İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Yavuz Selim Süral, nüfus artışı ve endüstrileşme sonucu temiz su kaynaklarının hızla tükendiğine dikkat çekerek, “Birleşmiş Milletler, 22 Mart’ı ‘Dünya Su Günü’ ilan etti. Su kaynaklarımızın temiz tutulması hayati önem arz ederken, yetişkin insan vücudunun ortalama yüzde 60’ı sudur. Vücuttaki sistemlerin, organların ve hücrelerin fonksiyonlarının işlemesinde, metabolizmanın dengesinin sağlanmasında su önem taşıyor. Hücre içinde gerçekleşen bütün hayati metabolik olaylar ancak hücre içinde yeterli su var ise gerçekleşebilmektedir” dedi.
‘Günde 8-10 Bardak Su İçmeliyiz’
Alınan besinlerin sindirimi, emilimi ve oluşan zararlı maddelerin atılması için su tüketilmesi gerektiğini aktaran Süral, çoğu zaman su içmenin unutulduğunu söyledi. Süral, su tüketilmesinin faydalarını şu şekilde açıkladı:
“Kabızlığın giderilmesine yardımcı olup, idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma riskimizi azaltır. Vücudumuzun ısısını dengede tutmada yardımcı olur. Eklemlerimizin kayganlığını sağlar. Bağışıklık sisteminin çalışabilmesi, zinde ve uyanık kalabilmek içinde su içmemiz gereklidir. Kışın yetersiz su tüketimi vücut direncinin düşmesine ve hasta olmamıza sebep olmaktadır. Ayrıca su tüketimi artıkça vücutta depolanan yağ miktarı azalarak kilo vermemiz kolaylaşır. Yeteri kadar su tüketildiğinde, cildimiz daha düzgün, daha yumuşak, daha parlak ve daha esnek olur. Tükettiğimiz suyun içinde bulunan mineraller, vücudumuz için gerekli olan ihtiyacı karşılamada yardımcı olur.”
Günde ortalama 8 – 10 bardak arasında su tüketilmesini öneren Süral, yazın terleme ve fiziksel aktivite ile sıvı kaybı yaşandığından su ihtiyacının arttığını ifade etti. Yoğun iş temposu içerisinde su tüketiminin unutulduğunu anımsatan Süral, “Sabah kalktığımızda güne bir bardak oda sıcaklığında su içerek başlamak çok önemlidir. Gün içinde susamayı beklemeden su içmeliyiz. Çalıştığımız ortamda masamız üzerinde su bulundurup, su içmemizi hatırlatan küçük kâğıtlar koymalıyız. İşyerinde sigara ve çay molası yerine, su molası vererek sıvı alımını artırabilirsiniz. Her gece yatmadan bir bardak su içerek de vücut dengemizi korumaya yardımcı oluruz. Eğer su içmeyi unutuyorsanız yanınızda şişe gezdirerek, vücudunuzu susuz bırakmayabilirsiniz. Suyun tadını sevmiyorsanız; suya karanfil ya da bir iki damla limon sıkarak içimi kolaylaştırabilirsiniz.”
‘Çay-Kahve Böbreklere Yük’
Süral, içeceklerin hiçbirinin su yerine geçmediğine de dikkat çekerek, kola, kahve, çay gibi kafein ve teofilin içeren içeceklerin daha fazla idrar çıkışını sağladığı için vücudunuzda su miktarının azalmasına ve böbreklere binen yükün artmasına neden olduğuna işaret etti.
