Üniversite tercih süreci, bir anlamda geleceğin yol haritasını çizmek gibi bir şey.
Seçeceğiniz fakülte yani meslek, ya artık bir ömür boyu sizinle yaşayacak ya da sürekli değiştirmek zorunda kalacaksınız.
Özeti şu:
Girip de mezun olmayacağınız, mezun olup da, o mesleği yapmayacağınız bölümleri, kesinlikle, tercih listenize yazmayın.
Tercih sıralaması, puana göre, değil istek sırasına göre yapılır.
İlk sıralara puanı yüksek olanlar değil, en çok istediğiniz fakülteler konulur.
Üniversite değil, fakülte ya da yüksek okul seçin.
Çünkü üniversite geçici, meslek ise kalıcıdır.
Özgürlüğünüze kavuşmak için ailenizin bulunduğu ilden başka bir ile gitmek, kağıt üzerinde hoş görünse de, pek çok sorunu beraberinde getirebilir.
Gitmeyin mi, gidin ama her türlü ayrıntıyı da mutlaka düşünün.
Ve en önemlisi, geleceğinizi, başkalarının yönlendirmesine sakın izin vermeyin.
Hayat sizin hayatınız, gelecek sizin geleceğiniz ve sizi, hayallerinizi, sizden daha iyi hiç kimse bilemez.
Anne babalar, kendi olamadıkları mesleklere sizi yönlendirmek ister.
Okul, kurs ya da özel öğretmenler, bak kaç kişiyi üniversiteye soktuk diye sizi bir yerlere sokmanın çabası içerisine girer.
Üniversitelerden bazıları, sizi öğrenci yapıncaya kadar peşinizde koşar ama sonra yüzünüze bakmazlar.
İş bulurum diye seçtiğiniz meslekleri sevmediğinizde de ortada kalırsınız.
Anlayacağınız, hala vaktiniz var ve bu konuyu ne olur ciddiye alın ve bugünden çok beş, on 20 yıl sonrasını düşünün.
Bir meslekte kararlıysanız, tüm tercihlerinizi o yönde yapın.
Hala seçim yapmadıysanız da önce bir meslek belirleyin kendinize.
İyi üniversite yoktur, onlara değer katan sizlersiniz.
Ve iyi öğrenci, akan su gibi, her yerde yolunu bulur ve zirveye tırmanır.
Puanım az diye de hiç üzülmeyin, çünkü her puana göre girilecek fazlasıyla yer var…