Peki, şimdi ne olacak?

Okullar kapandı ama nasıl açılacağı hiç belli değil.
Milyonlarca öğrenci, eylülde okullarının yerinde yeller estiğini, isminin ve yöneticilerinin değiştiğini, kendisinin de başka bir okula yönlendirildiğini görürse hiç şaşırmasın...
Bu yaz eğitimde öylesine değişiklikler olacak ki yaratacağı etkileri tahmin etmek mümkün değil.
Bazı sendikalar değişim sürecini 12 şiddetinde depreme benzetti.
Yani her şey yerle bir olacak mesajı veriyorlar.
Oysa MEB tam tersini savunuyor.
Onlara göre de taşlar yerli yerine oturacakmış.
İşte tam bu noktada insan sormadan edemiyor.
Şu anda yapılanlar bir reform ise bugüne kadar yapılanlar neydi?..

Sınavlar bitti ama!
Giriş sınavlarının pek çoğu bitti. Önümüzdeki hafta sona yapılacak ikinci tur üniversiteye giriş sınavlarıyla, tümüyle sona erecek. Ama asıl çile bundan sonra başlıyor. Çünkü, özellikle liselere girişte nasıl bir tabloyla karşılaşılacağını MEB de dahil hiç kimse tahmin edemiyor. Savunanı dahi yok. Gelecek yıl sil baştan değişeceğine de kesin gözüyle bakılıyor...
MEB, umarız bu yıl da fen ve anadolu liselerinde binlerce kontenjanın boş kalmasına seyirci kalmaz!..
En azından bunu yapsınlar yeter.
CHP ve MHP çatı adayı konusunda kamuoyunu şaşırtmadı desek yalan olur.
Dün, gün boyu hemen herkes bunu konuşuyordu.
Entelektüel çevreler dışında tanıyanı fazla yok.
Ama en çok sorulan soru, “Niye Ekmeleddin İhsanoğlu?” sorusuydu.
Belli ki her iki parti de Erdoğan‘ın bu seçimi kazanmasını istemiyor.
Amaç belli, Ak Parti tabanından ve merkez sağdan olabildiğince oy almak.
Peki, CHP tabanının Ekmeleddin İhsanoğlu’na alışması ve kabullenmesi kolay olacak mı?
Son dönemde iktidarla ters düşmesi yeterli bir gerekçe olabilecek mi?

Yazının devamı için tıklayın!