ÖSYM Başkanı Demir'in İstifası!

Başkan Demir'in istifa ederken bile, hala, kendini ve kurumu savunuyor olması, tipik bir bürokrat refleksi. Yoksa, ÖSYM'nin savunulacak bir tarafının kalmadığını, en iyisi kendisi ve arkadaşları biliyor.

Peki, sadece kendinin istifası, ÖSYM'nin toparlanması için yeterli olacak mı?
Ona elbette yeni gelecek Başkan karar verecek.
Ankara'dan gelen duyumlar, bunun yetmeyeceği yönünde.
En iyisi bekleyip görmek...
ÖSYM'nin üzerinde çok yoğun iş yükü olduğu kesin ama bu şimdi söylenecek bir söz değil.
Keşke daha önce, bu kurum bu kadar yükü kaldıramıyor, böyle giderse, büyük hatalar yapabiliriz, bir an önce gerekli düzenlemeler yapılsın diyebilir ya da bu düzenlemeleri yapabilirdi.

ÖSYM, ülkemizdeki, belki de, en özerk kurumlardan birisi, ali kıran baş kesen durumundalar.
Yaptıklarına, ne kimse karışabiliyor ne de sorgulayabiliyor.
Bazen en üst makamlardan gelen direktiflere bile kulak tıkadılar.
Örneğin 9.45 mağdurlarının durumlarının yeniden değerlendirilmesinde olduğu gibi!..
ÖSYM Başkanlarının durumu, ben yaptım, oldu diyen herkese ders olmalıdır.
Gerçekleştirdiğiniz acımasız uygulamalar, gün geliyor, bumerang gibi sizi de alıp götürebiliyor.
ÖSYM, o kadar çok öğrencinin hakkının yenilmesine ve cannın yanmasına neden oldu ki, onların ahı yerde kalmadı...
Yeni ve saygın bir ÖSYM, hepimizin ortak dileği. Çünkü böylesi kurumlara, her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir süreçten geçiyoruz...