adscode
adscode

İki Farklı Görüş İkisi de Çok Haklı !

Temel eğitimin 12 yıla çıkartılmasına yönelik tartışmaların dozu giderek artıyor.Konuyla ilgili donanımı olan, olmayan herkes konuşuyor.

İki Farklı Görüş İkisi de Çok Haklı !
Günün Yazısı

 

İşi uzmanlarına bırakalım dediğinizde de , hangi uzmanlara sorusu karşımıza çıkıyor.

Ayrıca bu tür kararlar, bugünden yarına alınmaz.

Bir, kaç yıl sonrası için uygulama takvimi açıklanmalı ki herkse ona göre hareket etsin.

İşte bu çerçeveden bakıldığında çok farklı bakış açıları ortaya çıkıyor.

Yani alınacak hızlı kararlar pek çok sorunu da beraberinde getirebilir.

Aşağıdaki iki mail bu konuda çok çarpıcı iki örnek!..

 

 

Çocuğum, daha Çocuk

 

Sayın Abbas Güçlü, TBMM Milli Eğitim Alt Komisyonu tarafından ele alınan yeni eğitim sistemi çerçevesinde pek çok spekülasyon yapılmakta. Bu spekülasyonların en önemlilerinden biri de 60 ayını dolduran çocukların ilkokul birinci sınıfa başlatılacağı yönünde. Bu spekülasyonu öğrendiğimde açıkçası dehşete düştüm. 2007 Temmuz doğumlu bir erkek çocuk sahibiyim ve oğlum bu yıl temmuz ayının yirmi yedisinde 60 ayını bitirecek. Eğer sözü geçen durum kanunlaşırsa, oğlumuzu okul öncesi eğitime yollamaya hazırlanırken bir anda ilkokul birinci sınıfa kaydettirmek zorunda bırakılacağız.
 
Bu durumun pek çok açıdan ciddi sakıncalar doğuracağı aşikardır. Bunları madde madde sıralayıp dikkatinize sunmak istiyorum:
 

5 yaşını bitirmiş bir çocuk henüz oyun çocukluğu dönemindedir ve zihinsel gelişimini tamamlamamıştır. Üstelik ülkemizde bu yaş grubundaki pek çok çocuk henüz okul öncesi eğitimle tanışmamış olduğundan birinci sınıfa hazır değildir. En az üstte sıraladığım iki madde kadar önemli olan ve pek çok kişinin gözünden kaçan bir başka husus ise bu yıl 2006 doğumluların ve hatta henüz hazır olmadıklarını düşünen aileleri tarafından bu yıl okula gönderilmeyen 2005 kasım ve aralık aylarında doğan çocukların da 2012-2013 öğretim yılında ilkokul birinci sınıfa başlayacak olmasıdır. Bu durumda bir anda olması gerekenin 2 katı öğrenci ilkokul birinci sınıfa başlayacak ve okullarda ciddi bir yığılma ve kapasite sorunu yaşanacaktır. Kendilerinden 1 hatta 1.5 yaş büyük çocuklarla aynı sınıflarda öğrenim görecek olan 2007 doğumlu çocuklar ciddi bir başarısızlık riski ile karşı karşıya kalacaklardır. 2007 doğumlu çocuklar aynı sınıfta okuyacakları 2006 ve 2005 sonu doğumlu çocuklara göre fiziksel olarak da daha geride olacaklarından bu çocukların ister istemez fiziksel olarak da ezilmeleri riski mevcuttur. Toplam sayı olarak normalin 2 katı şeklinde ilkokul birinci sınıfa başlayacak olan bu çocuklar, öğrenim hayatları boyunca girecekleri tüm sınavlarda bu aşırı yığılma nedeniyle problem yaşayacaklar ve kapasitesi sınırlı pek çok okula girmekte zorlanacaklardır.

 Yukarıda saydığım maddelerde açıkça görüldüğü gibi böyle bir uygulamanın pek çok sakıncası vardır ve uygulanması halinde hem 2007 hem de 2006 doğumlu çocuklar ciddi zararlar görecekler, adeta kurban edileceklerdir. Ben bir veli olarak, bu kanun tasarısının yasalaşması halinde, her türlü yaptırımı göze alarak 2007 doğumlu çocuğumu bu yıl birinci sınıfa göndermeyeceğimi sizin aracılığınızla ilan etmek istiyorum. 2007 doğumlu çocuğu olan tüm aileleri de bu doğrultuda hareket etmeye çağırıyorum. Sizden de bu hassas konu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmenizi özellikle rica ediyorum. Böylece yapılan yanlış fark edilir ve vakit varken bu zarardan dönülür diye umud ediyorum. Saygı ve sevgilerimle
 

 

Bu Eğitim Fakülteleriyle mi?

Sayın Güçlü, Bugünkü yazınızda, eğitimin uzmanlık gerektiren bir konu olduğunu; bu yüzden uzman olmayanların bu konuda fikir beyan ederken dikkatli olmaları gerektiğini; bu konuda uzmanların görüşlerinin alınması gerektiğini söylüyor ve ülkemizde sayıları 60'ı bulan eğitim fakültelerini görüşü alınması gereken kurumlardan birisi olarak gösteriyorsunuz.

Bu öneri teoride tabii ki kabul edilebilir ve doğrudur fakat eğitim fakültelerinin yapılanmalarında ne kadar eğitim uzmanı bulunduğunu biliyor musunuz? Örneğin benim öğretim üyesi olarak görev yaptığım eğitim fakültesinde dekan makine mühendisi, ilköğretim bölüm başkanı da fizikçi. Örneğin geçen yıl değişen bölüm başkanı biyologdu ve tüm akademik kariyeri boyunca sadece balık barsaklaındaki parazitler konusunda çalışmalar yapmıştı. Alanım olduğu için tüm ülke genelindeki eğitim fakültelerinde durumun aynı olduğunu biliyorum. Geçen ay İstanbul'da yapılan eğitim fakülteleri dekanlar konseyi toplantısına -ki siz de yazılarınızda konu ettiniz bu toplantıyı- kaç tane eğitim alanlarında uzman dekan vardı dikkat ettiniz mi? O toplantının sonuç bildirgesinde yer alan "eğitim fakültesi dekanları alan uzmanlarından oluşmalıdır" tavsiye kararında birçok dekanın şerhi vardı fark ettiniz mi?

Özetle, eğitim fakültelerinin görüşleri alınsın tabii ki ama hangi eğitim fakülteleri? Eğitim fakültelerinin YÖK yasasından ve yönetmeliklerden kaynaklanan çok büyük yapısal sorunları var. Mühendislik fakültelerinde bir Türk Dili uzmanı bölüm başkanı veya dekan olamaz bunu neredeyse hiç görmezsiniz fakat eğitim fakültelerinde herkes her görevi yapabilir. Bir akademisyenin eğitim fakültesinde kadro alması için o fakültedeki bölümlerde okutulan herhangi bir dersi vermesi yeterli. Fakat eğitim fakültelerinden farklı olarak tıp fakültelerinde de birçok temel ders okutulur (örn. İnkılap Tarihi) fakat hiçbir zaman bir İnkılap Tarihi hocası gelip kardiyoloji bölüm başkanı olmaz. Yahut mühendislik fakültelerinde de Türk Dili dersi okutulur fakat hiçbir zaman bir Tük Dili uzmanı inşaat mühendisliği bölüm başkanı olup inşaat mühendisinin nasıl daha iyi yetiştirileceği konusunda görüşüne başvurulan bir yetkili ve sorumlu olamaz. Fakat eğitim fakülteleri özellikle fen edebiyat fakültesi kökenli akademisyenlerin istihdam yeri haline gelmiş durumda. YÖK yönetimi ve dekanlar da ağırlıklı olarak bu çizgiden geldikleri için eğitim fakültelerindeki bu çarpıklığa el atmak konusunda duyarsızlar. Size nacizane bir tavsiyede bulunmak isterim: Lütfen tüm Türkiyedeki eğitim fakültelerinin dekanlarının ve bölüm başkanlarının bir analizini yapın. Bu insanların alanları neler? Eminim çok güzel bir yazı dizisi olacaktır. Saygılarımla

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)