir arada tutulması;
4.Tüm mülteci ve göçmen çocukların öğrenme süreçlerinin devam ettirilmesi ve kendilerine sağlık ve diğer kaliteli hizmetlere erişim olanakları sağlanması;
5.Kitlesel ölçekte mülteci ve göçmen hareketlerinin temelindeki nedenlerin ele alınması;
6.Geçiş ve varış ülkelerinde yabancı düşmanlığına, ayrımcılığa ve marjinalleştirmeye karşı mücadele önlemlerinin yaygınlaştırılması.
UNICEF ayrıca kamuoyunu da altı maddelik eylem planına destek vererek savaşın, şiddetin ve yoksulluğun yerinden ettiği çocuklarla dayanışma içinde olmaya çağırmaktadır.
