adscode
adscode

MHP'li Topçu'dan Avcı'ya istifa çağrısı

MHP’li Zuhal Topçu, TEOG’un çöktüğünü, bakanlığın lise yerleştirme sistemini eline yüzüne bulaştırdığını belirterek “Milli Eğitim Bakanı derhal istifa etmelidir” dedi

MHP'li Topçu'dan Avcı'ya istifa çağrısı
Türkiye'den Haberler

İktidarın ayak oyunlarının göstergesi olan torba yasa çalışmalarında sürekli tarih değiştirilmesi, Meclis’in bir açılıp bir kapanması ve 28 Ağustos 2014’ten sonra yasanın görüşülmesine yeniden başlanacağının belirtilmesi artık meclis çalışmalarında işin çığırından çıktığının göstergesidir.

Meclis’in neden kapatıldığı belli değil (!) ancak neden yeniden açılması gerektiği bellidir. Bu kadar acil sorun varken, hala bahaneler bulunmaktadır.

Peki, atama bekleyen öğretmenler için iyi görünen bu durum nasıl bu kadar kötü bir hale dönüştürülmüştür? Ataması yeni yapılacak öğretmenlerin heyecanlı bekleyişi neden bir sorun sarmalı haline getirilmiştir? Torba yasa ne zaman yasalaşacak? Bu öğretmenler atandıkları yerlere ne zaman gidecek?

Ne zaman uyum sağlayıp, öğrencilere faydalı olacaklar? Torba yasada bu maddenin var olduğu en başından bilindiği halde, neden bu zamana kadar bekletildi? Cumhurbaşkanlığı seçimi için neden malzeme olarak kullanıldı? Ve seçimin hemen ardından Meclisin tatil edilmesinin sebebi seçimi aldık gerisi bizi ilgilendirmez demek miydi?

Buna ek olarak, torba yasanın geçmesi halinde, yapılacak öğretmen atamaları için ihtiyaç analizi yapılmış mıdır? Kaç tane bilişim öğretmeni, kimya öğretmeni, rehberlik öğretmeni, tarih öğretmeni, edebiyat öğretmeni, felsefe öğretmeni ve diğer branşlardan öğretmen atanacaktır? Öğretmen ihtiyacını karşılamak için 40.000 değil, Sayın Bakan’ın yaptığı 126.000’lik açık var sözüne dayanarak, biz de MHP olarak, Aralık ayına kadar 120.000 öğretmen ataması için kanun teklifi verdik. Günü kurtarmak yerine her geçen gün artan atanamayan öğretmen sorununu çözecek politikalar oluşturarak ve artık işsiz öğretmen intiharları engellenmelidir.

Ayrıca burada özür grubu öğretmenlerinin de bir problemi mevcuttur. Öğretmenlerin liseye yeni başlayacak çocuklarının TEOG ile yerleştikleri okul, şu anda yaşadıkları şehirlerdeki okullardır ancak atamaları gerçekleştiğinde, nakil işlemleri de bitmiş olacaktır. Bu soruna nasıl bir çözüm üretilecektir?

TEOG ÇÖKMÜŞTÜR

TEOG sınavında önce sorular yanlış çıktı, çocuklara kopyacı denildi, yanlış çıkan sorular kabul edilmedi, ilerleyen zamanda kabul edilerek öğrenciler tercih yapacağı zaman puanlar yeniden hesaplandı, şimdi tercihlerini yapan öğrenciler istedikleri yerlere yerleşemedi. Tercih yapmayan öğrenci sayısı 230bin. Bu öğrenciler hangi okula yerleştirilecek? Açık liseye giderlerse takipleri nasıl yapılacak?

Aslında hata başında yapıldı. Öğrenciler ve aileleri yüzdelik dilime göre mi, sıralamaya göre mi yoksa alınan puana göre mi tercih yapacaklarını belirten net bir açıklama yapılmadı. Bu nedenle yapılan yerleştirmeden dolayı öğrenciler ve aileleri perişan durumda. A grubu tercihlerine yerleştirilemeyen öğrenciler, B grubuna, bazıları ise hiç tercih yapmadıkları okullara yerleştirildi. Evlerine yakın okullara yerleştirilme olayında da yanlışlıklar var. İstanbul içerisinde evinden 120 km’lik uzaklıkta bulunan okula otomatik kayıt olan öğrenciler bulunmaktadır. 120 km bir öğrencinin evine ne kadar yakın olabilir? Bunu MEB yetkililerine sormak lazım.

Bir başka problem ise, Sayın Bakan’ın öğrenciler istemedikleri okul türlerine gitmeyecekler ifadesini çabuk unutmasıdır. Öğrenciler ve aileleri bu konudan da muzdariptir. 440 puan alan bir öğrenci, nasıl olur da 140 puanlık bir liseye yerleştirilir? Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine yönelik çalışmaların bu gibi yeni yöntemlerle yapıldığını da bu iktidar sayesinde görmüş olduk.

Şimdi bir de nakil işlemleri ile sorun yaşamaktadır. Nakil işlemleri için öğrenciler otomatik olarak kayıt oldukları okuldan kayıtlarını alacaklar mı yoksa kayıtlarını almadan TEK TERCİH ile nakil işlemlerini yaptıracaklar mı?

Her sene açıkta kalan binlerce kontenjan olayını bu senede yaşanacak mı?

TEOG sınavında sistem çökmüştür. e-okul hata vermiştir. Nakil başvuruları yapılamamıştır. Sistem hata vermiş-tıkanmış ve işleme devam edilememiştir.

Ayrıca özel okulların öğrenci alımları ise, MEB’in engeline takılmış ve “hangi puanlamaya göre öğrenci alıyorsunuz?” “Bu puanı kullanma izniniz var mı?” gibi sorularla okullar soruşturma geçirir hale gelmişlerdir.

MÜDÜR OLMAK İÇİN YANDAŞ SENDİKAYA
Şu anda en büyük sorun ise, okulların açılmasına sayılı günler kala bütün okul müdürleri görevden alınmıştır. Yerlerine ise tek nitelikleri, memurun değil iktidarın çıkarlarını gözeten yandaş sendika üyesi olan isimler müdür olarak atanmıştır. Buradan Sayın Bakan’a soruyoruz;
Sizin ehliyet ve liyakat anlayışınız yandaş sendika üyeliği midir? Eğitim kurumları yöneticilerinin değerlendirildiği formların geçerlilik ve güvenirlikleri nedir? Okul müdürlerini kimler değerlendirmektedir? Acaba o değerlendirmeyi yapan üst yöneticiler liyakat içerisinde mi o makamlara gelmişlerdir? Değerlendirme sonuçları neden herkesten gizlenmektedir? Korkulan bir şey mi vardır? Neden her müdür yalnızca kendi puanını görebiliyor? Mukayese yapmaya imkan verilmemesi hangi korkuların sonucudur? Bir de değerlendirme formunu dolduran kişilerin hangi notu ve bu notu neden verdiklerini bilmesi bir müdürün, bir yöneticinin en doğal hakkıdır. Eğitimde geri besleme denilen ve hataların istişare sonucunda düzeltilmesine fırsat veren bu öğrenme süreci işletilmemektedir.

YENİ TÜRKİYE BU MU?
Bu ileri Demokrasinin hangi aşamasına denk gelmektedir?
İktidarın Yeni Türkiye’yi oluştururken ki kaynaklarını görmek için;
Değerlendirilmeye tabi tutulan okul müdürlerinin isimlerini,
Hangi sendikaya üye olduklarını,
Puanlarının tek tek açıklamasını istiyoruz.
Ölen müdürlerin 100 tam puan aldığı, emeklilerin değerlendirildiği, Bakanlık müfettişleri tarafından soruşturulup suçlu bulunup yeri değiştirilen müdürlerin yüksek not aldığı bir ülkede eğitimde hangi ciddiyetten bahsedilebilir?
Bu değerlendirme işlemi derhal iptal edilip, Türk Milli Eğitimi’ne yakışır yeni adil bir değerlendirme sistemi getirilmesi elzemdir.
Vesayetçi zihniyet Milli Eğitim Bakanlığı’nda da kendini göstermiş ve Malum-Sen dışındaki bütün çalışanlar, artık vesayetin dayanılmaz ağırlığı altındadır.
Otoriter yönetimin kurumsal yansımaları olarak bu atamalar görülmelidir.
İktidar kendi düşünce ve anlayışı doğrultusunda ‘Yeni Türkiye’sini oluşturmaya çalışırken, ülkede adalet, hukuk, ahlak anlayışını yerle bir etmiştir. Milletin Okulları olan İmam Hatiplere, “arka bahçe” olarak bakan zihniyet, artık bütün okulları ve MEB’i partinin bir ideolojik aygıtına çevirme hareketine girişmiştir. Veliler ve öğrencilerin tercihlerine saygı duymayan hükümet, “ben neye karar verirsem, sen ona uymaya mecbursun” anlayışı ile hareket etmektedir.

ÖĞRENCİNİN İLGİ VE YETENEKLERİ PARAVAN OLARAK MI KULLANILMAKTADIR?
12 yıldır bütün Milli Eğitim Bakanlarının sistemi değiştirirken söyledikleri “öğrencilerin ilgi ve yetenekleri” nakaratı, uygulama ve esas icraatta hiç hem de hiç dikkate alınmamaktadır. Ve artık görmekteyiz ki bütün bunların hepsi yani bu olumsuzluklar 12 yıldan beri söylenmesine rağmen tedbir alınmıyorsa kasıt var diyoruz.
Milletin adamının milletten haberi yok.
Milletin ikbali malum senli olma ile eşdeğer tutulmaya başlandı.
Torba Yasa madde 98’de aday öğretmenlerin “yazılı ve/veya sözlü sınavlarla mesleğe alınmasına yönelik kısmı” aynı zihniyetle hazırlanmış olup ayrımcılığa zemin hazırlayacaktır ve malum senli olmayı meslekte kalabilmek için ön şart haline getirmektedir.
Türkiye’de suni gündemlerle insanlar avutuluyor çözüm süreci Yeni Türkiye, ileri demokrasi gibi gerçek olmayan gündemlerle meşgul edilmektedir.
Gerçek gündem her gün bonzaiden ölen onlarca gencimizdir.
Gerçek gündem eşleri ve yakınları tarafından katledilen kadınlarımızdır.
Gerçek gündem çocuğuna okul kaydı yaptırmak için çırpınan velilerimizdir.
Gerçek gündem naylon değerlendirmelerle görevlerinden alınarak mağdur edilen yöneticilerimizdir.
Gerçek gündem yiğidini toprağa veren analarımızın gözyaşlarıdır.
AKP hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atamalarını geciktirmiş, cumhurbaşkanlığı seçimlerine feda etmiştir. Lise yerleştirme sistemini eline yüzene bulaştırmış, binlerce öğrenciyi mağdur etmiştir. Müdür atamalarında tek kriter olarak yandaşlığı temel almış, Milli Eğitimi siyasallaştırmıştır. Eğitimde, bilgi, beceri ve liyakat geri plana itilmiş, bu güne kadarki uygulamalar adalet, ehliyet ve liyakat anlayışını yerle bir etmiştir. Bütün bu beceriksizliğin, partizanlığın hesabı sorulmalı, birileri bunun faturasını ödemelidir. Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI bu yaşananların baş sorumlusudur. Derhal istifa etmelidir!!!

 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)