adscode
adscode

Milyonlar Umuda Koşuyor!

Eğitimci Alaaddin Dinçer yazdı;Milyonlar Umuda Koşuyor!

Milyonlar Umuda Koşuyor!
Konuk Yazar

Ocak ayında başlayıp Aralık ayı sonuna kadar sürecek milyonların umuda yolculuk macerası başlıyor. Ocak ayında başlayan süreç esas olarak 23 Martta YGS ile start alacaktır. Uzun maratona benzeyen sınav koşusu sayısı yaklaşık 61 bölüm sürecek bir diziyi andırıyor. Sınava giren yurttaşların büyük bölümü için trajediye dönüşecek bu dizinin senaryo yazarlarını bu günlerde toplayacakları paranın büyüsü ve sıcaklığı sarmış görünüyor.

Merkezi olarak düzenlenecek bu sınavlara yaklaşık 10 milyon yurttaş girecek. Sınavların adını, girecek kişi sayısını ve toplanacak sınav harçlarını hesapladığımızda sınava dayalı sistemin yarattığı eşitsizliklerin soğukluğunu iliklerimize kadar hissedeceğiz.

Son 3 yılda yapılan sınavların 12’sinde ortaya çıkan kopya, soru aşırma, benzer sorulu kopyalar, yanıtları yanlışlarla dolu sorular, ortam dinlemelerine bağlı çalıntı sorular kısacası her türden usulsüzlüğün ve yolsuzluğun itibar gördüğü, sonuçları davaya bile dönüşmemiş soruşturmalar. Dava açılmaması için gereksiz bir yığın evrakla şişirilmiş, savcılar arasında gidip gelen akıbeti belirsiz dosyalar. PİSA denilen uluslar arası sınavlar liginde son sıralardan kurtulamayan ülke gerçeği. Neresinden bakarsanız bakın can sıkan, moral bozan ve hatta psikolojik sendromlara, intiharlara neden olan ve neresinden tutarsanız elinizde kalan adaletsiz bir sistem.

Merkezi olarak çeşitli düzeylerde yapılan sınavlar yıl içerisinde zamana yayılarak bir yılda yer alan 104 günlük hafta sonu tatillerinin 61 gününü doldurmaktadır. Merkezi sınav yapan kurumlar; ÖSYM 27 günde 33,MEB 28 günde 37.EA Üniversitesi AÖF Sınavları 6 günde 6 sınav. Toplam yılda 61 günde 76 merkezi sınav anlamına gelmektedir. Bir başka ifade ile ülkemizde bu üç kurumun 6 günde 1 gün sınav yapmakta olduğunu söyleyebiliriz. Diğer bakanlık ve kurumların yaptığı onlarca sınavla birlikte memlekette tam bir sınav hurdalığı oluşmuş durumdadır. (Kaynak, MEB, ÖSYM, EAÜ Sınav Takvimi)

MEB’in yaptığı TEOG ve PYBS sınavına 2014 yılında 4,5 ÖSYM’nin yaptığı sınavlara ise yaklaşık 5,5 milyon öğrenci ve genç girecektir. AÖF yılda yaklaşık l milyon öğrenci girdiğini hesaba kattığımızda rakamın büyüklüğü hepimizi derin düşüncelere ve sorgulamalara yöneltecektir. Sınav harçlarının parasal boyutu ise tamamı yurttaşlar tarafından ödenen yaklaşık 400 milyon gibi bir rakama ulaşmaktadır. Bütün bu rakamsal değerlerin yanında sınav kaygısı ve sınavlarda yaşanan kopya, yanlış soru benzeri haksızlıklar yurttaşlarda güvensizlik  algısının oluşmasına, ruhsal çöküntülerin yaşanmasına neden olmaktadır.

 Sınavlar ve Sınav Yolsuzlukları Yurttaşların Ruhsal Yapısını Bozmaktadır.

Sınav kaygısı, öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanır ve aslında bireyin sınava yüklediği anlam ve sınavı nasıl algıladığıyla ilgilidir. Sınav, adı üstünde bir değerlendirmeyi içerir. Birey şayet değerlendirmenin adil olmayacağı, sıklıkla bir aksiliğin olabildiği düşüncesiyle sınavlara giriyorsa ki bu düşünceyi besleyen pek çok somut delil vardır önümüzde, elbette sınava ilişkin olumsuz yargıları ve sınav kaygısı yaşama olasılığı artar. Çocuk ve gencin sınavlarla ilgili yaşadığı sorunun ille de patolojik boyutta seyreden bir tablo olması gerekmez.

Sık yaşanan sistem değişiklikleri, sınavla ilgili sağlıklı algı sürecini bozarak gencin kendisine ve sisteme olan güvenini zedeler. Bu güvensizlikle genç, hazırlanırken sınavın içeriğine değil kendisine odaklandığından başarısız olma olasılığı da artabilir. Üstelik her gencin stresle baş etme becerisi birbirinden farklı olduğundan, bu olumsuzluklarla baş etme becerisini geliştirenin sınavda başarı şansı daha yüksek olur. Yani danışmanlık desteği, eğitim desteği alanların, sınav yolsuzluklarıyla baş etme becerisinin de artacağını öngörebiliriz. Bu da bizi “sınavla ilgili olumsuzluklarla baş etmede” bile bir fırsat eşitsizliğine götürür.

Sınav kaygısının oluşmasında etkisi olan “biliyorum, bu sınavda başarılı olamayacağım” “sınav kötü geçecek” benzeri bazı olumsuz otomatik düşünceler vardır. Sınav yolsuzlukları ve sistem değişiklikleri de gençlerde “ne yapsam boş, zaten sınav iptal edilebilir, sorular çalınabilir” türünden somut olarak yaşanan ve olumsuz otomatik düşüncelere eklenen gerçeklikler haline gelmiştir. 

Kendi yollarını çizmeye ve karşılarına çıkan engelleri aşmaya çalışan gençler için bu yolda en önemli destekleri “adalete olan inançlarıdır”. Bu olmadığında zaten zorlandıkları yaşam olaylarını çözmek iyice güçleşir. Sınav kurallarını sık sık değiştirmek, genç oyundayken oyunun kurallarını değiştirmeye benzer ve şarkının da dediği gibi “bunu hiçbir kitap yazmaz”.

 Sonuç yerine, milyonların umuda yolculuğu, genç işsizliğin %20’ye ulaştığı erişkin ve genç nüfusun %30’unun sınavlara hazırlık ve sınavlarda birbiriyle yarıştırıldığı bir serüveni içeriyor. Sıralamaların, elemelerin, eşitsizliklerin derin yaralar açtığı bu kuşakları anlamak, doğru tercihler yapmaları için olanaklar sunmak ve onlara umut tacirliği ve hamaset yapmak yerine, sorunlarına kalıcı çözümler üretip daha güvenceli gelecek sağlamanın sorumluluğu ülkeyi yönetenlerin üzerinde durmaktadır. 15.03.2014 alaaddin dinçer/eğitimci
www.egitimajansi.com

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)