Değişim olarak sunulan bu düzenlemelerin arkasında esas olarak 444’lük sistemin bazı seçmeli dersleri için ihtiyaç duyulan örtünme ve giyinme sorununa çözüm bulma düşüncesi yatmaktadır. Dolayısıyla Bakanlık kendisi için yasaklar ve bariyerler örülü konularda yasakçı anlayışını korurken, yine kendisi için özgürlük alanı gördüğü konularda bariyerleri kaldırıp yürümeyi yeğlemiş görünmektedir.
Bu değerlendirmeden hareketle, AKP yine “kendine Müslüman ve kendine demokrat” tavrını sürdürmektedir. Bazı derslerle ilgili öğrenci ve velilerden gelen talebi ve bu talebe uygun düzenlemeleri anlamakla birlikte, diğer konulardaki yasakçı zihniyetin sürdürülmesini onaylamak olanaklı değildir. AKP’nin inşa sürecini hızlandırdığı toplum yapısına doğru eğitimi uygun adımlarla yürütmekte olduğunu söylemek olanaklıdır. Bu yaklaşımdan eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir anlayışın çıkmayacağını belirtmek gerekmektedir. Özgür ve demokratik okul sistemi bütün farklılıkların taleplerine yanıt oluşturmayı içermelidir. Düzenleme de bunu göremediğimi özellikle belertmeliyim.
Burada “nalıncı ustasının” keserinden çıkmadan, kendine yontmadan ve kılıfına uydurmadan söz etmek mümkündür. Kılık kıyafette veli tercihlerinin öne alınması ve kılık kıyafet sömürüsünün sona erdirme çabası olumlu gibi görünmekle beraber yanında getireceği kimi olumsuzlukları yok saymak yanlış olacaktır. Toplumsal eşitsizliklerin ve yoksulluğun en belirgin yaşandığı alanlar okullardır. Kıyafet serbestîsi çocuklar arasında sosyal ayrışmaları derileştirmeye yol açabilir. Kimi çocukların abartılmış pahalı giysilerle okula gönderilmesine diğer çocukların özenti, aşağılık ve kıskançlık duygusu tavrı içine girmelerine, duygu kırılmalarına, yanlış ve saldırgan tutum eğilimlerinin gelişmesine neden olabilir. Bu tür sorunların yaşanmaması için sosyal destek hizmetlerine gereksinim olacağını düşünmekteyim.
Yönetmeliğin okullar açıldıktan 2,5 ay sonra, kapalı kapılar ardında ve kamuoyundan gizlenerek hazırlanmış olmasını kabullenmek olanaklı değildir. Bakanlığın katılımcı demokrasiden ne anladığı böylece bir defa daha görülmüş oldu. Yönetmeliğin bir bölümünü içeren değişiklikler gelecek yıldan itibaren yürürlüğe girecektir. Bu durum geniş bir tartışma zamanı sunmaktadır. Bilim çevreleri ve konunun muhatapları düzenlemeyi bütün yönleriyle ele alıp tartışmalıdır. Bakanlık bu tartışmalardan çıkan sonuçlara göre yeniden bir değerlendirme yapmalı, ortaya çıkan yapıcı eleştirileri mutlaka önemsemelidir.
*****
Sonuç yerine, eğitim sistemine ilişkin atılan her adım yeni tartışmaları ve gerilimleri beraberinde getirmektedir. Temel eğitim konularında ortak akıl oluşturmak çok olanaklı görünmemekle birlikte asgari müştereklerde bir mutabakat oluşmasını sağlamak için çaba göstermek farklı toplum kesimlerinin içselleştirme kapasitesini geliştirecektir. Aksi halde ”Biz yaparız sizde uyarsınız” sınırı, insanların sinir katsayısını ve isyanını yükseltmekten başka bir amaca hizmet etmeyecektir. Alaaddin Dincer/27.11.2012www.egitimajansi.com
