Her ikisine de son verileceği söylenir ama bir türlü arkası gelmez.
Peki gerçekten de mümkün olmadığı için mi tam gün eğitime geçilmez ya da sınavlar kaldırılmaz, yoksa üzerine yeterince gidilmediği için mi kalmaya devam ederler?
Sanki ikinci seçenek daha doğru. Yoksa, istenildiğinde rahatlıkla tam gün eğitime de geçilir, sınav yarışı da bugünkü boyutlarının çok altına çekilebilir.
Her yıl yüz binlerce konut üreten bir ülke istese her yıl üç, beş bin okul yapamaz mı?
Bal gibi yapar hatta bir yasa çıkartıp bunu inşaat sektöründen rant edinenlere yaptırsa, bu iş daha da hızlanır.
Yine aynı şekilde umut tacirliğinden vazgeçip üniversite önündeki yığılmayı azaltsak, at yarışı benzeri sınavlara hiç gerek kalmaz.
Bakalım önümüzdeki yeni dönem neler getirecek?
Edindiği bilgi ve tecrübesiyle Bakan Avcı mı yola devam edecek yoksa yeni bir acemi Bakan gelip, o mu her şeye sil baştan yeniden başlayacak?
Belki de hiç belli olmaz, birikimi, donanımı ve vizyonuyla hepimize şapka çıkartacak bir isimle yola devam edilir.
Hep birlikte göreceğiz...
Dileğimiz o ki, kaybedilen zamanlar bir an önce telafi edilsin ve eğitimin önemi artık iyice anlaşılsın!..