adscode
adscode

'MEB Ali Kıran Baş Kesen Midir?'

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen; 'MEB Ali Kıran Baş Kesen Midir?'

'MEB Ali Kıran Baş Kesen Midir?'
Sendikalar
Yargının demokratik toplumlar için olmazsa olmaz olduğu, hatta bunun tek başına yetmeyeceği, yargı kararlarının idare tarafından değiştirilmeden, savsaklanmadan yasal süresi içerisinde yerine getirilmesinin şart olduğu Anayasamızdaki ilgili maddelerle birlikte değerlendirildiğinde açık bir şekilde görülecektir.  İdarenin bütünlüğü ilkesi ülkemiz için son derece önemlidir. Bu bütünlüğün ortadan kalkması durumunda, kamu idaresinde ahengin bozulacağı bilinmelidir. Bakanlıkların ayrı ayrı düzenlemeler yapması çalışma hayatındaki huzuru bozacaktır.
 
Ayrıca Türk Eğitim Sen’in açmış olduğu davalarda 31 Ağustos 2013 tarih ve 28751 sayılı Bakanlar Kurulu Görevde Yükselme Çerçeve yönetmeliği ve 12 Ekim 2013 tarih ve 28793 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yönetmelikleriyle ilgili karar verirken Danıştay daireleri Anayasamızın 2. Maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırıdır gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararları vermişti ve bu kararları da kamuoyuyla paylaşılmıştı. Bu kararlarla ilgili olarak defalarca dile getirdiğimiz gibi şu sorular hala cevabını beklemektedir:
 
Neden diğer bakanlıklar yargı kararlarının gereğini yerine getirirken Milli Eğitim Bakanlığı yargı kararlarını işlevsizleştirmek adına kanun çıkarılması için uğraşıyor?
 
Neden Milli Eğitim Bakanlığı idarenin bütünlüğü ilkesini ortadan kaldırmak istiyor?
 
Neden Milli Eğitim Bakanlığı hukuk devleti ilkesini ayaklar altına alıyor?
 
Neden Milli Eğitim Bakanlığı kendi çalışanları arasında bazılarına öz, bazılarına üvey evlat muamelesi yapıyor?
 
Hâlbuki tespitlerimize göre, Milli Eğitim Bakanlığının görevde yükselme ile ilgili yargı kararını uygulaması durumunda ancak 150 kişinin yerinde değişme olacaktır. Görev yeri değişecek de olsa kazanacak kişilerin tamamı Bakanlığın yapmış olduğu mülakat sınavında başarılı olan kişilerdir. Yani bu kişiler zaten bakanlığın seçtiği kişilerdir. Kişilerde önemli bir değişiklik olmayacağına göre;
 
MEB, neden hukuka saygılı davranıp kararların gereğini yerine getirmiyor?
 
Milli Eğitim Bakanlığı bu hukuksuzluğu neden ve kaç kişi için yapıyor?
 
 
 
Neden diğer bakanlıklar şube müdürlüğü seçiminde yazılı ile sözlünün aritmetik ortalamasını alıyorken Milli Eğitim Bakanlığı sadece mülakatta ısrar ediyor?
 
Hâkimlik savcılık sınavlarında bile yazılı sınavın büyük çoğunluğu alınırken Milli Eğitim Bakanlığı neden bunu yapmıyor?
 
Milli Eğitim Bakanlığı müfettiş alımında bile yazlı sınavı ve mülakat sınavının aritmetik ortalamasını alırken Şube müdürlüğü seçiminde neden bunu yapmak istemiyor?
 
Yoksa MEB Ali Kıran Baş Kesen Midir?
 
Yargı kararlarının uygulanması zorunluluğunu ortadan kaldıran kanun çıkarılıp, yargı kararları işlevsiz kaldığında yani hukuk devleti ilkesi ortadan kalktığında, bu kanunun çıkmasına sebep olup birçok eğitim çalışanını hak gaspına uğratanlar, acaba, başlarını yastığa rahat koyabilecekler mi?
 
Türk Eğitim-Sen olarak açmış olduğumuz davaların sonuç ve uygulamalarını büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Bu konudaki suiistimallerin ve savsaklama çabalarının farkında olup yasal çerçevede gerekenin yapılacağı da bilinmelidir.
 
 
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen
  İstanbul İl Başkanı

 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)