adscode
adscode

'Üniversite Harçları Kaldırılmalıdır'

HARÇLARI KALDIRMAK YETMEZ, ÜNİVERSİTELER DEMOKRATİK BİLİM ÖZGÜR OLMALIDIR!

'Üniversite Harçları Kaldırılmalıdır'
Genç Blog

 

Eğitim Sen kurulduğu günden bu yana ardılı olan örgütlerin yaptığı gibi parasız eğitim ve üniversite için her alanda büyük mücadeleler yürütmüştür. Gerçekleştirdiği bütün akademik toplantılarında harçların kaldırılmasını, beslenme, barınma ve burs sorunlarının doğrudan kamu eliyle karşılanmasını sürekli gündem yapmıştır. Harçlar 12 Eylül düzenin uyguladığı piyasacı, liberal ekonomik programın bir parçası olarak üniversitelerde başlattığı bir uygulamadır.1990’lı yıllar üniversite gençliğinin harçlara karşı yürüttükleri eylemlerin tepe noktasına ulaştığı yıllardır. Bu anlamda üniversitelerin, özerk, parasız ve demokratik, bilimin özgür olmasını savunan sendikamız üniversite öğrenci gençliğinin harçlara karşı verdiği haklı mücadelede hep onlarla omuz omuza vererek yan yana yürümüştür.

 

Öğrenci katılım payı adı altında eğitim ve bilim alanında başlatılan katkı payları öğrenci velilerinin bütçelerine önemli yük oluşturmaktadır. Üniversite harçlarına üç yıldan bu yana zam yapılmamaktadır. Üniversite harçlarına zam yapılmamış olması Türkiye’de üniversitede okumanın çok maliyetli olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Üniversiteye ulaşabilmenin zorluklarının yanına birde üniversiteye başlama ve okumanın zorlukları eklendiğinde ortaya çıkan parasal giderler, geliri olmayanların, dar ve orta gelire sahip grupların bütçesini zorlamaktadır. Özellikle 2.öğretim katkı payları cari maliyetlerin yarısına ortak olunması nedeniyle oldukça yüksektir. Tıp, Dişçilik, Eczacılık ve Veterinerlik dışında 2 yıllık ön lisans ve 4 yıllık lisans programlarının tamamında 2.öğretim uygulanmaktadır.

 

Üniversite Öğrenim Harçları Kaldırılsın mı?

 

Türkiye’de son yıllarda üniversitede okuyan öğrenci başına yapılan kamu harcamalarında ciddi artışlar sağlamıştır. Buna rağmen, üniversite ve üniversite okuyan öğrenci sayısındaki artışlardan dolayı gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin GSMH‘dan yükseköğretime ayırdıkları paylar sıralamasındaki en altlarda bulunma yeri değişmemektedir. Üniversitede öğrenci başına, tıp, konservatuar, dişçilik, eczacılık, veterinerlik ve sivil havacılık programlarında 2012 bütçe verilerine göre ortalama 6800TL(3800$) harcama yapılmaktadır. Öğrencilerden söz konusu programlar için 470TL katkı payı alınmaktadır. Diğer 2 ve 4 yıllık programlarda öğrenci başına 1550TL(850$) harcama yapılmakta,300TL(170$) katkı alınmaktadır. İkinci öğretimde ise konservatuar, havacılık programlarında öğrenci başına 4500TL(2500$) harcama yapılırken öğrencilerden aynı oranda katkı alınmaktadır. Diğer ön lisans ve lisans programlarının 2.öğretim programlarında 1400(800$) harcama yapılırken, öğrenciler aynı maliyet üzerinden katılım payı ödemektedir.

 

Açıklanan rakamlara göre üniversitede bir yılda öğrencilerden 1,1 milyar katkı payı(Harç) toplanmaktadır. Öğrenci ve velileri tarafında aynı zamanda “haraç” olarak adlandırılan uygulamada yeni bir evreye gelinmiş bulunulmaktadır. Başbakanın kamuoyuna yansıyan açıklamalarına göre Eylül ayından itibaren harçları kaldırılacaktır. Kuşkusuz bu önemli bir gelişmedir. Ayrıca bu konuda gecikmelide olsa adım atılmış olması sevindiricidir. Böylece üniversitelerde büyük tartışmalara ve kavgalara neden olmuş ve yıllardır uygulanmakta olan bir yanlış uygulama yürürlükten kalkmış olacaktır Azımsanmayacak oranda olduğunu tahmin ettiğimiz, hem okumak hem de çalışmak zorunda kalan ve zamanla maddi nedenlerle okumaktan vazgeçen gençlerin bu destekle birlikte üniversiteyi bitirmelerine olanak sağlanacaktır. Bu yaklaşım bir bakıma üniversite kontenjanlarının dolmasını etkileyen bir sonuç doğuracaktır. Düzenleme toplumda yaşanan sosyal adaletsizliklerin üniversite ayağında asgari düzeyde de olsa eşitleyici bir işlev görecektir. Harçların kaldırılması olayına “sosyal hak, sosyal destek” kavramsallaştırması ve algısı üzerinden yaklaşılmalıdır.

 

Karar alıcıların 2014’te yapılacak seçimlerle ilgili bir takım siyasal hesaplarının bulunup bulunmadığı, Türkiye’ye özgü popülizme ve pragmatizme içkin siyaset yapma modeline uygun bir karar alma süreci işletilmiş olmasına takılıp kalmadan doğuracağı sonuçlara odaklanmanın doğru olacağını düşünüyorum. Piyasayı kutsayan, tüm kamusal hizmetlere ticarileştirme mantığı ile bakan programın duvarlarından bir tuğlanın alınmasının önemli olduğuna inanıyorum. Elbette ki kapitalist küreselleşmenin neo liberal politikalarının en üst düzeyde uygulandığı bir dönemde böyle bir karar alınmış olması kafalarda pek çok sorunun oluşmasına neden olmaktadır. Kim bilir belki de kararın alınmasında kapitalizmin anayurtları başta olmak üzere pek çok ülkede yaşanan krizlere tepkilerin sokak ayağına gençliğin öncülük etmesinin yarattığı iklimin yağmur yüklü bulutlarının ülkemizi sarmasının etkisi de olabilir. Hangi gerekçeye dayalı olursa olsun alınan kararı bir kazanım olarak görmeliyiz.

*****

 

 Karar aynı zamanda üniversitelerde yaşanan gerilimin azalmasına da büyük katkıda bulunacaktır. Yönetsel kadrolarla öğrenciler arasında yaşanan çatışma ve iletişim kopukluluklarının bitmesinde olumlu etkisi olacaktır. Karar, üniversitelerin özerk, demokratik, bilimin her türlü müdahaleden uzak özgürce yapılabilmesini savunanların zeminini güçlendirecektir. Bu kararın ardından, toplanan harçlar oranında üniversitelere bütçe aktarılmalıdır. Burs oranları yükseltilmeli, yemek, yurt, kantin ve diğer sosyal amaçlı hizmetlerin ücretlerinde de indirime gidilmelidir.

 

 Şimdi geriye bakarak “Harçlara Hayır” diyen ve onlarca yıl cezalara çarptırılan gençlere teşekkür etmek ve onlardan özür dilemek gerektiğini düşünüyorum. Aradan on yıllar geçse de böyle bir sonuca ulaşılmış olmasında onların ve sonraki yıllarda bu uğurda bedel ödeyenlerin önemli katkısı bulunmaktadır. Eylül ayında üniversitelerin açılmasıyla birlikte kararı yıllardır verdiğimiz mücadelenin bir kazanımı olarak görüp en geniş katılımlı etkinliklerle kutlamalıyız.

 

Toparlayacak olursak, önümüzdeki aylar 2547 sayılı üniversite yasası ülkenin gündemine getirilecektir. Biz nasıl bir üniversite istiyoruz? Sorusuna yanıt ararken ve tartışırken aynı zamanda özgün örgütlenmeler oluşturarak taraf olduğumuzu göstermeliyiz. Evet, üniversitelerin, parasız, özerk ve demokratik olması, bilimin her türlü baskılardan arınmış özgürce yapılabilmesinin sağlanması için, şimdi sorunun muhataplarının bir arada durma “üniversiteler bizimle özgürleşecek” söylemini daha gür sesle haykırma zamanı olduğunu belirtmek istiyorum.

 

                                     23.07.2012 ALAADDİN DİNÇER/EĞİTİMCİ

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)