adscode
adscode

Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesinin 79. Yıldönümü

Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkının Tanınması, 1930’larda, Türkiye Cumhuriyeti’nde kadınların siyasi haklarını kazanması için gerekli yasaların çıkarılmasını ifade eder. Kadınların siyasi hayatta seçme…

Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesinin 79. Yıldönümü
Türkiye'den Haberler



AK PARTİ BARTIN MİLLETVEKİLİ YILMAZ TUNÇ'UN 5 ARALIK TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI VERİLMESİNİN YILDÖNÜMÜNÜ KUTLAMA MESAJI

Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesinin yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Tunç mesajında; "Türk toplumunun gelişip yükselmesinde kadınlarımızın katkısı büyük olmuştur.  Tarihimiz, büyük adamları ve nesilleri yetiştiren analarımızın örnekleri ile doludur. Gerek Cumhuriyetin kuruluşundan önce, gerekse sonra başarıları ile tarihe geçen analarımız bu günlere gelmemizi sağlamışlardır. Birleşmiş Milletlerin 1952 yılında Uluslararası bir sözleşme ile getirebildiği, kadınlara seçme ve seçilme hakkını, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, bütün dünya ülkelerinden önce 5 Aralık 1934 tarihinde Türk Kadınına tanımıştır. Kadın elinin değdiği her yerde ve her işte başarı vardır, kalite vardır, saygınlık vardır. Kadınlarımızın toplum hayatının her aşamasında etkin rol almasını sağladığımızda, ülkemizin gelişmesi hızlanacak, toplumumuzun saygınlığı daha da artacaktır. Kadınlarımızın her meslekte ve özellikle siyasi hayatta daha çok ve daha etkin yer alabilmeleri yönetimde ve siyasette kaliteyi beraberinde getirecektir. Ak Parti hükümeti olarak, gerçekleştirdiğimiz icraatlarla, TBMM de çıkardığımız yasalarla kadın haklarının uygulamaya geçirilmesi adına önemli mesafeler alınmıştır, 12 Eylül tarihinde gerçekleşen halkoylaması ile de Anayasamızda Kadınlarımıza pozitif ayrımcılık tanınması yönündeki değişiklik kabul edilmiş, kadınlarımız lehine yapılacak düzenlemelerin eşitlik ilkesine aykırı  olamayacağı güvence altına alınmıştır. Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkının verildiği bu anlamlı günde kadın haklarının her geçen gün iyileştirilmesi ve kadınlarımızın toplumsal hayatın her alanında yerlerini almasını temenni ediyor, tüm kadınlarımızı sevgi ve saygılarımla selamlıyorum."


CEMAL AKIN "TÜRK KADINLARI BÜYÜK BAŞARILARA İMZA ATMIŞTIR"


Belediye Başkanı Cemal Akın 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü dolayısı ile bir mesaj yayınladı. Mesajında Türk kadınlarının her alanda büyük başarılara imza attığını, bunun da temelinde Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınlara verdiği değerin bulunduğunu söyleyen Belediye Başkanı Cemal Akın"Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk kadınlarına duyduğu güven, kadın-erkek eşitliğinin kabulünde temel oluşturmuştur.5 Aralık 1934'de Türk Kadını'na milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. Batı ülkelerinde olmayan bu seçme ve seçilme hakkı Türk kadınlarına güç katmıştır. Bilimde, tıpta, edebiyatta, sanatta, basında, siyasette ve daha birçok alanda Türk kadınları başarıları ile adlarını tarihe yazdırmışlardır. Dünyanın ilk kadın savaş uçağı pilotu bir Türk Kadını olan Sabiha Gökçen'dir.  Aydınlık geleceğimizin hazırlanmasında büyük emekleri olan kadınlarımızın Kadın Hakları Günü'nü kutlarken, kadınlarımızın eşit şartlarda birey olmalarının yolunu açan Mustafa Kemal Atatürk'ü de saygı ile anıyor, bu ülke için emek vermiş tüm kadınlarımızın Dünya Kadın Hakları Günü'nü kutluyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum" dedi.

AK PARTİ KADIN KOLLARI TEŞKİLATINDAN 5 ARALIK KADININ SEÇME SEÇİLME HAKKI MESAJI


Ak Parti Kadın Kolları Teşkilatı 5 Aralık Kadının Seçme Seçilme Hakkı günü sebebiyle bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşma yapan Başkan Yasemin Dora Kurtkaya; 5 Aralık 1934'te kadının seçme ve seçilme hakkını kazanması, o günkü tarihte dünyada örneği çok olmayan bir devrimdi. Bu hakkı kazanmamızda öncülük eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve vesile olan herkese şükranlarımı sunuyor, rahmetle anıyorum. Bugün Yüce Rabbime şükürler olsun ki kadın siyasetin, sanatın, ekonominin, ticaretin, eğitimin, teknolojinin, her noktasında hem emekçi hem de yöneticisi konumunda bulunmaktadır. 1934 'te kadına seçme seçilme hakkı verilmişken sonraları çeşitli düzenlemelerle seçilmiş kadınlar kılık ve kıyafetlerinden dolayı izole edilmişlerdir. Siyasette kadın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bugün hiç olmadığı kadar çoğunlukta bulunmaktadır. Allah' ıma şükürler olsun ki, mecliste bugün bizleri temsil eden ablalarımız, kardeşlerimiz, kadın özgürlüğü noktasında engel tanımadıklarını Türkiye' ye göstermişlerdir. Kadının özgürlüğü Türkiye'nin özgürlüğüdür. Bu konuda düzenlemeler yapan başta Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve bu yeni düzenlemelere destek veren herkese  teşekkürlerimi sunuyorum. Biz AK Parti Bartın Kadın Kolları teşkilatı olarak, kadınların sosyal ve siyasi hayata daha fazla katılmalarını, tüm insanlığın ortak kazanımı olarak görüyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle biz kadınların bu önemli gününü kutluyorum.

CHP BARTIN KADIN KOLLARI BAŞKANI FATMA ÖZCAN'IN MESAJI


Kadın Hakları

Atatürk, toplumun bir parçası olan kadınların her alanda ileri bir seviyede olmasını arzu etmiştir. Daha önceleri Osmanlı toplumunda kadınlar yaşamsal ve sosyal açıdan hiç bir öneme sahip olmazken, Medeni Kanun'la kadınlara toplumsal açıdan bazı haklar tanınmış, siyasal açıdan pek bir değişiklik olmamıştı. Atatürk'ün yapmış olduğu girişimler neticesinde, Türk kadınlarının iktisadi ve siyasal yaşama katılımlarının sağlanabilmesi açısından bir dizi değişiklikler yapılmıştır. Kadınlara, 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934'te Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme haklarının tanınmasıyla, Türk kadını layık olduğu değere kavuşmuştur. Kadınlara tanınan bu hakların o yıllarda bir çok Avrupa devletlerinde bile bulunmayışı, Atatürk'ün kadın haklarına verdiği değer ve önemi en güzel şekilde ortaya koymaktadır.
 
Atatürk Devrimleri Açısından Türk Kadını

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, 1926 - 1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk Devrimlerinin bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir. Bu konuda yapılan yasal düzenlemeler, Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumsal alanda yapılan en önemli yeniliklerdendir ve birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. Fransa ve İtalya'da kadınlara 1946'da, İsviçre'de ise 1971'de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930?da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934?te Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır. Çağdaş, demokratik ve laik bir Türk toplumunu hedefleyen başta Mustafa Kemal Atatürk, dönemin hükümetleri ve TBMM, kadınların insan haklarından eşit olarak yararlanması için gerekli düzenlemeleri yapmışlardır. TBMM tarafından 26 EKim 1932? de kabul edilen bir yasa ile Türk kadınına muhtar, köy ihtiyar kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı tanınmış; ertesi yıl da, 8 Ekim 1934? de kabul edilen ve 5 Aralık 1934?de yürürlüğe giren bir başka yasa ile kadın-erkek eşitliği alanında bütün haklar, "Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı" nın tanınmasıyla verilmiş oluyordu. Atatürk' ün Kadın Hakları Konusundaki Görüşleri ve Gerçekleştirdikleri, bugün dünya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı 'nın yaymaya çalıştığı kadın hakları ile ilgili görüşler, Atatürk tarafından çok önceleri dile getirilmiş ve çoğunlukla da uygulama alanına sokulmuştur. Atatürk, Cumhuriyet' in ilanından dokuz ay önce Şubat 1923 'de şöyle demiştir: "Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir." Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini belirlemiştir.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ BARTIN ŞUBESİ


Bilindiği gibi 5 Aralık 1934'de milletvekili seçme ve seçilme haklarını elden Türk kadını layık olduğu değere kavuşmuştur. Bunun öncesinde ise 3 Nisan 1930 tarihinde kabul edilen 1580 sayılı Belediye Kanunu’yla kadınlar belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını, 1933’te ise köy seçimlerine katılma hakkını elde etmişlerdir.  Kadınlara tanınan bu hakların o yıllarda birçok Avrupa devletlerinde bile olmayışı, Ulu Önder Atatürk’ün kadın haklarına verdiği değer ve önemi en güzel şekilde ortaya koymaktadır. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk Devrimlerinden birisidir. O tarihte, bugün girebilmek için birçok ödün verdiğimiz Avrupa Birliği ülkelerinden Fransa ve İtalya’da 1945 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Ulu Önder Atatürk, 18 Nisan 1935′ de kendisinin himayesinde İstanbul’ da toplanan ve aralarında ünlü nükleer fizikçi Madam Eve Curie’ nin de bulunduğu, dünyanın dört bir yanından gelen kadınların katıldığı “Milletlerarası İlk Kadın Kongresi” delegelerine şöyle seslenmiştir: “Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek, dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz.”  Ulu önder, Türk kadınlarının hiçbir alanda erkeklerden ve Avrupalı kadınlardan geri kalmayacakları yolundaki inancını da şu sözleriyle belirtmiştir: “Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip, donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.” 1935 yılı seçimlerinde ilk kez seçilme hakkını kullanan Türk kadını, TBMM’ ne 18 kadın milletvekili ile girmiştir. Bu 18 Türk kadının yüce meclisin çalışmalarına ne ölçüde katkıda bulundukları ve kararlarda ne denli etkili oldukları meclis tutanakları ile bellidir. Ayrıca kişisel tutumları da övünç vesilesi ve geleceğe olan inançları kuvvetlendirici mahiyette olmuştur.
Bağımsızlık mücadelesi yapan ülkeler nasıl Ulu Önderimizi örnek bir lider olarak almışlarsa, kadın hakları uğruna uğraş ve savaş verenler de, onu bir devrimci olarak aynı şekilde örnek almak durumundadırlar. Çünkü bütün insanlık tarihi boyunca, tarihin hiçbir döneminde, hiçbir lider kadın hakları konusunda Atatürk kadar önsezili ve ön görüşlü olmamış, onun kadar uğraş ve savaş vermemiştir.  Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına, ne mutlu O’na sahip olan Türk ulusuna…

***
- Türk Eğitim Sen Aydın Şubesi Kadın Komisyonu üyeleri, 5 Aralık 1934’de yürürlüğe giren Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 79. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen etkinlikte bir araya geldi.
Kadınların kendi kaderi ile birlikte ülke kaderinde de söz sahibi olabilmelerinin yolunun siyaset yapmaktan geçtiğini savunan Türk Eğitim Sen Aydın Şubesi Kadın Komisyonu Başkanı Şenay Caner, “1894 yılında bağımsızlığını ilan eden Avustralya kadın haklarını kabul eden ilk modern ülke olmuştur. Daha sonra 1 Haziran 1906 yılında Finlandiya kadın haklarını kabul eden ilk Avrupa ülkesi oldu. Danimarka’da 1915, Rusya 1917, Amerika’da 1920, İngiltere, Azerbaycan, Kanada 1918, Almanya, Avusturya 1919, Türkiye ise 1930 ve 1935 yılından itibaren kadın haklarını kabul etmiştir. Türkiye de ki kadın haklarına ilişkin olarak 1917 yılında çok eşlilik çıkarılan bir yasa ile düzenlenmiştir. 1926 yılında medeni kanunla kadın erkek eşitliği gerçekleşmiştir. Kadınların siyasal alanda ve mesleki yaşamlarında hak iddia edebilmeleri 1908-1914 yıllarında dile getirilmişse de en çok Cumhuriyet dönemine gerçekleşmiştir. Türk kadını kendisine tanınan bütün haklara layık olduğunu hem söz konusu haklar tanınmadan önceki asalet ve kahramanlığı ile hem de bu haklar tanındıktan sonra kısa zamanda çeşitli mesleklerde gösterdiği başarılarla kanıtlamıştır. 1924’de Cumhuriyet’in ilk kadın cemiyeti Türk Kadınlar Birliği kurulmuştur. Bu dernek kadınların siyasal hakları için çalışan ilk dernektir. Bu cemiyet kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi için çalışmıştır. Türk kadınlar birli daha sonra 1935 yılında kadınların siyasal haklarını kazanmasıyla amacına ulaştığını ileri sürerek kendini feshetmiştir. 30 Nisan 1930 ‘da belediye seçimlerinde seçmen olma hakkı 26 Ekim 1933’te muhtar seçme ve köy ihtiyar heyetine seçilme hakkı 5 Aralık 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. 1935 yılında kadınların seçme ve seçilme hakkını ilk kez kullandığı seçimler yapılmış, TBMM’ne 18 kadın milletvekili seçilmiştir. 1933 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildikten sonra Aydın’ın Karpuzlu köyünde seçimi kazanan Gül Esin ilk kadın muhtarımızdır” dedi.
Kadınların sosyal hayatta geldikleri durum hakkında da bilgiler veren Caner, “TÜİK tarafından yayınlanan son istatistiklere göre Türkiye’de toplam çalışanların yüzde 29,4’ü kadın. Kamuda toplam sendikalaşma oranı yüzde 68,17 iken kadınların kadınların örgütlenme oranı yüzde 35’lerde kalıyor. Bu rakamlar dahi gelişmiş addedilen birçok toplumdan daha önce seçme ve seçilme hakkı elde etmiş olan kadınlarımızın, 1934’ten bugüne kadar yaşadığı ihmali ortaya koymaya yetmektedir. Bir zincirin gücü en zayıf halkasının gücü kadardır. Kadın ne denli güçlü ise toplumda o denli güçlüdür. Kadınların en temel ekonomik demokratik sosyal siyasal medeni haklardan mahrum bırakılması küçük yaşta evliliğe zorlanması çalışma haklarının elinden alınması kabul edilemez bir durum olarak toplumların geri kalmasına ve çöküşüne yol açacaktır. Bugün kadınlarımızı toplumsal hayattan soyutlamaya çalışan aile içi şiddet uygulayarak adeta kadınları infaz eden asılsız gerekçelerle kadınlarımıza ikinci sınıf vatandaş muamelesini layık gören, onların erdem ve değerini hala anlamayan zihniyetlere karşı; Tüm siyasi parti temsilcilerine sesleniyoruz. Yerel ve genel seçimlerde kadınlarımıza hak ettiği yerleri vererek süregelen haksızlıkları durdurmak sizlerin elindedir. Bu düşünceler ışığında Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 79. Yılını kutlarken başta ülkemiz olmak üzere dünyadaki tüm kadınların annelik sıfatıyla sahip oldukları kutsiyetin farkına varılmasını ve uğradıkları her türlü haksızlığın son bularak toplum içinde eşit bireyler olarak yer almalarını diliyoruz” diye konuştu.



Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)