adscode
adscode

'Öğretmen yetiştirmede tek sorunumuz eğitim fakülteleri'

Eğitim çok önemli', 'eğitim şart', 'eğitime çok önem veriyoruz' Bu cümleleri çok duymuşsunuzdur. Peki, bunun anlamı nedir? Eğitime nasıl önem verilir, bunun göstergesi nedir? Eğitime önem vermek sürekli…

'Öğretmen yetiştirmede tek sorunumuz eğitim fakülteleri'
Genç Blog

Bugün bir konferans vardı. Konferans Bahçeşehir Üniversitesi tarafından yapıldı. Konu '21.yy okullarına öğretmen yetiştirme'. Salonda tam 350 kişi var. Öğretmenler, gazeteciler Salon hınca hınç dolu. Peki, kim yok: Eğitim fakültesi dekanları (Prof. Dr. Cemil Öztürk hariç), Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, YÖK ortada yok. Yani karar vericiler yok ama uygulayıcılar orada. Uygulayıcılar dünyanın en önemli eğitim fakültesi dekanlarından harika bir konferans dinlediler. Konuşmacılar New York Üniversitesi, Steinhart Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mary Brabeck, UC Santa Barbara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Jane Conoley, Washington Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tom Stritikus ve Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr. Hasan Şimşek'ti. Mary Brabeck'in fakültesinde öğrenciler sanat, psikoloji, uygulama iç içe o kadar güzel bir eğitim alıyorlar ki dinleyicilerin ağzı açık kaldı. Ama Brabeck'in söylediği en önemli şey 'Eğitimin kalitesini ölçmeden başarılı olma şansınız çok düşük' cümlesi idi. Santa Barbara Dekanı Conoley ise eğitim fakültelerinin araştırmacı öğretmenler yetiştirmesi gerektiğini belirtti. Kendi okulunun 20 okulla uygulamalı çalıştığı, uygulamalı öğretmen eğitimi yaptıklarını anlattı. Kısacası hepsinin ortak fikri öğretmen yetiştirme politikalarının eskidiğini, yeni politikalara ihtiyaç olduğu yönündeydi. Hepsinin ortak araştırması sonuçlarında ise ölçülemeyen eğitim sisteminde başarının çok zor olduğu yönündeydi. 
Şimdi bu anlattığım konferansa öğretmen ve uygulayıcıların katılması memnuniyet verici ama karar vericiler nerede? Sordum. Eğitim fakültesi dekanları en az üç kez aranıp davet edilmişler. YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı davet edilmiş. Ama sanırım çok yoğunlar. Bu tür işlere ayıracak zamanları yok (!) Şimdi bu insanlar bu konferansı neden dinlemeliydi; benim en son bildiğim 69 eğitim fakültemiz var. Bu fakülteler oldukça suskun ve pasif durumdalar. Nereden mi çıkarıyorum? Hangi eğitim reformunda sözleri dinleniyor ona bakın. Bu okullardan çıkan adaylar, öğretmen olmak istiyor. Bazıları kamuda bazıları özelde atanıyor. Öğretmen oluyorlar. Bu sürede onların başarılı olup olmadığını soran yok. Onların da günahı yok. Fakültelerde aldıkları bir iki teori ile işe başlıyorlar. İşe başladıkları okullarda bulunan yaşlı öğretmenleri izleyerek bir şeyler yapmak istiyorlar. Çünkü hizmet içi eğitimde yok. Peki, bu öğretmen ve öğrenciye ne öğretebilir. Ben şuna kesinlikle inanıyorum, öğrenciler bilgiye öğretmenlerden daha hızlı ulaşıyorlar ve öğretmenden daha fazla bilgiye sahipler. Bu da öğretmenin işini olağanüstü zorlaştırıyor. 
Teknoloji, internet gibi yenilikler öğretmenleri zorluyor. Üstüne bir de 4+4+4 gibi yeni bir sisteme geçiyoruz. Örneğin katılımcılardan Prof. Conoley 'ABD'de bazı eyaletlerde bu gibi değişiklikler yapıldığını ama bunun için fiziki mekanlar uyarlandı, müfredat uyarlandı, öğretmenler eğitildi' dedi. Peki, biz ne yapacağız? 
Şunu unutmamalıyız ki bilim her şeye yanıt verir. Ama bilimi önemserseniz. Şunu da söyleyeyim ABD'li dekanlar sadece konferans yapmaya gelmemişler Bahçeşehir Kolejlerinin 4+4+4 sisteminde yapacağı yeni uygulamalara danışmanlık yapıyorlar. 
Sayın eğitim fakültesi dekanlarım siz rahatsız olmayın, sayın Milli Eğitim Bakanlığı siz de rahatsız olmayın. Çünkü size göre eğitim kağıt üstünde değişebilir bir şey oysa bunu defalarca test etmedik mi? Daha kaç nesli bu eğitim fakültelerine kurban vereceğiz bilemiyorum?


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)