adscode
adscode

Okulların Fiziksel Şartları Çocuk Psikolojisini Nasıl Etkiler?

60-66 ayda okula başlayan bir çocuğun psikolojisi bu durumdan nasıl etkilenir? Okulların fiziksel şartları çocuk psikolojisini nasıl etkiler? Öğretmenler nasıl davranmalı? İşte tüm bu soruların cevapları…

Okulların Fiziksel Şartları Çocuk Psikolojisini Nasıl Etkiler?
Ortaokul
60-66 ayda okula başlayan bir çocuğun psikolojisi bu durumdan nasıl etkilenir?
Genelde 5 yaşında tüm gün okul öncesi eğitime devam etmesi önerilir. Amerika’da 5-6 yaş okul öncesi eğitim birçok eyalette bedava verildiği halde bir zorlama yapılmamaktadır. 5 yaş anaokulu yaşıdır. Tüm gün ders ve aktivite ağır gelir, öğleden sonra dinlenme zamanı ayrılmalıdır. Vücut koordinasyonu, denge ve fiziksel aktivitesinin gelişmesine katkıda bulunacak oyunları oynamaya ihtiyaçları vardır. Bu yaşta yanlışı ve doğruyu çok basit düzeyde anlamaya başlarlar. Hâlâ gerçeklikle fanteziyi zaman zaman karıştırabilirler. Numara yapmakla gerçeği ayırt etmekte zorlanırlar. Beklemeyi ve paylaşmayı yapabilmeyi öğrendiği bir yaş olsa da özellikle sırasını beklemeyi her zaman uygulayamayabilirler. Kızgınlığını kıskançlığını sözel olarak gösterebildiği gibi, fiziksel olarak gösterebilir, itebilir, vurabilirler. Küfürlü konuşmaları çabuk öğrenip ve bunları kullanma yaşıdır, özellikle de dikkat çekmek istediğinde bunları daha fazla yaparlar. Derste de bunları çok kolay yapabilirler. Fiziksel olarak gelişimleri boyları 7 yaşa göre geride oldukları için çok kolay 7 yaş grubundan şiddet görebilirler. Hatta aşağılanıp alay edilebilirler.
Okulların fiziksel şartlarının (merdiven basamaklarının yüksekliği, tuvaletler, sıralar vs.)  hiçbirinin 5 yaş grubuna göre düzenlendiğini zannetmiyorum. Okulların fiziki şartları, okul öncesi fiziki şartlarına göre de uygun olmalı aksi takdirde psikolojilerini olumsuz yönde etkiler, ağlarlar, huzursuz olurlar. Tuvalet ihtiyacını kendi başına gidermekte zorlanıp yardım beklerler ve bu yardımı yerine getirecek başka kimseler olsa bile bunu anneden alıştıkları gibi aldıklarını göremeyince bunalırlar.
5 yaşındaki bir çocuk ile 7 yaşındaki bir çocuğun konsantrasyon süreleri farklı mıdır? Sınıf ortamı bu durumdan nasıl etkilenir?
5 yaş grubunun dikkat süreleri en fazla 10 dakikadır.  6-7 yaş grubundaki çocukların bile dikkat süreleri 20 dakikadır. Çocuklar ancak 9 yaştan itibaren 30 dakika ya da ders zamanı olan 40 dakika sıkılmadan dikkatini verebilir. Bu yüzden 5 yaş grubu, 7 yaş ile aynı sınıfta olurken onların çok kolay dikkatlerinin dağılmasına katkıda bulunacaklar, ders 40 dakika olduğu için 10 dakika sonra kendilerinle ilgilenilmesini isteyecek davranışlar sergileyeceklerdir. Bu da eğitimin bölünmesi veya kesintiye uğraması demektir. Bu beynin olgunlaşma süreci tüm sene devam edecek ama eğitimde de yol alınırken bu çocuklar hem geride kalacak hem de 7 yaş grubunun derste geri kalmasına katkıda bulunabilecektir. 7 yaş grubu çocukları eğiten öğretmenler bu bilgilere sahip olmadıkları zaman çocuklarda dikkat eksikliği ya da dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu olduğunu düşünüp doktora yollayabiliyorlar. Böylelikle birçok çocuğun boşu boşuna ilaç alması sağlanmış olabilir. Bu yüzden 5 yaş grubuyla çalışacak öğretmenlerin çok iyi eğitilmesi gerekir. Yukarıda saydığım gelişim evrelerini bilmeleri ve hazırlanan müfredatı ona göre uygulamaları gereklidir. Böylece bu çocuklar boşu boşuna dikkat arttırıcı ilaç kullanmamış olurlar.   
Öğretmenler nasıl davranmalı?
Öğretmen sınıf içerisinde 6 ya da 7 yaş çocuğundan farklı davranmalı. Örneğin övgü ya da uyarı yapacaksa özel kelimelerle açıklayarak övgünün ya da uyarının nedenlerini söylemeli. Aksi takdirde 5 yaş çocuğu için soyut kalabilir ve anlamaz. 
Ailelere uyarılar:
Dikkat eksikliği ve öğrenme zorluğu çeken çocukların önemli bir kısmı ailesi tarafından ders çalışmadıklarında, derse motive olamadıklarında, dikkatlerini derse veremediğinde aşağılanmakta, “falan daha iyi yapıyor sen neden onun gibi olamıyorsun” diye karşılaştırmalar yapılmakta ve bazıları sonunda fiziksel şiddete bile maruz kalmaktadır. 
Çocukluk döneminde gerçekleşen aşağılayıcı davranışlar ve bu tarzda istismarlar beynin yapısını ve işlevini değiştirebilir ve anksiyeteden intihara kadar birçok sorunun riskini artırabilir. “Sen aptalsın”, “Asla bir baltaya sap olamayacaksın”, “Neden biraz kuzenin gibi olamıyorsun!” benzeri ifadelerin, beyin hücrelerini azalttığına dair araştırmalar var.
5 ve 6 yaş grubu derste başaramayınca hem sınıf arkadaşları hem diğerleri tarafından böyle bir durumla karşı karşıya bırakılma ihtimali bulunmaktadır.
Okula başlayınca anneden ayrılma anksiyetesi yaşayabilir. Başaramayacağım, yapamıyorum korkusu yavaş yavaş hakim olmaya başlayabilir. Bu da uyku zorlukları, çocukluk dönemi depresif bir durum ortaya çıkarabilir. Hatta çocukluk psikozuna da neden olabilir.

www.egitimajansi.com


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)