Önceki gün, ölümünün ikinci yılında, hüzünle ama bir o kadar da coşkuyla anıldı. Öylesi anlamlı sözler, herkes için söylenmez. Ailesi, dostları, mesai arkadaşları ve en önemlisi de öğrencileri, kendisini öylesine güzel anlatalar ki, ne ekersen onu biçersin ata sözü, sanki, böylesi anlar için hafızalara kazanmış...
Arıkan, eğitim camiasında onurlu duruşu, Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine bağlılığı ve yenilikçiliğiyle hep öncü oldu. Eğitim kurumlarını desteklemek için atıldığı iş dünyasında da, öğretmen ve öncü kişiliğini hiç kaybetmedi.
Ölümünden sonra senaryo yazanlar çok oldu.
Çocukları bu işi zor götürür dendi ama hepsi yanıldı.
Hem çok sağlam ilkelere dayandırdığı kurumlar hem de çocukları Ümit, Ebru ve Eda, Arıkan'nın zirveye taşıdığı eğitim meşalesini aynı şekilde dalgalandırmaya devam ediyorlar...
Törende, çok fazla anekdot vardı ama sanki en çarpıcı olan Ebru Arıkan'nın Babasına yazdığı mektup ve adına düzenlenen şarkıydı...
İlki bir evladın baba özlemini, ikincisi de verilen emeklerin toplum nezdindeki karşılığını dillendiriyordu.
Mektubu da, şarkıyı da kendi seslerinden dinlemek kadar etkili olmasa da yine de sizlerle paylaşmak istiyorum:
Bugün konuşmamı sizlere hitaben değil, babama hitaben yapmak, kendisine yazdığım bir mektubu okumak istiyorum.
Sevgili Babacığım, öğretmenim, patronum, aşkım, idolüm,
Seni ne kadar özlediğimi söyleyerek başlamak istiyorum.
Bugün 2 Şubat 2018. Sabah 4.00’te yoğun bakım kapısı önünde senin için dua ederken gelen acı haberinin üzerinden tam iki yıl geçti.
İlk hastaneye kaldırıldığın, 13 Haziran 2014 Cuma gününü, elim ayağım titreyerek kendimi hastaneye atışımı hatırlıyorum.
Yoğun bakımda yanına gelip ellerini öpüşümü, sana seslendiğimde beni duyduğuna inanma isteyişimi. Sonra ilk kez gözünü açısını tekrar gözlerime bakışını. Huzurlu göründüğün anları, baş ucundaki lavanta kokusunu hatırlıyorum, dün gibi.
Yirmi iki ay boyunca hayata direnişimi, acılarını, yaşam mücadeleni hatırlıyorum.
Biliyorum, hiçbir şey kolay olmamıştı hayatında. Çocukluğunun ilk günlerinde anneni kaybetmiştin. Evinden uzaklarda yatılı okullarda yetirdin kendini. Hiçbir şey zahmetsiz değildi yaşamında. Okudun, çalıştın. Kolay olana tamah etmedin.
Hatırlıyorum, çok sevdiğin, inandığın gençlere şöyle seslenmiştin: “İnsanlara faydalı her sonuç, bilim insanları tarafından büyük emek ve zaman harcayarak elde edilen sonuçlardır. Şunu unutmayın, zahmetsiz elde edilen her sonuç, değersizdir. Bir işi değerli kılan ona verilen emektir, harcanan zamandır.”
İnsanlığa faydalı olurken verdiğin emekleri, bir şeyleri değiştirmek istediğinde değişimin kendisi olmanı, önüne koyulan engelleri kendi doğrularından vazgeçmeden aşmanı izleyerek, büyüdüm.
Atatürk’ün “İlim, fen nerede varsa sanat nerede varsa gidip öğrenmeye mecburuz” söyleminde yola çıkara sekiz yıl boyunca dünyanın birçok ülkesinde araştırmalar yaptın. Türkiye’nin faziletli çocuklarını yetiştirmek üzere 21. Yüzyılın eğitim sistemini değerlerimizle harmanlayarak hediye ettin.
Seninle gurur duyuyorum ve seni çok seviyorum babacığım.
Defin törenini ardından oradaki görevliler “Zincirlikuyu, Zincirlikuyu olalı böyle bir cenaze töreni görmedi” demişlerdi. Ne kadar çok insanın kalbine, hayatına dokunmuşsun.
Gün yok ki sana olan hayranlığım artmasın.
Bir konuşmanda “Her insan, sınırları belirlenemeyen büyüklükte; öğrenme, yaratma ve sevme potansiyeli ile dünyaya gelmektedir. Çocukların önünde serilen ufuk ne kadar geniş ise onların da geleceğe bakıları o kadar umutlu, ürettikleri çözümler o kadar yaratıcı olur” demiştin.
Bize insanın öğrenme, yaratma, sevme güçlerin sınırsızlığını ne güzel yansıttın ve yaşattın.
Gerçekleştireceğin çok hayaletlin vardı. Erken ayrıldın, babam.
Mevlana der ki; Ebedi yaşam ölümün içindedir.
Sen tüm içtenliğinle, sevgi dolu yüreğinle, insanlığa verdiğin hizmetlerinle, değerlerinle ebediyete ulaştın.
Orada huzur içinde uyu.
Bil ki; Seni çok arıyoruz.
Bugün aramızda bulunan ya da bulunamayan tüm dostlarına, sevenlerine hayırlı ömürler diliyorum. Yanımızda olduğunuz için teşekkür ediyorum.
KOCAMAN ADAM
İLİMLE İRFANLA İNSANLA İŞİ
VATAN SEVDASIYLA AĞRIMIŞ BAŞI
YETMİŞE DAYANMIŞ OLSA DA YAŞI
DÜNYAYI KAVRAMIŞ KOCAMAN ADAM
İBRAHİM ARIKAN ADAMDIR HANİ
VEFA GÖRMESE DE YANSA DA CANI
GÜZELİ KAVRAMIŞ KOCAMAN ADAM
GÖZÜNDE PARA PUL ŞATAFAT YOKTUR
BEKLEMEZ KİMSEDEN AFERİN TAKDİR
GAYRETİ SINIRSIZ BAŞARI ÇOKTUR
GENÇLİĞİ KAVRAMIŞ KOCAMAN ADAM
İBRAHİM ARIKAN ADAMDIR HANİ
VEFA GÖRMESE DE YANSA DA CANI
İLİMLE İRFANLA GEÇER HER ANI
GÜZELİ KAVRAMIŞ KOCAMAN ADAM
Seslendiren: Besa Mullaavda
Söz: Mustafa Göktekin
Müzik: Prof. Qerim Kadiri