adscode
adscode

Kandırma kültürü

​Eğitim, bilim, demokrasi ve etik değerler arasında bir korelasyon var mı?Yani biri olmadan diğerleri olabilir mi?

Kandırma kültürü
Milliyet Diyalog
Ya da farklı bir şekilde soralım, eğitim ve bilimin kök salmadığı ülkelerde, demokrasi ve etik değerler, dallanıp, budaklanabilir mi?
Bir de tersten sorup, bu konudaki önemli yorumları sizinle paylaşmak istiyorum.
Demokrasinin yeterince gelişmediği ülkelerde, eğitim ve bilim özgür olabilir mi? Etik değerler, öncelik kazanır mı?
Pazar pazar böylesi ağır konulara ne gerek var, diyenleriniz çıkabilir.
Tıpkı gıda ile ilgili niye bu kadar çok yazıyorsun diyenler gibi.
Oysa eğitim, bilim ve etik değerler gibi gıda da çok önemli bir konu ve yeni doğan bebekten en yaşlımıza hepimizi ilgilendiriyor...
Bugün sizinle iki önemli bilim insanımızın yorumlarını paylaşacağım. İsimlerini yazmıyorum çünkü başlarına bir hal gelmesin!..

Kim kimi kandırıyor?
“Yazınızda gayet güzel vurguladığınız gibi Bilim, Yargı ve Eğitim gibi konuların kişiye göre farklı yorumları olmamalıdır. Bunlar çağdaş ilke ve kurallar doğrultusunda yürüyen ve kendilerini yenileyen evrensel kavramlardır. Ben başka bir noktanın altını çizmek istiyorum: Demokrasi kavramının gelişmesi ve demokratik bir ülke olabilmeniz için de önce bilim toplumu olmanız gerekir. Bilimi gelişmemiş, bilim kültürü olmayan bir ülkenin demokrasisi ve yargısı -mış gibidir. Eğitimi vardır ama ezbercidir, analitik düşünebilen bireyler üretmez. Hukuku ve yargısı vardır ama adaleti tüm kamu vicdanında kabul görecek şekilde bir türlü tecelli edemez. Çünkü siyaset ve yargı da bilimsel zemine dayanmak zorundadır ve karar mekanizmasında yer alacak olanların bilimsel bir eğitimden gelmiş olmaları, bilim kültürüne sahip olmaları, kısaca bilim toplumunun elemanları olması gerekir.

Etik değerler?
Reel bilimin gelişebilmesi için olmazsa olmaz bir şart ise etik değerlerin yerleşmiş olmasıdır. Ülkemizde bilimin ve dolayısı ile demokrasinin bir türlü gelişememesinin önündeki en büyük engel etik değerleri anlayamamamız ve yerleştiremememizdir. Yaptığımız deneylerden, yayınlardan, aldığımız atıflardan, yazdığımız kitaplardan en önce tüm eylemlerimizde etik değerlere ne kadar sahip olduğumuzu ve bunları ne kadar içselleştirdiğimizi tartışmamız gerekir. Etik değerler reel bilimin gerçekleştirilmesi ve yargıda da adaletin sağlanabilmesi için olmazsa olmaz ilkelerdir. Etikten yoksun olan bilim ve hukuk da -mış gibi olacaktır. Hem bilim hem de yargı işlemiyorsa aynen yazınızda belirttiğiniz gibi her kafadan bir ses çıkacak ve herkesin kendine göre bir bilim ya da hukuk anlayışı olacaktır. Etik değerler evrenseldir, dünyanın her yerinde aynıdır. Oysa ahlak kavramı toplumdan topluma, kültürden kültüre farklılıklar gösterebilir. Çok defa ahlaklı olmak etik olmak ile aynı anlamda ifade edilir; ama bu yanlıştır. Etik ahlakı da kapsayan evrensel bir kavramdır.
Gelişmiş ülkelerde bilimde etik davranmayanlara prim verilmez. Bizde ise bilimsel sahtekârlıklar ve etik ihlaller görmezden gelinir veya adamına göre yorumlanır. Kolu kırıp yeni içeride bırakırken hem gençlere kötü örnek oluyoruz, hem de bunu yutmayan gelişmiş ülkelerin bizim yaptığımız çalışmaları ciddiye almamalarına ve şüphe ile bakmalarına neden oluyoruz.

Gıda güvenliği
Gıda güvenliği ile kim ne derse desin tek kaynak AB’nin kendi sınır kontrolleri sonucudur. İşin acı yanı, bu ihraç malları kontrol laboratuvarlarımızdan yoktur raporu alıp TIR’lara yüklenen ve orada burada da şansına yakalanan gıdalar ile ilgilidir. Burada da birinci sırayı açık ara ile kimseye kaptırmayan bir ülkenin gıda kontrol laboratuvarları ve onları da denetleyen kuruluşların halini siz hesaplayın. Bakan bey der ki binlerce eleman var, ne derse desin linki size göndereyim bakın kendiniz görün durumumuzu. Bu site herkese açık ama bizimkilerin elinde olsa bunu da yasaklarlar.

Yazının devamı için tıklayınız !

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)