adscode
adscode

Süt Nasıl Aklanacak?

Günümüzde tükettiğimiz pek çok gıdada sağlığımızı bozacak zararlı maddelerin tespit edilmesiyle ya tamamen o gıdalardan uzak durmaya özen gösterdik ya da bu araştırmalara pek kulak asmadık. Biraz kaderci…

Süt Nasıl Aklanacak?
Genç Blog

Dün, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in sütle ilgili yaptığı açıklama medyada geniş yer buldu.

“Görselde bizim alışık olduğumuz bir tabloydu. Bir bakan süt içerken görüntülenmiş ve süt hakkında çarpıcı itiraflarda bulunarak halkı uyarıyordu“

Piyasadaki sütlerde karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma riskini artıran antibiyotik kalıntısı ve aflatoksin M1 olduğu iddiaları doğrulanıyor, mevzuata uygunsuz faaliyet gösteren işletmelerin de ifşa edileceğini haklarında yasal işlem başlatılacağı söyleniyordu.

Nasıl bir inceleme yapılacak ve ne şekilde ifşa edilecek önümüzde ki günlerde hep birlikte göreceğiz.

Ancak bu yapılanların çoğu sütü aklamaya yetmeyecek. Çünkü gıda üretiminde raf ömrünü arttırmak için yapılan işlemlerin önüne geçmek mümkün değil.

Sütünde raf ömrünü uzatmak için yapılan pastörizasyon ve UHT’nin bazı hastalık yapan bakterileri ortadan kaldırırken, faydalı bakterileri de yok ettiği gerçeğini görmezden gelemeyiz.

Pastörize Sütlerin Yarattığı Tahribat

Pastörizasyon işleminin sütte ve insanda yarattığı tahribat konusunda küçük çaplı bir araştırma yaptım. Ve uzman görüşlerinden faydalanarak sizlere de küçük notlar düşmek istedim. Tüm bunlar aklımızın bir köşesinde kalsın.

-Sütün raf ömrünü uzatmak için yapılan işlemler sütte var olan vitamin ve mineralleri öldürdüğü gibi sindirim sistemimize de zarar veriyor.

-Sindirilemeyen protein parçacıkları bağırsaktan kanımıza geçiyor, vücut da bunları düşman olarak algılıyor ve bağışıklık sistemini tahrip ediyor. Bu da çeşitli alerjik hastalıklara veya romatizmal hastalıklara neden oluyor.

- Homojenizasyon sırasında uygulanan basıncın süt proteinlerinin moleküler yapısı büyük ölçüde değişiyor.  Molekül yapısı değişmiş proteinlerin immün sistemini aşırı uyardığını ve kişinin ileride diyabet, astım ve multiplskleroz gibi ''otoimmün-kendi dokularını tahrip edici'' hastalıklara yol açıyor.

- Pastörizasyon, inek sütünün içinde bulunan yoğun proteinin sindirilmesini sağlayan doğal enzimi yok eder. Böylece bu fazla süt proteini, bağırsakları çamurla tıkayarak, insanın sindirim yolunda çürür. Bu çamurun bir kısmı kana sızar. Süt ürünlerinin günlük tüketimleriyle bu kokuşmuş çamur biriktikçe, vücut çamurun bir kısmını deriden (sivilce, leke ile) ve ciğerlerden (nezle ile) dışarı atarken kalanı içeride iltihaplanır, enfeksiyonlara sebep olan mukoz oluşturur, alerjik tepkilere yol açar, eklemleri kalsiyum tortularıyla sertleştirir.

Çocuklarımıza ‘Süt’ Dayatması

Bizler kulağımıza iliştirilmiş yanlış bilgilerle çocuklarımızı sağlıklı olmaları için süt içmeye zorluyoruz. Aslında çocuklarımıza pastörize sütü dayatıyoruz. Bu da yetmezmiş gibi kemik erimesi rahatsızlığının nedenini yeterli miktarda süt içmemeye bağlayan açıklamaları dikkate alarak sütü bolca tüketmeye çalışıyoruz. İçtiğimiz süt, süt değil bilmiyoruz.

Doğulular ve Afrikalıların geleneksel olarak sütten uzak durduklarını biliyor muydunuz?

Batı dünyasında da tam tersine insanlara her gün süt tüketmeleri söylenir, durur. Bu yüzden Amerikalılar ve Avrupalılar ağırlıklı olarak pastörize sütle besleniyor.

Peki sonuç!

Yapılan araştırmalar Amerikan çiftlerinde en çok görülen rahatsızlardan birinin kısırlık olduğu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca yüksek oranda pastörize süt ürünleri tüketen Amerikalı kadınlarda kemik erimesi vakaları da çoğalmıştır. Çocuklardaysa erken dönemde başlayan diş çürümeleri kronikleşmiş; kronik astım, alerji, kulak enfeksiyonları ve sivilcenin birçok çeşidi görülmeye başlamıştır. Süt üretimini arttırmak için ineklere enjekte edilen sentetik hormonlarla kadınları güçten düşüren etkilerinin daha da şiddetlendiği saptanmıştır.

Pastörize inek sütünün besin ve iyileşme (food and healing) adlı kitabında besin terapisti anne Marie Colbin, süt ürünlerinin kadınlar için yarattığı felaketi söyle açıklıyor:

"Süt, peynir, yoğurt ve dondurma gibi süt ürünlerinin tüketimiyle; yumurtalık tümörünü ve kistlerini, vajinal akıntıları ve enfeksiyonları da kapsayan dişi üreme sistemindeki çeşitli hastalıklar kuvvetle bağlantılıdır. Bu bağlantının, süt ürünlerinin tüketimine son verdiklerinde problemlerin azaldığını veya yok olduğunu bildiren tanıdığım sayısız kadın tarafından defalarca doğrulandığını görüyorum. Lifli tümörlerin geçtiğini veya dağıldığını, rahim kanserinin durduğunu, adet düzensizliklerinin düzeldiğini duyuyorum. kısırlık bile bu yaklaşımla birkaç örnekte ortadan kalkmış görünüyor."

Sütü Nasıl Tüketmeli?

Birçok kadın, sütü iyi bir kalsiyum kaynağı gördüğü için tüketiyor. Çünkü belirli bir yaştan sonra kemik erimesi hastalığına yakalanmak onları korkuyor.

Aslında nedeni bizim bildiğimiz gibi beslenmede ki kalsiyum yetersizliği değilmiş! Daha çok, şeker, et, nişasta ve alkolün aşırı tüketilmesiyle kanda sürekli bir asit ortamı yaratılması kemiklerde ki kalsiyumu çözüyor ve erimeye yol açıyormuş.

Süt içmek için hala ısrarlıysanız:

Mümkünse günlük mandra sütü kullanın. Şehirdeki en iyi seçenek, günlük pastörize şişe sütleridir.

Uzun ömürlü homojenize kutu sütlerini kesinlikle kullanmayın.

Sütü süt olarak değil, taze mayalanmış yoğurt, kefir, peynir olarak kullanın. Böylece olunca kaynatmaktan dolayı kaybedilen vitamin, mineral ve enzimlerin bir kısmını geri kazanılır.

Bu konuda en iyi tercih insan sütünün besinsel karışımına ve dengesine yaklaşan keçi sütüdür.

Bulabiliyor ve tüketebiliyorsanız ne ala...

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)