adscode
adscode

Televizyon Deyip Geçmeyin

​Televizyoncu, gazeteci, sunucu, yazar Mesut Yar, önceki gece Genç Bakış’ın konuğuydu.

Televizyon Deyip Geçmeyin
Milliyet Diyalog
Yar, öğrencilerle, televizyon dünyasını, dizileri ve neleri, niye seyrettiğimizi konuştu.
Televiz-yonların mı toplumu şekillendirdiği, yoksa toplumun isteğine göre mi dizilerin üretildiği sorusuna cevap arandı.
İşte programdan satır başları.
Televizyonkolik miyiz?
 * Televizyonkolik bir ülke olduk biz. Bu endüstri haline de geldi. Türkiye bir dizi ülkesi olabilir mi? Ve biz artık diziyi pazarlayarak dünyaya para kazanabiliyor muyuz noktasına kadar geldik. 80’lerde 90’larda olan Brezilya dizileri eğrisini yakaladık.
 * Diziler belli bir süreden sonra bağımlılık yaratıyor.
 * Türk televizyonculuğu aslında çok genç. Son 25-30 senedir el yordamıyla yolunu buldu. İngiltere’den, Amerika’dan, Avrupa’dan çok daha hızlı koştu.
Niye dizi seyrediyoruz?
* Aşk, nefret bir araya geldiğinde bir dizide en çok tutan senaryo.
* Televizyon izlemek bilimsel olarak bizim beyin hücrelerimizi öldürüyor.
 * Teknolojik bir cellat olarak düşünürsek televizyonu, biz celladımıza âşığız.
 * Televizyonculuğun en kısır kaldığı alan içeriktir.
 * Diziler, duyguların iç içe geçtiği, kimin doğru kimin yanlış, kimin gerçek kimin sanal olduğu bir dünya sundu ve bizi gerçek hayattan koparttı.
 * Aslında her insanın içinde üzerini örttüğü bir şiddet duygusu var, dizilerle bunu boşaltıyoruz.
Mizah neden tutmuyor?
* Mizah dizileri tutmuyor. Geleneksel ailelerimiz, bu ne ya deyip geçiyor. O zaman ne oluyor, tüm kuşakları kucaklayabilen diziler izlenmeye başlanıyor.
 * Bir yetenek yarışması izlediğinizde çok fazla düşünmezsiniz fakat bir mizah dizisi izlerken şimdi nereye gönderme yaptı diye düşünürsünüz.
 * Türkiye’de polisiye diziler de izlenmiyor.
 * Dizilerdeki karakterler birbirine çok benziyor. Yarışmalarda da bu çok var. Zincirleme bir taklit seyircisiyle karşı karşıyayız.
Reyting ölçümleri
 * Reytingleri ölçerken sosyal statülerine göre artık ayrıştırıyoruz. Ben istatistiklere çok güvenirim. Reytinglerin biçimini tartışabiliriz. Ama reytinglerin bir temsil gücü var.
 * Amerikan izleyicisi izlediği programlara çok sadık. Yıllarca devam ediyor klasikleşen programlar. Bizde de birçok program sona erdi. Hepsi ekranlara geri çağrılmalı.
 * Sabah haber programcılığı reyting kaygısı taşımamalı. Çünkü haber yapıyorsun. Haberin reyting kaygısı olmamalı.
 * Kanallar reyting üzerinden reklam alıyorlar. Eşit şartlarda dövüşmüyoruz. Bana göre ilk yüz listesi yapılmaması lazım. Şöyle yapılmalı kendi içlerinde ayrıştırılmalı. Dizilerin ilk yüz listesi, PT2 listesi, PT3 listesi, gündüz kuşaklarının listesini yapalım, reklam verenlere, patronlara bunları ikna edelim.
Televizyon eleştirmenliği
* Açık ve net bir şekilde, meslektaşlarımın canını sıkacak bir şekilde şunu söyleyeceğim artık: Türkiye’de mevcut sistemde yazılı basın içerisindeki televizyon eleştirmenlerinin televizyon kökenli olanı sadece bir kişi. Bir kişi televizyoncu olduğu için eleştirmen olmuş. Diğerleri spor medyasından, magazin medyasından hatta siyasetin içinden. Bakın, köşe yazarlarının birçoğu haftada iki gün bir diziyi yazıyor. Demek ki konu sıkıntısı çekilebiliyor!
 * Televizyoncu olduğunuz için televizyon eleştirmeni olabilirsiniz. Televizyon eleştirmeni olduğunuz için televizyon programı yapmayın.
 * Bizdeki dizi eleştirmenleri, popüler kültürün getirdiği her şeyi köşelerinde harcıyorlar, ben dahil.
 * Uyan Türkiye, muhalif değil lafı olan bir programdı. Kabul etmek gerekirse çatal dilli bir şeydi. Bir gün Bakırköy basın savcısı bana “Hakkında 28 dava var. Bu 28 davanın 28’inden de seni gömebilirim” dedi. Emekli olmaya yakın bir savcıydı. “Yerinde olsam Uyan Türkiye’yi ve haberciliği bırakırım” dedi. Ben, hayatımda ilk kez hiç dinlemeyen bu asi adam, büyük sözü dinledim. Ama buna rağmen 1.5 yıl hapis cezası aldım.
Sosyal medya mı, televizyon mu?
 * Sosyal medya reytingleri de ölçülür hale geldi. Televizyon yöneticileri buna da bakıyor. Televizyonun ölçüm sistemiyle sosyal medyanın ölçüm sistemi birbirini tutmuyor. Sosyal medya televizyon algısını doğru yansıtan bir şey değildir. Oradan alacağımız bir parametreye göre televizyonculuk kartlarını yeniden kuramayız. Sosyal medyayı gençler kullanıyor. Ben sosyal medyayı mesleğim gereği kullanıyorum. İnternette insanlar kişisel televizyonlarını kuruyorlar.
Dizi süreleri
* 125 dakika, bir insan için çok uzun bir süre. Medya planlamacısının, reklam verenlerin, televizyon yöneticilerinin mümkünse Meclis’te bir araya gelip karar vermesi gerekir. Dizi süreleri kısaltılmalı.


Yazının devamı için tıklayınız !

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)