adscode
adscode

LYS’nin Seyir Defteri!

1 Temmuz 2013 tarihinde LYS sonuçları ÖSYM Başkanı tarafından açıklandı. LYS Sonuçlarının en dikkat çeken yanı bu yıl ilk defa iller sıralamasının yayınlanmaması ve “0” çeken sayının örtbas edilmesi oldu.…

LYS’nin Seyir Defteri!
Genç Blog

 

 

 

 

Ortaöğretim son sınıfa devam eden öğrencilerin sınav puan ortalamalarında geçen yıllarla kıyaslandığında yaşanan şok edici düşüşler sisteme olan eleştirileri derinleştirecek boyutlarda. Genel ortalamalar içinde aynı şeyleri söylemek mümkün. Tarihsel olarak geriye doğru baktığımızda bu yıl sınavlarda alınan sonuçlar son yılların en başarısız sınavlarıdır.
Sonuçları başından belli bir sınav maratonu daha sona erdi. Ardında milyonlarca trajik hikaye bırakarak. Aslında bu sonuçlara bakarak milyonlarca gencimiz için bu defterin bir daha açılmamak üzere kapandığı anlamına gelmektedir. Büyük bir kandırmaca olduğu hepimizce bilinen sınav maratonu en azından bir bölüm gencimiz için tercihlere kadar sürecek umut olmaya devam edecek.Ancak bizler çok iyi biliyoruz ki Temmuz ayında yapılacak tercihler sonrası oluşacak sonuçlar kimi  aileleri için trajedi olmaya devam edecektir.
Sınav denilen ucubenin sonuçları; iktisadi adaletsizliklerin yarattığı toplumsal travmaların ve eşitsizliklerin her geçen gün daha da derinleştiği eğitim sisteminin geldiği tükenmişlik tablosunun bir göstergesi niteliğinde. Toplumsal ve tarihsel belleğimize her yıl yeniden yazılan bu sonuçlar kader gibi görülmeye devam ettikçe sonucun değişmeyeceğini belirtmem gerekiyor. Esasa dair sahici bir sorgulama yapılmadıkça bu kandırmaca sürecek, sınav maliyetlerinin ailelerin bütçelerinde yarattığı depremler devam edecek gibi görünmektedir.
ÖSYM Tarafından yapılan açıklamalardan ve tablolu sunumlardan çıkan sonuçları yorumladığımızda;
-İlk sıralarda yer alan öğrencilerin fen, özel fen, sosyal bilimler, öğretmen ve Anadolu liselerinden çıktığını, özel, genel, sağlık, teknik ve imam hatip liselerinin orta sıralarda, meslek ve endüstri meslek liselerinin alt sıralarda yer aldığını
-Sınavlara en çok öğrencisi giren 25 lisenin ilk sırasında, genel liseler, ikinci sırasında Anadolu Liseleri, üçüncü sırasında endüstri meslek liseleri, dördüncü sırasında kız meslek liseleri, beşinci sırasında ticaret meslek liseleri, altıncı sırasında ise imam hatip liselerinin yer aldığını görmekteyiz.
Sınava başvuran öğrencilerin 20.000’nın sınava girmekten vazgeçmiştir. Aynı şekilde LYS’ye girmeyi hak kazanan yaklaşık 450 bin öğrenci LYS’ye girmek için başvuruda bulunmamıştır. Fen bilimleri ve matematik sorularının çözüm ortalamasının hem genel, hem de son sınıfta okuyan öğrenciler açsından büyük bir felaketin habercisi gibidir.
YGS ve LYS başta olmak üzere yapılan bütün eleyici ve sıralamaya dayalı sınavların hem çocuklarımız hem de aileler üzerinde örseleyici ve yaralayıcı etkisi bulunmaktadır. Her yılın ikinci dönemi çocuklarımız ve aileleri için telafisi mümkün olmayan trajedilere yol açmaktadır. Bu karanlık gidişe dur denmelidir. Sınavlar sınıfsal kategoriler bakımından varsıllara avantaj yoksullara dezavantaj yaratan sonuçlar üretmektedir. Bu durum zaten bozuk olan sosyal dengeleri daha da bozucu bir etki yaratmaktadır.
İktisadi ve sosyal adaletsizliklerin hemen her alanda çok yoğun yaşandığı ülkemizde, daha adil ve eşitlikçi bir iktisat ve eğitim politikası oluşturmaya ihtiyaç bulunmaktadır. YGS ve LYS Sonuçları gerçeğin soğukluğunu yüzümüze çarpan sonuçlar üretti. Bu gerçeklerin, eğitim siteminde yaşanan olumsuzluların ve sorunların birinci derecede sorumluluğu iktidarların ve oların sistemi bu güne kadar düzenleyen ve yöneten bürokratlarının omuzlarında. Sınavsız ve dershanesiz bir eğitim sistemi mümkün. Yeter ki samimiyetle yapmak isteyelim.

*****

 

 

 

2013 ÜNİVERSİTE TERCİH ROBOTU İÇİN TIKLAYIN!


84 çeşit lise türünün bulunduğu ülkemizde bu çeşitliliğin azaltılması doğrudur. Değişim sürecinin hiçbir okula veya okul türüne avantaj sağlamayacak şekilde ve yukarıda önerdiğimiz ilkelere uygun inşasının benimsenmesi sorunları azaltacaktır. Hiç kuşku yok ki eğitim ve bilim alanı durağan değil sürekli değişen ve yenilenen dinamik bir alandır. Bu alanlarda yapılacak her türlü düzenleme ve değişim uzun deneyim, araştırma ve tartışmalar sonucunda gerçekleşmesi gerekir. Ülkenin ve toplumun ileriye doğru değişiminde eğitim ve bilimin katkısı elbette ki yadsınamaz Sanayileşmenin ve toplumun ihtiyaçlarına göre eğitim sistemlerini dönüştürmek, geliştirmek ve değiştirmek anlaşılabilir rasyonel bir durumdur. Ancak sistemi kendi siyasal ihtiyaçlarınıza, oldubittilere ve dayatmalara göre değiştirmeye zorlamak irrasyonel bir yaklaşım olacaktır.
Eğitim sistemi sınav odaklı olmaktan çıkarılmalıdır
MEB, liseleri; akademik, mesleki ve dini olarak üzere üçe ayırarak liselere yerleştirme puanına göre kayıt yapılacağını açıklamıştır. Buna göre ortaokulda öğrencilerin “ders notları, davranış ve faaliyet puanları birlikte hesaplanarak”, “liselere yerleştirme puanı” oluşturulacaktır. Baraj puanını geçen öğrenci akademik liseye barajın altında kalan öğrenci ise meslek lisesine yönlendirilecektir. Bu süreçte imam-hatip liselerinin yer aldığı dini liseler ve özel liselerin herhangi bir baraj puanı ile ilişkilendirilmeyecek olması, 4+4+4 sisteminin bütün kademelerinde özel okullara ve imam hatip liselerine yönlendirmenin esas alındığını açıkça göstermektedir.
Türkiye’de eğitimde uygulanan yanlış politikalar nedeniyle sınavların 4. sınıfa kadar inmesi eğitim sisteminin içine itildiği durumu görmek açısından önemlidir. Her yıl sınav yapmak, sınava hazırlanmak zorunda olan öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren dershanelere, özel kurslara gitmesi okullardaki eğitimin zaten sorunlu olan niteliğini daha da geriye götürecektir. Ayrıca öğrencilerin sınavlara hazırlanırken yaşadıkları stres ve diğer sorunlar pek çok öğrenci ve öğrenci velisinin psikolojik baskılanma yaşamasına neden olmaktadır.
Eğitimin uzun zamana yayılan beklentileriyle, sınavların ortaya çıkardığı pratik sonuçların giderek daha fazla ayrışmaya başlaması, sınavların sistem tarafından kendisinden beklenen işlevini bile yeterince yerine getiremediğinin kanıtı durumundadır. Sınavların içeriğinden biçimine, süresinden amacına kadar hemen hiçbir özelliğinin gerçek anlamda aday başarısını ölçmede yeterli olmadığı yaşanan örneklerden yola çıkılarak görülebilmektedir. Türkiye’de eğitim sisteminden başlayarak düzeyler arası geçişler, okul türlerini tarif ve eğitim programları başta olmak üzere, eğitimin tüm tür ve düzeylerinin kamu tarafından ve kamusal kaynaklarla sunulması ve adil dağıtımının sağlanması, insancıl ve demokratik bir okul iklimi oluşturma gibi pek çok sorun varlığını sürdürmektedir. Bunu sağlamanın ilk adımı, çocuklarımızı sınavların esiri haline getirmek değil, eğitimi sınav odaklı olmaktan kurtarmak olmalıdır. Sınav sonuçlarının işinize gelmeyen bölümlerini sansürleyerek ve gizleyerek bir yere varamazsınız.444’lük sistemde yaşanan sorunlar ve sınavlarda ortaya çıkan karanlık tablonun adresi bellidir. Kesilecek fatura mutlaka bu adrese yollanmalıdır. BU adres ise; AKP Genel Merkezi Söğütözü/Balgat/Ankara’dır.  
02.07.2013 ALAADDİN DİNÇER/EĞİTİMCİ



Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)