adscode
adscode

ULUSLARARASI ARENADA 'DENEYİMLİ MEZUNLAR' YETİŞECEK!

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, Uluslararası Arenada 'Deneyimli Mezunlar' Yetiştirecek!

 ULUSLARARASI ARENADA 'DENEYİMLİ MEZUNLAR' YETİŞECEK!
Röportaj
EĞİTİM AJANSI - Röportaj 
Billur Ocak-Arzu Kalaylı




Araştırmacı, genç, dinamik akademik kadrosuyla, öğrencilerine eğitim gördükleri süre içinde aynı zamanda iş deneyimi de kazandırmayı, yoğun dil programıyla onları uluslararası alanda etkin bireyler haline getirmeyi hedefleyen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım ÜÇTUĞ, www.egitimajansi.com okurları için sorularımızı yanıtladı.

Üniversiteniz ne zaman, kaç fakülteyle kuruldu? 
Üniversitemizin kuruluş yasası aslında 2008 yılında çıktı; ancak, öğrenime başlaması 2011 yılına kaldı. 2011-2012 eğitim-öğretim yılında ilk öğrencilerimizi aldık. Bu sene üniversitemize dördüncü kez öğrenci alacağız. Daha henüz lisans programlarından mezun vermedik. Gelecek yıl Türkçe eğitim yapan Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültemizden ilk lisans mezunlarımızı vereceğiz. İngilizce eğitim yaptığımız için geri kalan programlardaki öğrenciler önümüzdeki yıl üçüncü sınıfı okuyacaklar.

İlk açıldığımızda yola 5 fakülteyle çıktık: Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi ve Hukuk Fakültesi.
Bir yıl sonra 2012-2013’te Eczacılık Fakültesini ekledik. Bunlar hepsi kuruluş yasamızda var olan fakültelerdi. Nihayet,  geçtiğimiz yıl Tıp Fakültesini açtık. Dolayısıyla şu an itibariyle 7 fakültemiz var.
Bu 7 fakültemizde toplam 22 tane lisans programımız mevcut. Tıp, Hukuk ve Eczacılık da birer, Fen-Edebiyat Fakültesinde 2,  Güzel Sanatlar ve Tasarımda 4, İktisadi ve İdari Bilimlerde 6, Mühendislik ve Mimarlıkta da 7 tane olmak üzere toplam 22 lisans programımız var.

Meslek Yüksekokulumuzda 6 program mevcut. Bu yıl sağlık sektörüne yönelik 3 program açtık: Odyometri, İlk ve Acil Yardım ve Optisyenlik programları.
Yüksek lisansta 6 programımız var: Uluslararası Ticaret Hukuku, İşletme (MBA), Güzel Sanatlar ve Tasarım, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler; f tarafında da Bilişim Teknolojileri ile Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği. Bu sene ilk kez Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği alanında doktora programı açtık. 

Meslek Yüksekokulu Ne Zaman Açıldı?
Şişli’de iki binamız var. Geçen yıl açıldı. Oradan da gelecek sene mezun vereceğiz. Sosyal Hizmetler, İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çocuk Gelişimi Programlarını başlattık. 

Toplam Öğrenci Sayınız nedir?
Tüm programlarımız dahil toplam öğrenci sayımız 2 bin 700 civarında. Çok programla başladığımız için geniş bir sayıya ulaştık. Bu yıl ekim ayına girdiğimizde 4 bin civarında öğrencimiz olacağını tahmin ediyorum.

Öğrenciler daha çok hangi programları tercih ediyor?
Boş kalan bir programımız yok. Genel eğilimler geçerliliğini koruyor. Sağlık birinci sırada, Eczacılık çok tercih ediliyor. Hukuk yine aynı şekilde çok tercih ediliyor. Psikoloji, İç Mimarlık, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler beklediğimizin üzerinde tercih aldı. Mühendislik Fakültesinde ise son yıllarda eğilim İnşaat Mühendisliğine doğru; diğer mühendislik dallarına göre talep çok daha fazla.

Eğitim dili tamamıyla İngilizce mi?
Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültemiz ile Meslek Yüksek Okulumuzda eğitim tamamen Türkçe. Hukuk Fakültemizde %30 İngilizce, %70 Türkçe;  geri kalanlarda, Tıp ve Eczacılık dahil olmak üzere, tümüyle İngilizce eğitim veriyoruz.

Yeni açılacak programlar neye göre belirleniyor? 
Mevcut koşullar göz önüne alınıyor yani talep gören programları açmaya öncelik veriyoruz.
Yeni kurulan bir vakıf üniversitesi aynı zamanda kaynakları çok da sınırsız olmayan bir üniversite olarak tabii ki talep görmesi öncelikli. Klasik disiplinleri açmayı ben kendi şahsım adına önemsedim. Ama diyelim ki çok tercih ediliyor diye Hukuk programı açtık ancak bu bundan 10 sene sonra yine çok tercih edilecek anlamına gelmiyor. Bundan 10-15 yıl önce çok iyi hatırlıyorum kimse Hukuk’a gitmezdi. Puanları ciddi düşüş göstermişti. O dönemde Mühendislik furyası vardı. Bugün bakıyorsunuz, bu tamamen tersine döndü. Dolayısıyla her zaman geçerliliğini koruyan, niteliği olan mesleklerin eğitiminin veriliyor olması lazım. Bu, üniversitenin sürdürülebilirliği açısından önemli. 

Çok klasik dallarımız var: Mühendislik, İnşaat, Endüstri, Bilgisayar, İşletme, İktisat, Uluslararası İlişkiler, Kamu Yönetimi, İç Mimarlık, Sosyoloji, Psikoloji gibi. Bunlar uzun vadede inişler çıkışlar olsa bile değerlerini hiçbir zaman kaybetmeyecek disiplinler.

Tek bir tane özel disiplin diyebileceğimiz ‘Takı Tasarımı’ programımız var. O da üniversitemizin kurucu vakfının Altınbaş Holding bünyesinde bulunmasından ötürü.

Akademisyen seçimlerinde nasıl bir stratejiniz var?
Öğretim üyelerimizin çoğunda gençlere yöneldik. Yeni doktorasını almış yardımcı doçent arkadaşlarımız bizim öğrenim kadromuzun önemli bir kısmını oluşturuyor. Belli standartlarımız var. Çok iyi okullardan doktoralarını almış, mutlaka yurt dışında yayın yapmış, araştırma yapmış olacaklar. Buraya geldiklerinde de araştırma yapacaklar. Bizim için araştırma eğitim kadar önemli. Bu bağlamda diğer üniversitelerden öğretim üyesi transferi ya da emekli öğretim üyesi transferi gibi bir şeye kalkışmadık. Üniversitemizde çok nitelikli, çok araştırmacı genç bir akademik kadro oluşturduk. Bizim bu yönde ilerlediğimiz duyuldukça başvurular da artıyor. Çok kaliteli gençler başvuruyor. 

Yabancı hocalarınız var mı? 
Mimarlıkta 2, Tıpta 1, Fen-Edebiyatta 1,Yabancı Diller Yüksekokulumuzda İngilizce hazırlık programımızda 4-5 civarında yabancı hocamız bulunuyor. 

Yabancı öğrenci sayınız nedir?
150 yabancı öğrencimiz var. Lisans öğrencilerimizin yüzde 7’si yabancı uyruklu.  Bu sayının yüzde 10-15’lere doğru tırmanacağını tahmin ediyorum.

Yurt dışındaki üniversitelerle ortak bir çalışma yürütüyor musunuz?
Bizim Köln Üniversitesiyle bir ortak programımız var. Öğrencilerimiz Hukuk alanında, 2 sene Almanya’da, 2 sene burada okuyup 4 sene sonra hem Köln Üniversitesi diploması hem de bizim diplomamızı alıyorlar. Hem Türkiye’de hem Almanya da tüm yetkileriyle çalışabilecek mezunlar yetiştiren programın bu sene henüz ikinci yılı. Öğrenciler şu anda Almanyadalar. Bir sonraki yıl bize katılacaklar. Bu programda hem Türk öğrenciler var, hem de Alman-Türk öğrenciler. Oradaki talep bizimkinden fazla oldu. Almanya’daki Türk aileler bu programa çocuklarını sokmak için ciddi yarış içine girdiler. Programın 15 kontenjanı vardı. Almanya ayağında 20’de zor kesebildik. Bu program sayesinde Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın çocuklarına da bir imkan yaratmış olduk.

HUKUKTA SINIRLARI KALDIRAN EĞİTİM MODELİ

‘’Türkiye’de dil bilen Anglo Sakson Hukukçuya İhtiyaç Var’’

Türkiye’ de kıta Avrupası’ndan alınmış bir hukuk sistemi var. Temelde Almanya, İsviçre hukuk sisteminden aktarılmış. Dünyada ise iki tane hukuk sistemi var: bunlardan bir tanesi Kıta Avrupası Hukuk sistemi, diğeri ise Anglo Sakson Hukuku dediğimiz İngiltere ve Amerika’da uygulanan hukuk sistemi. Bunlar birbirlerinden ciddi oranda farklı. Kıta Avrupa Sisteminde her şey en ince ayrıntısına kadar kanunlarla yazılıyken, biliyorsunuz, Amerika’da doğru düzgün bir Anayasa bile yok, yasalar kanunlar o kadar ayrıntılı değil. Mahkeme kararlarının kanun oluşturduğu bir sistem geçerli. Türkiye’de bugüne kadar Anglo Sakson Hukukunun çok önemi yoktu. Kıta Avrupası Hukukuyla idare ediyorduk. Türkiye uluslararasılaştıkça uluslararası ticaret gibi, uluslararası arenada yürüyen her şey Anglo Sakson Hukukuyla yürümeye başladı. Dünyada uluslararası tahkim diye bir kavram var; bir anlaşmazlık söz konusuysa uluslararası mahkemeler, uluslararası hakem kurumları var. Orada geçerli olan Anglo Sakson Hukuku.
Türkiye’de maalesef bu eğitim hiç verilmiyor. Biz iki şey yaptık. Hukuk eğitimimiz yüzde 30 İngilizce. Türkiye’de yüzde yüz İngilizce yapma şansınız yok. İkincisi ise, Anglo Sakson Hukukunu bir sertifika programı haline getirdik. Hukuk öğrencilerimiz bunu yan dal olarak alabilecekler. Seçmeli derslerini bu gruptan seçtikleri takdirde Anglo Sakson hukukunu da öğrenmiş olacaklar. Bununla ilgili aynı zamanda sertifika sahibi olacaklar. İlk kez Kemerburgaz Üniversitesi mezunları uluslararası arenada güçlük çekmeyecekler. 

Burs olanakları nedir?
Köln programının tüm kontenjanı yüzde 50 bursludan oluşuyor. 2 tane tam burslu var. 13’ü yüzde 50 burslu. Zaten toplamda 15 öğrenci kabul ediyoruz. Ayrıca öğrenciler Almanya’da hukuk okuyabilecek seviyeye (B2) iyi bir Almanca dilbilgisine sahipse onlara ek bir yüzde 25 daha burs imkanı sağlıyoruz.

‘ DENEYİMLİ MEZUNLAR VERECEĞİZ’
Co-Op PROJESİ( Co-Operative Education);
Öğrencileri eğitimleri sırasında iş hayatıyla buluşturmak amacıyla, staj programlarına alternatif olarak çıkmış bir eğitim programı.  Amerika’da bu program çok tercih ediliyor. Çünkü o eğitimi almış birinin işi adeta hazır. İnanılmaz bir iş tecrübesiyle mezun oluyor. İş yeri için de avantajlı, çünkü hazır yetişmiş eleman alıyor. Öğrenciyken eğitmiş, ona bütün iş deneyimini kazandırmış, nasıl birisi olduğunu da biliyor, kuşkusu yok, o yüzden çok revaçta, çok tutulan bir program.

MEZUN OLDUĞUNDA İŞİN GARANTİ!
Önceliği kendi holdingimizin (Altınbaş Holding) firmalarına verdik. Bütün Takı Tasarım öğrencilerimiz 3. sınıftan sonra haftanın 2-3 gününü Altınbaş Holding bünyesinde Onsa İstanbul Mücevher fabrikasında geçirecekler. Tasarım derslerini orada görecekler. Fabrikada takı tasarım atölyesi kuruyoruz. Hocalarımız öğrencilere öğlene kadar ders verecek, öğleden sonra çocuklar orada bilfiil tasarım sürecinde yer alacaklar. O fabrikanın çalışanları da onlara ders verecek. Holdingimiz bu bölümde okuyanlara mezuniyetlerinde yüzde 50 iş garantisi sözü var. Başarılı olanlar mezun oldukları gün işe alınmış olacaklar. Öğrenciler doğrudan sektörün içinde yetişecekler. 

Diğer Holding şirketlerimizde de farklı modeller üzerinde anlaşmalar yaptık. Örneğin bizim İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi içerisinde Uluslararası Lojistik Yönetimi ve Uluslararası Ticaret programlarımız var. Doğrudan Lojistik ve Uluslararası Ticaret üzerine çalışan şirketlerimiz bu bölüm öğrencilerimizin bir kısmı sözünü ettiğim Co-Op programına alacaklar. Bu öğrenciler 6 ay süreyle üniversiteyebelki haftada bir gün gelecekler; geri kalan sürede firmada çalışacaklar. Bilfiil oranın personeli gibi olacaklar. Belli bir ücret de alacaklar.

ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ UZAMADAN İŞ DENEYİMİ 
Türkiye’de bu programı oturtturmak için 4 yıllık eğitim süresini uzatmayacağız. Çünkü Türkiye’de bu bilinç çok gelişmedi. Gençlerimizde bir an evvel diplomamı alıp çıkayım, okul uzamasın düşüncesi var. Diplomayı alıp 6 ay işsiz kalıp beklemektense, bu şekilde anında iş olanağı yaratan eğitim tarzı daha güzel ama zamanla bu bilinç oluşacaktır. Bu yüzden okulu uzatmayan bir formül geliştiriyoruz. Bir dönem boyunca haftanın 4 günü firmada, 1 günü burada olacak şekilde derslerini almalarını sağlayacağız. Bu firmalara İşletme ve İktisat eğitimi gören öğrenciler de katılabilecekler.
Co-Op, İdari bilimlerde, Sosyal Bilimlerde ve Mühendislikte uygulama alanı buluyor. Sırada Mühendislik var. Önceliği Holding şirketlerimize verdik ama tabi onlarla sınırlı değil. Amerika’da 3 bin 500 firmayla Co-Op anlaşması olan üniversite var. İçlerinde Amerika dışında olan firmalarda var. Yani çok yoğun uygulama alanı buluyor. Bizde firmaların en çok şikayet ettiği konu işe aldığı personelin iş bilmiyor olması. Üniversite, öncelikle teorik bilgiyi vermek durumunda ama bu tür işbirlikleri pratik açığı da kapatmayı sağlıyor.

ECZACILIK EĞİTİMİNDE BATI AVRUPA MODELİ
Eczacılık alanında çok yeni trendler var. Batı dünyasında Eczacılık eğitimi almış biri hekim yardımcısı olarak adlandırılıyor. Amerika’da ilacı veren kişi doktor değil, doktorla beraber dolaşan eczacı ilaç veriyor. Doktor teşhisini koyuyor, ameliyatını yapıyor. Tedavi kısmını eczacı üstleniyor. Buna ‘klinik eczacı’ deniyor. Batıdaki hastanelerde çok yüksek sayıda eczacı çalışmak zorunda. Hastanın bütün takip ve tedavisi eczacının üzerinde. İlaçlar ayrıca bir uzmanlık konusu; bu yüzden Amerika’da eğitim bu şekilde yapılıyor. Biz de eğitimimizi ona göre şekillendiriyoruz. Türkiye’de bir yasa çıktı ve 1923’den itibaren bütün hastaneler klinik eczacı çalıştırmak mecburiyetinde. Eğitimimizi ona göre kurguladık; eczane eczacısından çok klinik eczacı yetiştirmek üzere bir eğitim vereceğiz. Eczacılık öğrencileri hekiminkine yakın bir eğitim alacaklar. Bunun için Amerika’da Colorado Üniversitesiyle bir iş birliği anlaşması imzalamak üzereyiz. Onlardan hasta odaklı eğitim üzerine veri transferi sağlıyoruz. Önümüzdeki sene buraya gelecekler ve bizim hocalarımızı eğitecekler. Bu anlamda öğrencilerimizi Tıp eğitimine benzer bir eczacılık eğitimiyle buluşturacağız ve mezunlarımız tedavi konusunda, ilaç kullanımı konusunda donanımlı çıkacaklar.

TIP ÖĞRENCİLERİNE DONANIMLI LABORATUVARLAR
Tıp Fakültemizde Bahçelievler Medical Park Hastanesi ile anlaşmamız var. Gelecek seneden itibaren öğrencilerimiz hastaneye gidip gelmeye, doğrudan hasta başında eğitim almaya başlayacaklar. 
Çok iyi laboratuvarlar kurduk, tamamen yurt dışından laboratuvar donanımları getirttik. Bu anlamda ciddi yatırımlarımız oldu. Laboratuvar kurma konusunda hiçbir kısıtlamamız yok. Araştırmaya çok önem veriyoruz. Şu anda 14-15 TÜBİTAK projesi yürütüyoruz.  Araştırmaya çok yatkın, kuvvetli bir genç kadromuz var. Onları bu konuda çok teşvik ediyoruz.

Kemerburgaz Üniversitesi'nin burs olanakları nelerdir?
Programlarımızın yüzde 88’inde bir kademe burs var. Hiç burssuz aldığımız toplam yüzde 12. Çok büyük bir grup ya yüzde 50 burslu ya da yüzde 75 burs alıyor. Eğitim programlarına göre burs oranları da değişiyor. Arz talep dengesine göre bu oranları belirliyoruz. 

Yurt olanağı var mı?
 400 öğrenci kapasiteli bir yurt yaptırıyoruz, ekim ayında açılmış olacak. Yabancı öğrenci almak için yurt önemliydi. 2 kişilik,3 kişilik, tek kişilik odalarımız olacak. Kız, erkek yan yana iki blok halinde yapılıyor. Kızların kapasitesi erkek öğrencilere göre daha çok, çünkü kız öğrencilerin yurt talebi daha fazla. 

Eğitime yaklaşımınız nedir? Sizce Türkiye’nin son dönemde en büyük eğitim açığı nedir?

‘ARAÇ AMACA DÖNÜŞTÜ ORTAÖĞRETİM BİTTİ’

Türkiye’de yükseköğretim başarılı ancak ortaöğretimi başarılı bulmuyorum. Asıl problemimiz ilk ve ortaöğretimde. Üniversite sınavı bir araç olarak tasarımlandı ama bütün ortaöğretimi yok eden bir amaca dönüştü. Bütün ortaöğretim eğitiminin amacı bir sınavı geçmek. Başka hiçbir amacı yok. O sınavı geçmek üzerine inşa edilmiş bir ortaöğretim sisteminde maalesef hiçbir şey öğretemeden mezun veriyor. Bugün lise mezunlarımızın büyük bir oranı hiçbir şey bilmiyor. Hiçbir kültürü yok, tarih bilmiyor, coğrafya bilmiyor, fiziği matematiği de geçtim, hiç olmazsa biraz genel kültür olsun, o da yok. Yabancı dil hiç yok. Dünyada ne olmuş, ne bitmiş bilmiyor. 

Türkiye ortaöğretimde yabancı dil öğretemiyor, son vagon üniversite. Oraya atlayabilen kör topal bir şeyler öğreniyor. Bu yüzden dil bilmeyen bir çoğunluk var. 19-20 yaşında dil öğretmek, hele de bir senede öğretmek çok zor. Birçok üniversite bunu yapmaya çalışıyor, çünkü bu ülkenin yabancı dil bilen insana ihtiyacı var. Biz hem dünyaya açılalım, dışarıyla iş yapalım, dünya çapında etkin olalım diyoruz, ondan sonra da bir üniversite sınavı uğruna ortaöğretimi heba ediyoruz, dil de öğretemiyoruz. Türkçe bir felaket. Bırakın lise mezunlarını eğitimli dediğimiz kitlede bile Türkçe yok. 

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım ÜÇTUĞ, üniversite tercih döneminde gençlere önemli tavsiyelerde bulundu.

İŞTE TERCİH DÖNEMİNDE ÖNEMLİ İPUÇLARI VE ALTIN DEĞERİNDE TAVSİYELER


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)