Osman Hoca’nın Bilfen Mucizesi!

Üniversite için de fazlasıyla hazırlıklılar ama YÖK yasasının değişmesini bekliyorlar...
Çok mütevazı koşullarda açılan ilk okullarını bugün gibi hatırlıyorum. Aradan 25 yıl geçmiş! Osman Hoca’nın sıfırdan başlayıp adeta tırnaklarıyla kazıyarak geldiği bugünkü nokta, tüm gençlere ve öğretmenlere örnek olmalı. Özellikle de yakın çevresine!
Nasıl ki o sıfırdan başlayıp bir eğitim imparatorluğu yarattıysa aynı azimle başka gençler de başka öğretmenler de bunu başarabilir. Başarmalılar da. Çünkü ülkemizin daha binlerce iddialı öğretim kurumuna ihtiyacı var...
Osman Hoca, diğer eğitim duayenlerinden bazıları gibi ne bir şovmen ne de aklının önüne geçen hırslara sahip. O bir gönül insanı, iyi bir eğitim dostu ve biraz da aşırıya kaçan şekilde temkinli.
Kimliği ile değil, yaptıklarıyla tanınmak için yola çıktı, öyle de devam ediyor. Öğretim ve yönetim kadrosu hep çok iyi oldu ve hiç birinin gözü dışarıda olmadı.
Bilfen için Osman Hoca ne ise Nurşen Hoca da o. Biri patron diğeri de yönetici olarak hep en iyisini yapmaya çalıştılar. İkinci kuşak da o yolda ilerliyor...
Dönem dönem hep farklı noktalara çekmeye ya da oturtmaya çalıştılar. Ama onların asıl işi hep eğitim oldu. Arkalarında, eğitim aşkı ve çok çalışmanın ötesinde, ne bir ağa babaları var ne de farklı destekler. İşlerini iyi yaptıkları sürece de büyümeye devam edecekler...
Bilfen’i, ilk yıllarda, başarıya odaklı katı eğitim anlayışı nedeniyle çok eleştirdim. Hastane sessizliğinde değil, cıvıl cıvıl olması gerektiğine çok vurgu yaptım. Çünkü çocukların çocukluğunu, gençlerin de gençliğini  fazlasıyla yaşamaları gerektiğine inananlardanım.
Şimdi o konuda da çok yol kat ettiler... Eminim ki, ayakları hiç yerden kesilmeden daha da büyüyecekler ve daha nice 25 yıllara imza atacaklar...
Kurucularından yönetim ve öğretim kadrosuna, mezun ve öğrencilerden velilere tüm Bilfen Ailesine daha nice başarılı yıllar diliyoruz... İyi ki varsınız...