TED Van Koleji Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa, TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ile Eğitimci-Yazar Abbas Güçlü konuşmacı olarak katıldı.
Konferansın ilk konuşmasını TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, yaptı.
39’uncu okullarını açtıklarını belirten Pehlivanoğlu, şunları söyledi:
“Şükürler olsun bugün 39’uncu okulumuzu açıyoruz. Hepimizin yapması gereken şey açık. Tabii ki kendi evlatlarımıza sahip çıkacağız. Onun içindir ki biz eğitimde dershane sistemine en büyük mücadeleyi vermiş bir kurumuz. TED ne değildir’ derseniz. TED bir kolej değildir. Okulları da olan bir sivil toplum örgütüdür. Bütün bunların yanında da dünya ile rekabet etmemiz lazımdır. Sadece diploma vermek için eğitim vermekten vazgeçmemiz lazımdır. Biz diploma dağıtan kuruluşlar olamayız. Maalesef bugün eğitim diploma verme ve sınav üzerine odaklanmış vaziyettedir. Analar kollarında kalmış iki tane bileziği satıp, 25 bin lira dershane denilen yerlere çocuğunu gönderenler ile rekabet etmeye çalışıyor. Van’ın köyündeki çocuklar, benim çocuğumu aynı sınava sokuyorsunuz. Aynı eğitimi veremediğimiz bir topluma, aynı sınavı nasıl verirsiniz?”
“SINAV YETMEZ”
Eğitimin sınavla sınandığı bir ülke olmak istemediklerini ifade eden Pehlivanoğlu, şunları kaydetti:
“Bu ülkenin evlatlarını bölmeden, bölüştürmeden yoksul, zengin diye ayırt etmeden iyi bir eğitim vermek zorundayız. Bunun parayla alakası yok. Bunun bir inançla, duruşla alakası var. Bu ülkenin sorunu para ve kaynakların yetersizliği değil, kullananların her gün sistem değiştirmesidir. Çocukların sadece sınavla başarılı kılındığı bir ülke de istemiyoruz.”
“39 DEĞİL 390”
Daha sonra konuşan yazar Abbas Güçlü ise, daha fazla okul açılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Şimdi gönül isterdi ki 39’uncu okulu değil, 390’ıncı okulu açsınlar. 90 yılda sadece 39 tane okul açmak bir başarı değil, başarısızlıktır. Biraz daha hızlı ve tempolu giderek bunu önümüzdeki yıllarda sayıyı artırmak lazım. Eğer bugün TED’in 39 tane değil de 390 tane ya da 3 bin tane okulu olsaydı bugün çok farklı bir Türkiye olurdu. Van’a gelmek için niye bu kadar geç kalındı onu da anlamış değilim. Türkiye’nin en önemli kentlerinden biri olmasına rağmen 39’uncu okulun burada açılıyor olmasını hem Vanlılar olarak siz kendinize sorun, hem de TED’i sorgulayın,niye bu güne kadar gelmediniz? TED’i bir okul olarak görmemek lazım, bir kolej olarak görmememiz lazım, TED’in farklı bir misyonu var.”
EĞİTİMİN ÖNEMİ
Eğitimin önemine değinen Güçlü, şunları kaydetti:
“Çocuklarınıza bırakacağınız en büyük miras eğitimdir, çocuğunuza ilada bir şey bırakmak istiyorsanız ne han, hamam, arsa bırakın nede para bırakın, eğitim bırakın, ondan sonra kendiliğinden gerisi gelecektir. Ama bizler nedense taşa toprağa gelince, arabaya gelince her şeye para buluyoruz, eğitim dediğimiz zaman vermiyoruz. Bu salonu dolduracak kadar eğer Vanlılar eğitime inanmıyorsa o zaman buraya ben niye geleyim. Van bir dönem canavarı ile bir dönem kahvaltısı ile meşhur, ben Van’ın eğitimiyle meşhur olmasını isterdim. Bizde öyle üniversiteler, kolejler, fen liseleri ve okullar var ki Türkiye’nin en iyileri bizde dedirtecek eğitim kurumları. Ama Van’dan 2-3 tane isim çıkıyor arkası gelmiyor. Sanatçı çıkmıyor, sporcu çıkmıyor, her alanda yüzlerce isim çıkması lazımdı, bu nasıl olacak, eğitimle olacak. Yani eğitim olmadan bu ülkenin kalkınması mümkün değil. Kentimizi, ailemizi ya da ülkemizi güçlü kılmak istiyorsak eğitime önem vermek zorundayız. Yani bir ailede eğitim düzeyi ve iyi eğitim almış insan sayısı ne kadar fazla ise o aile o kadar gülcüdür. Bir kentte eğitim kurumları, araştırma merkezleri ne kadar fazla ise o kent o kadar güçlüdür ve ülke de eğitim, bilim ne kadar gülcü ise o kadar güçlüdür.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal’ın da son bölümüne katıldığı konferans, soru-cevap bölümüyle son buldu.
