Geçtiğimiz yıl Nisan ayında öğrencilere dağıtılmaya başlanan 200 mililitrelik süt dağıtımının bu yıl Şubat ayından sonra başlatılacağı ve dağıtımın haftada üç gün yapılacağı Sayın Bakan tarafından açıklandı. Projenin tartışılmaya başladığı günden bu yana doğru olduğunu söylediğimiz uygulamanın bu yıl rötarlı ve kesintili dağıtılacak olması kafalarda pek çok sorunun oluşmasına neden oldu. Oysa süt çocukların beslenmesinde gerekli bir besin maddesi. Bu gerekliliği defaten tekrarladık. Ancak dağıtımın ilk yarıyıl döneminde yapılmamasının nedenlerinin Bakanlık tarafından açıklanmamış olmasını doğrusu çok yadırgadık.
Şimdi ister istemez toplumda süt meselesi ile ilgili hükümete atfen farklı yorumlar yapılıyor. Bu yorumlardan birincisi, hükümet “sütün parasını ben veriyorum dolayısıyla vanası da bende. Süt vanasını canım isterse açarım sütü dağıtırım itemezse açmam ve dağıtmam. Ne yapayım,2012 bütçesi açık verdi dolayısıyla bu açığı daha fazla büyütmemek için birinci yarıyılda dağıtımdan vazgeçtik. Yeni bütçe yılında bütçeye “süt ödeneği” koyacağız o yüzden dağıtımı ikinci yarıyılda yapmayı planlıyoruz.” Bir başka yorum, “eldeki sütler eski tarihli, dağıtmamız sağlık yönünden sakıncalı olur. Baharda inekler, koyunlar ve keçiler yeni ve taze sütler verecek ”süt baharı” olacak o zaman dağıtacağız. Öküzün altında buzağı aramaya gerek yok. Hem bu arada buzağı da büyümüş sağmal inek haline gelmiş olur. Böylece süt sorunu da çözülmüş olur inşallah!”
Diğer bir yorumda,”2013 yılı yerel seçim yılı dolayısıyla süt dağıtım işini belediyelere devredelim hem seçim yatırımı, hem de belediyelere kaynak aktarımı olur. Böylece bir taşla birden fazla kuş vurulmuş olur.” “Biz hükümet olarak hangi çocukların süte karşı alerjisi olduğunu tespit edip ondan sonra dağıtım yapmayı doğru gördük.Çünkü süt mevzusu aleyhimizde yürütülen bir kampanyaya dönüştürüldü.Yeni dönemde alacağımız bazı önlemlerle aleyhe yürütülen kampanyayı önlemeyi amaçlıyoruz.” Sıkça yapılan bir yorumda,”henüz bir hazırlığımız olmadı.Gerekli hazırlıkları ve süt birikimini oluşturduktan sonra dağıtım yapacağız.” Şeklinde bir dizi yorum yapılmaktadır.
Oysa bu yıl,48-60 ay arası çocuklar okulöncesine, 60-72 ay arası çocuklar birinci sınıfa başladı. Belirtilen yaş grupları çocukların süte besin olarak daha çok gereksinim duydukları yaş aralıklarıdır. Aslında okulların açıldığı günlerde süt dağıtımı başlatılmış olsaydı çocuklar okula biraz daha kolay alışır, okulu ve öğretmeni daha çok severlerdi. Ne de olsa onlar hala analarının “süt kuzusu” ve özel ilgiye ihtiyaç duydukları yaş evresinde. Neyse artık ülkeyi yönetenler böyle uygun gördüklerine göre vardır bir bildikler herhalde. Biz yinede konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz. Yapıcı eleştiri ve önerilerimizi açıklamayı, konunun ehemmiyetini ve önemini vurgulamayı sürdüreceğiz. Eleştiri ve önerilerimize ilgili ve yetkili makamlarda bulunanlar yine “ideolojik ve siyasi” diyeceklerdir. Varsın desinler. Doğruları önermek ve söylemek ideolojik ise buna karşı çıkmak daha da ideolojiliktir.
Sonuç yerine, çok önemli olduğunu düşündüğümüz “süt dağıtım projesi” eğer olabiliyorsa (ki bizce olabilir) okulöncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için en kısa zamanda başlatılmalıdır. Süt, çocuklar için bütçe politikalarına kurban edilmeyecek kadar önemlidir. Suriyeli “misafirlere” ayrılan kaynaklar kadar ödeneği kendi çocuklarımız içinde ayırmayı siyasi iktidarın kendisine görev sayacağını umut etmek istiyorum.
ALAADDİN DİNÇER/EĞİTİMCİ
Soruyoruz; Süt, Neden İkinci Yarıyılda ve Niçin Haftada Üç Gün Verilecek?
Eğitimci Alaaddin Dinçer, okullarda ikinci dönem dağıtılacak süt konusunu ele aldı: İşte "Soruyoruz; Süt, Neden İkinci Yarıyılda ve Niçin Haftada Üç Gün Verilecek?" başlıklı yazısı
Emoji ile tepki ver!
Bu Haberi Paylaş :
Benzer Haberler
-
Yorumu Gönder
0 Yorum
Diğer Yorumlar (0)
