adscode
adscode

İİBF MEZUNLARINDAN MEKTUP VAR!

İİBF MEZUNLARININ ORTAK SIKINTI VE TALEPLERİNİ İÇEREN MEKTUBU;

İİBF MEZUNLARINDAN MEKTUP VAR!
Üniversite

''İİBF mezunu olarak her yıl mağdur edilmekteyiz. Bunda İİBF mezunu memur alım sayısının az olmasının yanında; kurumların ve DPB?nin yanlış politikiları da etkili olmaktadır.
SORU: Her yıl onbinlerce memur, sağlıkçı, polis, imam, din öğreticisi şahıslar alınmakta ve alımlar her yıl rutin olarak devam etmektedir. Örneğin; Polis her sene en az on bin, öğretmen 40 bin, sağlıkçı ve imamda ise sınır olmaksızın 50-60 bin atama yapılmaktadır. Ve bu kişiler düşük puanla atanmaktadırlar. Lise mezunu bir İmam-Hatip mezunu 50 puanla Sivas?a memur olabilmekte, ya da 40 puanla imam olarak atanabilmektedir. Keza sağlıkçılarda da durum böyledir. O halde Yüce Devletimiz ihtiyaç var dediği hassasiyeti, memur yetiştirme amacıyla kurulan ve şu an en büyük mezun sayısına ulaşan İİBF?ye neden göstermemektedir?
SORU: Yukarıda bahsetmiş olduğumuz alımlarda ihtiyaç çokken, kurumlarda İİBF?nin hakkı olan memur alımlarına ihtiyaç yok mudur? Yok ise kurumlarda vatandaşlar neden kuyruk oluşturmaktadır ve SGK, İŞKUR, MALİYE, PTT, TAPU gibi devletin güzide kurumları neden binlerce personel açığı olduğunu ve işlerinin aksadığını söylemektedirler?

SORU: Eğer Maliye Bakanımız, bütçemiz her yıl 450 bin İİBF mezunu vatandaşımızdan sadece 3 bin alım yapacak kadar bütçe imkanına sahip diyor ise; yukarıda zikrettiğimiz kurumlar için neden bu geçerli değildir, o halde bu düşünce yapısı tamamen siyasal bir düşünce ve gerçeklikten uzak bir söylem değil midir?

SORUNLAR: Elbette İİBF mezunlarının tek mağduriyeti alım sayısının azlığı değildir. Bir avuç İİBF mezununun memuriyete alınmasında da vahim sorunlar karşımıza çıkartacak bir personel politikasının çaresizliği ve sistemsizliğiyle karşı karşıya bulunmaktayız.

Şöyle ki: Merkezi alımlar ile sözleşmeli alımların tamamlanma tarihlerinin aynı anda yapılması engellenmemekte; bir aday hem merkezi alıma hem de sözleşmeli alıma başvurmakta, sonrasında her iki tercihinden birinde karar kılmakta, her iki memuriyete atandığından, bir kadroyu boş bırakarak kendisinden daha düşük puanlı adayın boşta kalmasına neden olmaktadır. Bu sorun memur alım sayısı kadar önemlidir. Zira hem kurumlar bundan muzdarip olmaktadır, hem de adaylar mağdur olmaktadır.

Yine vahim bir sorun da ?ki kurumların en büyük şikayeti- sözleşmeli alıma yerleşen bir adayın 3-4 ya da 5 ay sonra idealindeki ataması gerçekleştiğinde, elini kolunu sallayarak kurumu terketmesidir. Bu istikrara önem veren bir kurum için büyük prestij ve iş gücü kaybını da beraberinde getirmektedir. İşte bundandır ki kurum yetiştirdiği personeli kaybetmekte, işleri çıkmaza girmekte ve yine kendisinden belki de virgüllerle daha az puan alan adaylar işsiz kalmaktadırlar. Kurumlar yüksek puan alan adayların birkaç aylığına çalışıp egolarını tatmin ettikleri kurumlar olmamalıdır.Bunu detaylandıracak olursak:
4001 kodu denilen herhangi bir meziyete sahip olmaya gerek duyulmayan ??herhangi bir lisans mezunu olma şartının yeterli?? sayıldığı bir kodla iibf kadrolarının paylaştırılması da düşünülmesi gereken bir noktadır. Bir öğretmen adayı ya da bir mühendis ya da bir at antrenörü neden memur kadrosuna atanma hakkına sahiptir? İibf adayı nasıl öğretmenlik sınavına girme hakkına sahip değilse, nasıl ki p3 puanıyla mühendis alımına başvuru yapamıyorsa, 4001 kodunun anlamsızlığı neden anlamlandırılamamaktadır? Örneğin Devletin güzide kurumlarından Maliye Bakanlığı 4001 koduyla vasıfsız arkadaşlara neden tercih hakkı vermektedir? Ataması olan mühendisler, öğretmenler ya da herhangi bir mezun, ataması olur olmaz kurumu terk etmekte, kurum bunda sıkıntı yaşamaktadır. Ama her atama döneminde kurum yine 4001 ısrarını sürdürmektedir. Şu bilinmelidir ki, iibf mezunu bir aday kurumu asla terk etmeyecektir, çünkü gideceği başka bir alan da yoktur.

SORU: Son dönemde hükümetimiz 1 yıl içinde tamamlanmak üzere 35 bin şehit-gazi ve terör mağduru kardeşimizi, bütçe kanunu istisnası kapsamında kamuda istihdam etmektedir. Elbette bu alkışlanacak bir projedir. Bu 35 bin kadronun 1 yıl içinde tamamlanacak olmasının iibf?den alınan 7 yıllık kadroya eşdeğer olduğu düşünüldüğünde; bu ülkemizin son 10 yılda olağanüstü büyüdüğünü göstermektedir. İşe bu noktada kpss?ye girip emek veren arkadaşların da makul bir memur alımı görme hakları bulunmaktadır. 2012-2014 döneminde sadece 3000 iibf li b gurundan memur olabilmiştir. Oysa ki önceki yıllarda bu sayı 10 bin sayısını bulmaktaydı. Büyüyen ilkemizde, gelişmekte olan ülkelere özgü olan üçüncül ekonomik faaliyetler kapsamında memur alımının da artması gerekmektedir. Alımın azalmasındaki bir sebep de, kurumlardan emekli olanların yüzde 50 si oranında personel istihdam edebilmesinin iptal edilmesidir. Bu uygulama geri getirilmeli, hatta yüzde 75?e çıkarılmalıdır Bu son alım sonrasında 35 bin alımın 2014-2016 iibf kadrosundan kesileceği endişesi doğmuştur. Bir güzel proje yaparken diğer tarafı mağdur etmemek adalet ilkesi gereği zaruridir. Devlet erkanının bu konuda adayları tatmin edici bir açıklama yapması icap etmektedir. Kasım 2014?te bütçe tasarısında yapılacak düzenlemelerle 450 bin mezuna 2 yıl içerisinde orantılı bir kadro verilmesi gerekmektedir. Hükümetimiz bu konuda 2014-2016 döneminde ne düşünmektedir, nasıl bir uygulama içinde olacaktır?

İŞTE ÇÖZÜM:
1)En evvel yapılması zaruri olan şey; İİBF?li adayların alım sayısının her yıl makul seviyeye getirilmesidir. (Örneğin 2 yıllık dönemde 40-50 bin adayı yerleştirme hedefli bir politika güdülebilir. Tıpkı her yıl 50 bin öğretmen alındığı gibi.) En son atamada sedece 3000 iibf?li alınmıştır. 2014-2016 döneminde yapılacak 30-40 binlik bir alım iibf?lilerin kanayan yarasına bir nebze de olsa merhem olacaktır. İİBF mezunlarının diğer atananların sayısında gözü yoktur, sadece atanmada da adalet istemektedirler.
2) İİBF?lilerin kanayan yaralarından bir diğeri olan sözleşmeli alımlarla, merkezi alımların aynı anda yapılmasının önlenmesi hususunda yapılacak olan; merkezi alımların tarihleri belli olduğundan, sözleşmeli alımları, açıktan alımları? merkezi atamadan önce planlayıp bitirmektir. Bu konuda diğer yapılabilecek olan; merkezi alım ya da sözleşmeli alımdan birini tercih etmektir. Bu konuda DPB yasal düzenleme olmadığını gerekçe göstermekte ise de buna siyasi iktidar net çözümler getirilebilir.
3) Sözleşmeli alımlarla kurumların, yüksek puan alarak yerleşen adayın birkaç ay sonra kurumdan gitmesiyle yaşadığı mağduriyetten sonra, İİBF dışında nitelik kodlarına kadrolarında yer vermeleriyle oluşan İİBF cephesindeki mağduriyetin önlenmesinde yapılacak olan da çok basittir; kurumlar sözleşmeli de olsa atanan ve kısa sürede kurum değiştiren, istifa eden adaya müeyyide uygulayabilir,(tazminat gibi) en az 1 yıl kurumda çalışma şartı koyabilir. Bu konuda yasal düzenleme yapılması gerek ise bu da çok rahat yapılabilir.
*** Sayıları 450 bine yaklaşan ve atamalardaki bu haksızlıklar, adaletsizliklerle her geçen gün psikolojileri bozulan bu yetişmiş ve kaliteli insanlar topluluğu; sosyal ve hukuk devletinden, adaletin tesis edilmesini ve çözüm üretilmesini beklemektedirler. **Tüm devlet erkanına ve ülkeyi yöneten siyasi iradeye saygılarımızla...''
MY- HG
İİBF MEZUNLARI ADINA

 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)