adscode
adscode

Türk hekim tıp literatürüne girdi!

Vücudun anüs bölgesi, ten ve anal kanal ile bağırsaklar arasında, bölgedeki bezlerin iltihaplanması nedeniyle oluşan ve dışkı, apse sızıntısına yol açan kanallara anal fistül hastalığı deniliyor.

Türk hekim tıp literatürüne girdi!
Türkiye'den Haberler
Bu hastalığa yakalananların hayat kaliteleri, apse ve benzer sızıntılar nedeniyle oldukça düşüyor. Bir süredir laf konusu hastalığının tedavisine ilişkin çalışmalar yapan Doç. Dr. Ersin Öztürk, öğrenciyken bir hocasının yaptığı burun ameliyatından esinlenerek ameliyat yöntemi buldu.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde görevli Genel Cerrahi, Cerrahi Onkoloji ve Kolektoral Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ersin Öztürk'ün, anal fistül hastalığına (kalın bağırsağın makata açılan kısmı -rektum ve anüs- ile makat çevresi cildi arasında, olmaması gereken bir yol) ilişkin bulduğu metot, "The Öztürk Plak" adıyla dünya tıp literatürüne alındı. Hastanın vücudundan alınan kıkırdaklar, fistül kanallarını tıkayacak şekilde vücuda yerleştirilerek organik bir tıkaç görevi görüyor. Bu yöntemle hastalar, büyük abdest ve gazı tutmaya yarayan kaslar tahrip edilmediği için başka yöntemlerle gerçekleştirilen ameliyatlar sonrası yaşanan dışkı tutamama sorunundan laf konusu yöntemde kurtuluyor.


The Öztürk Plak

Öztürk, ilköğretim öğrencisiyken operatör olmayı ve ismini bir ameliyat yöntemine vermeyi düş ettiğini söyledi. Anal fistülün bilhassa toplumda yaygın görülen, anüs bölgesi, ten, anal kanal ya da bağırsaklar arasında bulunan istenmeyen bir yol olduğunu, buna genelde oradaki bezlerin iltihabının yol açtığını bildiren Öztürk, "Bunun kati yüzde 100 tedavisi mevcut. Tedavisi, oluşan fistülün üstünü açarsanız, aleni yara haline getirirseniz bu iyileşir fakat insanlar büyük abdestini tutamaz, gazını tutamaz. O yüzden bu üstünü açma ancak fistül çok yüzeyselse az adale tutuyorsa yapılır. Fazla adale tuttuğunda bunu yapmamak lazım, ters takdirde insanlar büyük abdest tutamaz" diye konuştu.

Öztürk, fistülü tıkama ve yakma gibi yöntemlerin başarı oranının yüzde 70'lerde olduğunu anlattı.
Bu tıkama için plak ismi verilen sentetik tıkaçlar kullanıldığını aktaran Öztürk, şöyle devam etti: "Bunlar bilhassa ABD'da yapılıyor ve bu ameliyat için ağırbaşlı oranda çok pahalı. Ayrıca yabancı cisim olduğu için gövde bunlara reaksiyon gösteriyor ve tutunamıyorlar, kanaldan yitik gidiyor. Tutunmayı sağlamak için mikro çentikler iç bir sürü yol denediler, sağlayamadılar. Bunun üzerine ne yapılabilir diye uzun süredir bu işlerle uğraşırken öğrenciliğimde seyrettiğim bir ameliyat aklıma geldi. Hocam Prof. Dr. Onur Erol, burun ameliyatlarından sonra çıkan kıkırdakları emilebilen bir kağıda sarardı, sarma sigara gibi ve burun kemiğini aldıktan sonra altına koyup düz olsun diye ona biçim verirdi. Buna 'Turkish delight' deniliyor ve tıp literatüründe mevcut. Onun bu tıkaç için kullanılabileceğini düşündüm. Onu biraz modifiye edip anal fistül kanalına girecek şekle getirdikten sonra da içine koydum. Oradaki kıkırdak birkaç gün sonra oraya çok güzel yapışıyor. Yapıştıktan sonra da insanların büyük abdest kaçırmadan fistüllerinde iyileşmesine yardımcı oluyor."

Ersin Öztürk, bulduğu yöntemi öncelikle, birçok defa ameliyat olmuş hastalarda uyguladığı bilgisini verdi. Uygulamayı, hastaların yazılı ve sözlü onaylarıyla gerçekleştirdiğini dile getiren Öztürk, "Bunun sonucunda fistül kanalı kapandı. Verilerimizi saygın tıp dergilerinden birine gönderdik. Uluslararası 7 müstakil hakem tarafından değerlendirildi ve yayına kabul edildi. Bunun sonucunda da tıp literatüründe 'The Öztürk Plak' diye bir ameliyat yöntemi oldu" ifadesini kullandı.

Lazer ucuyla tedavi yönteminin de ad babası
Öztürk, ayrıca lazerle fistül ameliyatını popülerize ederek geliştirdiğini vurguladı.
Fistül konusundan hastalar çok mustarip olduğuna değinen Öztürk, şunları kaydetti: "Özellikle üniversite hastanesinde çalıştığınızda, başka hastanelerde insanların tedavide zorlandığı hastaları görüyorsunuz. Zaman içinde, en çok fistül konusunda insanların zorlandığını gördüm. Buraya eğilince de bu konuda ne yapılabilir diye düşünüyorsunuz. Alman bir firma vardı. Onların bir lazer ucu vardı fistül için üretilen fakat faal olarak kullanılmıyordu. Sadece o yöntemi popülerize edip geliştirdim ve o da gene dünyanın en saygın tıp dergilerinden biridir; Diseases Of The Colon Rectum. Orada yayınlandı ve yöntemin ad babası oldum. Fistüllerin yüzde 70'i yüzeyseldir ve üzeri açıldığında iyileşir fakat fistül aniden fazla olduğunda veya çok fazla adale tuttuğunda üstünü açmak nihai derece tehlikeli oluyor. Orada da hastasına göre lazerle ya da bu kıkırdaklı yöntemle tedavi edilerek insanlar iyileşebiliyor."

Yenişafak

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)