Kazım Karabekir'in Kızından Gençlere Altın Tavsiyeler

 
“ATATÜRK GİBİ KARABEKİR PAŞA GİBİ
SİZ DE GÜNLÜK TUTUN!”
 
 
“KURTULUŞ SAVAŞI’NIN İLAHİ KADROSU GİBİ
VATAN AŞKINIZ HİÇ BİTMESİN”
 
 
“BİLGİSAYAR KULLANIN
AMA AĞACA DA TIRMANIN”
 
“HER BİLGİYE İNANMAYIN
EVVELA HAKİKATİ ARAŞTIRIN”
 
 
 
“Babam da Atatürk de günlük tutardı, siz de günlük tutun. Hem unutmayı önler hem de nefsi terbiye eder. Teknolojiyi iyi kullanırsanız arş-ı ala’ya çıkarsınız. Ama bilgisayar kullanırken ağaca da tırmanın! Yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Evvela her işin hakikatini ara ve öğren. Vatan aşkı her zaman içinizi sarmalı…”
 
 
Kurtuluş Savaşı’nın baş kahramanlarından General Kazım Karabekir Paşa’nın en küçük kızı Timsal Karabekir, SEV Amerikan Koleji’nin (SAC) konuğu oldu. Sağlık ve Eğitim Vakfı’na (SEV) bağlı olarak İstanbul’un ‘eğitim vadisi’ Çekmeköy’de hizmet veren SEV Amerikan Koleji’nde (SAC) öğrencilerle bir araya gelen Timsal Karabekir, babasıyla olan anılarını paylaştı ve gençlere tavsiyelerde bulundu.
 
Babası Kazım Karabekir’i henüz yedi yaşındayken kaybettiğini anlatan Timsal Karabekir, “Ben babamı çok az tanıdım. Sekiz yaşına bastığım gün doğum günümde babam vefat etti. O küçük yaşımda bile unutmadığım, anlık hatıraları vardır hala. Allah’ın, bizim olmamızı istediği gibi bir insandı. Paylaşan, verici bir insandı. Üç tane evladı vardı, her babanın normal şefkati vardı bize karşı ama aslında 10 bin evladı vardı. Hepsiyle ayrı ayrı ilgileniyordu” diye konuştu.
 
“O DÖNEMDE BUGÜNKÜ SINAVI YAPIYORDU”
 
Kazım Karabekir’in, özellikle Doğuda yetim kalmış binlerce evladın eğitimiyle birebir ilgilendiğini vurgulayan Timsal Karabekir, babasının eğitime katkıların çok büyük olduğunu belirtti:
“O yılların, o dönemin Erzurum’unu, Kars’ını, Sarıkamış’ını düşünün. Ortada okul falan yok. Bu yokluğun içinde o evlatları eğitiyor. Babaları ölmüş olan bu çocuklara meslek kazandırıyor. Mesela kimisini ‘sen asker olursun’ diyor askeri okula gönderiyor, kimini öğretmenliğe yönlendiriyor. Peki neye göre buna karar veriyor? O dönemde Kazım Karabekir, bu tarihte yapılan imtihanı evlatlarına uyguluyor! Ve bu sayede o kadar çocuğu doğru yolda yönlendiriyor.”
 
“YETİM ÇOCUKLARA MESLEK KAZANDIRDI”
 
Babası Kazım Karabekir’in her meslekten evladı olduğunu belirten Timsal Karabekir, şöyle devam etti: “Atölyeler kurdurmuş, çocuklara o atölyelerde meslek kazandırmış. Mesela, askerlerin ayakkabıya da ihtiyacı var. Ayakkabı dikme atölyeleri yapmış. Başka bir yerde askere kaput dikme atölyesi kurmuş. Çocuklar, makine başlarına oturmuş, meslek edinmiş. Bu evlatlar çekirdekten yetişip bu vatana faydalı olmuşlar. Bir bakıma, sonradan kurulmuş olan yatılı okulların, köy enstitülerinin ilk nüvesini Kazım Karabekir atmıştır.” 
 
 
TİMSAL KARABEKİR’DEN GÜNÜMÜZ GENÇLERİNE KULAĞA KÜPE TAVSİYELER:
 
SEV Amerikan Koleji’ne (SAC) konuk olan ve öğrencilerle sohbet eden Timsal Karabekir, öğrencilerin sorularını da yanıtladı. “Bugünkü gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?” sorusunu da yanıtlayan Timsal Karabekir, öğrencilere hem önerilerde bulundu hem de tecrübelerini paylaştı:
 
VATAN AŞKINIZ HİÇ BİTMESİN:
Ben, babam dendiği zaman, aslında gençlere, onların yüreklerinde olan vatan aşkını anlatmak istiyorum. Kendilerini hiçe sayıp vatan için kendilerini feda etmeye hazır olan insanlardı onlar. Hakikaten o ilahi kadronun (Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Kazım Karabekir…) hepsi, her an ateşin içindeydiler, her an vatan için ölebilirlerdi. İnanç var onlarda. Allah onları bir araya getirmişti, ilahi kadroydu onlar. Vatan aşkı her zaman içimizi sarmalı.
 
ATATÜRK GİBİ BABAM GİBİ SİZ DE GÜNLÜK TUTUN:
En büyük şansım, babam her düşündüğünü yazmış, günlük tutmuş… Gençlere de bunu tavsiye ederdi, ‘günlük tutun’ derdi. Her şeyden önce, günlük tutan kişiler hiçbir şeyi unutmazlar. İkincisi bu nefis terbiyesidir; günlüğüne ‘bugün arkadaşımın kalemini çaldım’ yazamayacaksın, dolayısıyla bu kötülüğü yapmayacaksın! Atatürk de dahil o dönemin, o yaşın evlatları belki de okulun bir icabıydı günlük tutardı.
Babam, o yetim evlatlarına ‘Öğütlerim’ diye kitap yazmış mesela. Ben de onun yetim evladıyım aslında... O yetimlere baba olurken beni yetim bırakmış ama o kitabı da bırakmış. Öyle enteresan ki; mesela ‘bir ziyarete gittiğinizde ev sahibi sustuğu zaman kalkma vakti gelmiştir’ diyor. Misafir ziyaretinden meyve soymaya kadar aklına gelecek her konuda ‘Öğütlerim’ diye kitap yazmış. Bu da benim şansım; babam yaşıyormuş gibi kitaplarından, günlüklerinden, yazdıklarından her şeyi öğreniyorum.
 
BİLGİSAYAR KULLANIN AMA AĞACA DA TIRMANIN:
Biz çok zor bir dönemde büyüdük. Ben 41 doğumluyum. Bugünkü çocuklar gibi bollukta yaşamadık. Yokluğu fazlasıyla yaşadık. Ekmeğin içinden çivi de çıktı iplik de. O günlerde sıtma hastalığından insanlar kitle halinde ölüyordu. İlaç yoktu. Bizim zamanımızda bir radyo vardı cızırtılı. O cızırtıdan gelip bugün bilgisayar kullanmaya başladık. Bu inanılmaz bir gelişme tabii. Ama bugünkü çocuklar hem şanslı hem şanssız. Teknolojiyi iyi ve yerinde kullanırlarsa şanslılar; arş-ı ala’ya çıkarlar! Ama kaçınız ağaca tırmanarak büyüdünüz? Kaçınız bisiklete binmek için vakit bulabiliyorsunuz? Sizler şanslı evlatlarsınız ama lütfen Mevlana’nın hikayesini unutmayın: Deryadaki balık diğerine soruyormuş; derya diye bir şey var haberin var mı diye… Haberiniz olsun, ne kadar şanslı olduğunuzun farkına varın. Bütün evlatlar iyiye kullansınlar teknolojiyi. Teknolojiyi kullanın ama ağaca da tırmanın.
 
HER BİLGİYE İNANMA EVVELA HAKİKATİ ARA:
Size bir de dede (Kazım Karabekir) vasiyeti vereyim. Diyor ki Karabekir; “Vatandaş, yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Evvela her işin hakikatini ara ve öğren, sonra münakaşasını istediğin gibi yap.” Bu o kadar önemli ki; bir yanlış bilgi, gerçekten başkasının felaketini de hazırlayabilir. Dolayısıyla karşına çıkan her bilgiye inanmayacaksın. Hakikati araştıracaksın.