adscode
adscode

Yeni atanan öğretmenler oryantasyon eğitimi alacaklar

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 24 TV'de canlı yayımlanan Özel Röportaj Programı'nın konuğu oldu.

Yeni atanan öğretmenler oryantasyon eğitimi alacaklar
Eğitim

Bakan Avcı'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

"Ülkemizin birlik, beraberlik içinde yeni bir döneme gireceğini ümit ediyorum"
"Ben öncelikle terörle mücadelede hayatını kaybeden bütün güvenlik güçlerimize, askerlerimize, polislerimize, korucularımıza, emniyet mensuplarımıza, jandarmalarımıza ve sivil vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
Şimdi aslında bunların böyle bu kadar senkronize olması tabi sebepsiz değil. Yani bu seçimin bir kader seçimi olduğu, Türkiye'nin bu seçimden istikrarlı bir hükümetle çıkmasının ne kadar önemli olduğunu artık herkes biliyor. Dolayısıyla, terör olaylarının bu kadar tırmandırılmak istenmesinin arkasında bunun da etkisini olabileceğini herkes söylüyor zaten.

Ama Türkiye bu badireyi inşallah atlatacak.Zaten şu anda özellikle bölücü terör örgütüne yönelik sürdürülen mücadele, son 30 yıllık mücadele tarihinin belki de en kapsamlı ve doğrusu bütün ilgili devlet birimlerinin en uyumlu eşgüdüm içerisinde çalıştıkları bir mücadele. Dolayısıyla, ben bu defa buradan çok kesin sonuçlar alınacağını ve Türkiye'nin bu belayı da inşallah def edeceğini ve ülkemizin tekrar birlik içinde, beraberlik içinde yeni bir döneme gireceğini ümit ediyorum.

Yalnız burada terörle mücadelede özellikle bugünlerde çok gündeme geldiği için bir hususu vurgulamakta yarar var. Bu mücadele sırasında her bilginin zamanlı-zamansız her yerde uluorta paylaşılmasını beklemek doğru bir yaklaşım değil. Terörle mücadelenin bir istihbarat boyutu var ve istihbarat adı üzerinde örtülü yürümesi gereken faaliyetler. Dolayısıyla, istihbarat birimlerimizin nerede ne zaman neye ulaştığı, neye ulaşmadığı, ne tür çalışmalar yaptığı, bütün bunların günü gününe kamuoyuyla paylaşılmasını beklemek yanlış olur. Hele hele bunların paylaşılmamasını, terörle mücadelenin ayrılmaz bir parçası olan bu çalışmaların ayrıntılarının kamuoyuyla uluorta paylaşılmamasını bir siyasi polemik konusu yapmak da doğru yakışıksız bir davranış. Ama kamuoyu bütün bunları, yani Hükümetin ve ilgili birimlerin bu konuda yaptığı çalışmalarla bilgi paylaşımı konusunda sürdürdüğü politikayı ben genel kamuoyunun en azından sağduyuyla değerlendiğinden eminim.

Evet. Dolayısıyla, mücadeleye darbe vuracak, mücadeleyi zaafa uğratacak bu tür şeylerden herkesin kaçınması gerekir, özellikle siyasetçilerin bu konuda daha duyarlı olması gerekir."

26 bin öğretmenin tamamı görevlerinin başında
"Biz son atamalarımızda 37 bin yeni öğretmenimizin yüzde 70'ini, 26 binini bu bölgedeki 29 ilimizde görevlendirdik ve 26 bin öğretmenimizin tamamı, görevlerinin başındalar. Tamamı derken, 40 öğretmenimiz meşru mazeretleri sebebiyle...
İzmir'e gönderdiğimiz öğretmenlerin içinde de buna benzer göreve başlamayanlar olabiliyor. Bunlar genellikle erkek öğretmen adaylarımız için askerlik sorunu vesaire olabiliyor. Kadın öğretmen adaylarımızın bazılarının işte bakmakla yükümlü oldukları aile yakınları olabiliyor veya herhangi bir sağlık nedeniyle. Meşru bir mazeret sebebiyle başlamayanlar dışında 26 binin tamamı bölgede görevlerinin başındalar.
Ben hepsine ayrıca çok teşekkür ediyorum bu öğretmenlerimize, başarılar diliyorum, hepsinin gözlerinden öpüyorum."

Şubat ayında 30 bin civarında öğretmen ataması yapılacak
"Şubat ayında atama yapacağız inşallah. Şimdi ben bu yapılan düzenlemeleri anlattıkça zaman zaman belli bir medya grubundan, bir dezenformasyon ve karalama kampanyasını üstlenmiş olan belli bir medya grubundan ve onun destekçilerinden, efendim, yine eğitim alt-üst oldu, her şey tepe taklak oldu, atama takvimi değişti vesaire gibi her düzenlemenin eğitimde bir yeni değişiklik anlamına geldiği tezviratı yapılıyor, Şubat atamaları da buna maruz kalıyor, ama ben kısaca manzarayı özetleyeyim.
Şubat ayında, evet, atama yapacağız, yaklaşık 30 bin civarında bir atama öngörülüyor, ama bu bildiğiniz gibi Bütçe Kanunuyla ihdas edilen kadrolar üzerinden yapılıyor. Dolayısıyla, Meclis açıldığı zaman Bütçe Kanunu hazırlanırken bu ölçekte bir çalışma için siyasi irade oluşmuş durumda, bizzat Sayın Başbakan da açıkladı zaten, muhtelif yerlerdeki mitinglerinde açıkladı. Dolayısıyla, 30 bin civarında bir atamayı inşallah Şubat ayında gerçekleştireceğiz.
Burada yeni olan, eskiden, yani son atamamız da dahil olmak üzere biz atamalarımız yapar yapmaz 15 gün içinde kuralar çekildikten sonra aday öğretmenlerimiz görev yerlerine gidiyorlardı."

Yeni atanan öğretmenler oryantasyon eğitimi alacaklar
"Yeni atanan öğretmenler Şubat ayında atandıkları yerler belli olduktan sonra, kuralar çekildikten sonra, hemen atandıkları illere gitmeyecekler. Ne olacak? Kendi tercihlerine bağlı olarak ya bulundukları ilde, ya üniversiteyi bitirdikleri ilde veya atandıkları ilde, o da olabilir, kendi tercihlerine bağlı olarak ikinci sömestr boyunca, yani Mart, Nisan, Mayıs, Haziran aylarında hizmet içi eğitim veya bir oryantasyon eğitimine alınacaklar.

Her yeni başlayan öğretmenimize bir danışman öğretmen atayacağız. Bu danışman öğretmenlerimizi şimdi tespit etmeye başladık. Bunlar meslekte belli bir yılı doldurmuş, 10 yıl ve üzeri çalışmış, tecrübeli, bir genç öğretmene yol gösterebilecek donanıma sahip öğretmenlerimizden, yeni atanan öğretmenlerimize birer danışman öğretmen atayacağız. Yeni başlayan öğretmenlerimiz danışman öğretmenlerin nezaretinde, onlarla birlikte, il milî eğitim müdürlükleriyle birlikte yapılan programlar çerçevesinde değişik okul türlerinde dersleri izleyecekler. Yani sınıf öğretmeni olabilir atanan öğretmenimiz, matematik öğretmeni olabilir, İngilizce öğretmeni olabilir, sadece kendi dersiyle ilgili değil ve sadece kendi atandığı okul türüyle de ilgili değil, ilkokul öğretmeni de olsa, ortaokul matematik öğretmeni de olsa, lise fizik öğretmeni de olsa değişik okul türlerinde, ilkokulda, ortaokulda, imam hatip ortaokulunda, fen lisesinde, sosyal bilimler lisesinde, Anadolu lisesinde, Anadolu meslek lisesinde belli derslere girecek, sadece kendi branşıyla ilgili dersler değil, değişik yine tecrübeli, birikimli öğretmenlerimizin derslerine girerek onların derslerini izleyecekler. Ayrıca, öğretmenler odasında diğer öğretmenlerle, yani il müdürlerimizin yanında bir-iki gün bulunacaklar, il müdürü ne iş yapıyor, nasıl yapıyor, ilçe müdürlerinin, şube müdürlerinin yanında, maarif müfettişlerinin yanında bulunacaklar."

Öğretmenlerimiz atandıkları yörelerin kültürlerini öğrenecekler
"Özellikle doğuya, güneydoğuya atanmış olan öğretmenlerimiz gittikleri il, ilçe, köylerdeki öğrencilerin eğer farklıysa anadillerini, kültürlerini öğrenecekler. Yani yaz tatilindeki meslek içi eğitimlerde, diyelim ki Batman'da bir köye tayin olmuş, orada biliyoruz ki ana dili Türkçe olmayan çocuklarımızla karşılaşacak, onlarla, aileleriyle, velilerle, çevreyle rahat iletişim kurabileceği temel bazı cümleleri biliyor olarak onları göndereceğiz. Bu dil Zazaki'de olabilir Kırmanci'de... Bu durum sadece dille ilgili de değil, yani Eskişehir'e gelecek aday öğretmen de Eskişehir'in kendi yerel koşulları, yerel geleneği, göreneğini, Yozgat'a gidecekse oranın yerel koşullarını ve kültürünü öğrenecek. Yani diyelim hanım öğretmenlerimiz, genç kız öğretmenlerimiz bir kına gecesine gittikleri zaman orada nasıl davranmaları gerektiğini, bir sıra gecesine katılan bir erkek öğretmenimiz orada nasıl davranılması gerektiğini, taziyeye katıldıkları zaman ne tür kurallara riayet etmeleri gerektiğini bilerek gidecekler. "

Öğretmenlerimizin saygınlığı bakımından önemli
"Kanaat önderi, gittiği yerin geleneğini, göreneğini, dilini, adetini, örfünü bilirse toplumla daha rahat kaynaşır, velilerle daha rahat iletişim kurar, öğrencileriyle daha rahat iletişime geçer. Böylece eğitiminin kalitesinin yükselmesine katkıda bulunur. Öğretmenimizin saygınlığı bakımından da bunlar gerekli olan düzenlemeler."

Dershane dönüşüm sürecinde her şey yolunda
"Bizim açımızdan her şey yolunda, dershane dönüşümü bakımından da yolunda. Ama buradan buraya geçmeniz sebepsiz değil, özellikle bu tür tezvirat Millî Eğitim Bakanlığı'na yönelik dezenformasyon ve karalama kampanyası dershanelerin dönüşüm süreciyle de başladı ve hız kazandı. Çünkü bu süreçte hem dershaneler üzerinden, hem bandrolsüz yardımcı kitap adı altında pazarlanan kitaplar üzerinden büyük bir vurgun vardı. Yani insanlar çiftini, çubuğunu, evini, arabasını satarak çocuklarını dershaneye göndereceğim diye perişan ediliyorlardı ve bizim tahminlerimize göre bu piyasada dershane artı bandrolsüz yardımcı kitap adı altında yapılan soygunun boyutları 15 milyarı buluyordu. Burada bu tezgaha büyük bir darbe vurulmuş oldu."

304 bin 435 etkileşimli tahta kuruldu
"FATİH Projesi kapsamında bugüne kadar, 304 bin 435 etkileşimli tahta kurulumu tamamlandı ve şu anda günlük 1000'le, 1500 arasında tahta ve altyapı yatırım devam ediyor. 1 milyon 437 bin tablet bilgisayar dağıtıldı, 41 bin 996 çok fonksiyonlu network yazıcı okullarımızda şu anda faal hale getirildi. Okullarımızda 442 bin 915 uç internet bağlantı noktası kurulumu tamamlandı. Bu bağlantılar geniş bant internet hizmeti verilmesini sağlıyorlar."

"FATİH Projesi sadece bir donanım projesi değil, aynı zamanda içerik projesi"
EBA (Eğitim Bilişim Ağı) bizim FATİH Projesinin içerik sağlayıcısı. Dünyanın en büyük eğitim portalıdır, içinde 150 binin üzerinde yardımcı ders materyali vardır. Burada bütün yardımcı ders kitapları, testler, ödev örnekleri, ders sunumları video ders sunumları, yazılı ve görsel malzemeler şimdi video ders sunumları mevcut. Örneğin bir öğrenci herhangi bir derste ilgili dersi kaçırdı. EBA'ya girdiği takdirde, o konuda en az 3-4 tane başka öğretmen tarafından anlatılmış dersler var. Öğrencilerimiz bu hizmete 24 saat ücretsiz olarak ulaşabilirler. İstedikleri her yerden bağlanabilirler. EBA'nın içerisinde 21 binin üzerinde test malzemesi var. Öğretmenlerimiz bunlara sürekli olarak kendi yaptıkları sınavlardan sorular yüklüyor. Önümüzdeki 1-2 ay içerisinde bunun sayısı 60 bine çıkacak. Dolayısıyla, hiçbir öğrencimizin yardımcı ders kitabına ayrıca para vererek yardımcı ders kitabı almasına gerek yok. Öğretmenlerimiz buradan istedikleri bütün yardımcı ders materyalini sınav sorularına varıncaya kadar indirebilirler. Herhangi bir öğrenciyi burada deneme sınavına tabi tutabilirler tek tekte yapabilirler, sınıf halinde de yapabilirler. EBA, şu haliyle gittikçe genişliyor, öğretmenlerimizin katkılarıyla genişliyor."

4 milyon 306 bin 858 öğrencimiz ücretsiz takviye kurslarından yararlanıyor
"Evet, bir de tabii bizim bunu tamamlayan okullarda hafta sonları açtığımız yetiştirme ve destekleme kursları, takviye kursu dediğimiz kurslarımız var. Burada 10 öğrenci herhangi bir dersten kurs almak istediği takdirde yine EBA üzerinden e-kursa girdikleri zaman oraya müracaat edebiliyorlar. Orada öğrencilerimiz hangi konularda hangi derslerden takviye kursu almak istiyorlarsa orada var liste, öğretmenlerimiz var, oradan öğretmen seçebiliyorlar, okulların adresleri var, hangi okulda hangi öğretmen hangi derste takviye dersi veriyor; orada onların listesi var EBA'da. Öğrencimiz EBA'ya girip e-kurs üzerinden girdiği takdirde diyelim ki matematik dersini kendi sınıfında çok iyi öğrenemediğini düşünüyor ve duymuş ki filanca öğretmenimizin dersi bu konuda çok iyi, işte oradan e-kurs'tan girip o öğretmenin kursuna kaydoluyorlar. Şu anda 4 milyon 306 bin 858 öğrencimiz ücretsiz takviye kurslarından yararlanıyorlar. Ücretsiz diye özellikle vurguluyorum, çünkü bazı duyumlar alıyorum; bazı yerlerde işte yardımcı ders kitabı parası adı altında falan bu takviye kurslarına gelen öğrencilerimizden para talep edildiğine dair bazı duyumlar geliyor. Buradan bir kere daha, zaten okul yöneticilerimizi, il müdürlüklerimizi bu konuda uyardık, ama buradan da velilerimiz de bilsinler; bütün takviye kurslarının verildiği dersliklerde etkileşimli tahtalarımız var zaten, dolayısıyla EBA'ya oradan girilebiliyor. Bütün öğretmenlerimiz bu takviye kurslarında EBA üzerinden istedikleri yardımcı ders materyalini indirip öğrencileriyle paylaşabiliyorlar. "

Dershaneden dönüşecek kurumlara çeşitli alternatifler sunduk
"En son 1 Eylül 2015'e kadar dönüşüme müracaatlar devam etti, 12 dershane okul öncesi programı, 16 dershane ilkokula, 211 dershane ortaokula, 5 dershane Anadolu lisesine, 1222 dershane de temel liseye dönüştü. Ayrıca, 371 kurumun da özel öğretim kursuna dönüşümüne ilişkin iş ve işlemler devam ediyor.

Biz biliyorsunuz dershaneden dönüşecek kurumlara çeşitli alternatifler sunduk. İster anaokuluna dönüşün, ister ilkokula dönüşün, ister ortaokul, ister lise, ister temel lise, ister özel öğretim kursu. Özel öğretim kursu da, yine her öğrencinin ihtiyaç duyduğu branşlarda kurs alabileceği kurumlar, bunlar Millî Eğitim Bakanlığı'ndan onaylı özel öğretim kursları. Bunları da yine öğrencilerimiz e-okuldan ve EBA'dan devam edebilirler.

Özel okul öğrenci sayımız 1 milyonu aştı
"Özel okul öğrenci sayılarımız bu yıl itibarıyla bu eğitim-öğretim yılında 1milyon 102.880 bin. 2002-2003 öğretim yılında, yani biz göreve başladığımızda bu sayı 222 bindi. Yani bu 13 yılda özel okul öğrenci sayımız tam 5 katın üzerinde arttı, 222 binden 1 milyon 102 bine çıktık. Geçen yıl 778 bindi, dolayısıyla sadece geçen yıldan bu yana dershane dönüşüm süreciyle birlikte özel okullaşma yüzde 41,71 oldu. Nedir? Bunu bir kere daha vurgulamakta yarar var."

Sınavlarda birtakım 'abiler'in rüyalarında gördüğü sorular sorulmuyor
"Dershane dediğimiz süreç yine özel bir girişimdi, ama durduğu yerde patinaj yapan ve veliyi okul dışında ayrıca ciddi masrafa sokan ve sadece test teknikleriyle birtakım sınavlara hazırlayan. Biz sınavları da dönüştürdük. Sınavları sadece dershanelerde edinilen test teknikleriyle yapılabilir sınavlar olmaktan çıkardık. İşte eğitim... Bağırmalarının bir sebebi de bu, çünkü artık çocuklar okula geliyorsa, sınıfa geliyorsa, dersi dinliyorsa, bizim sınavlarımızda sorulan sorular kazanımlara ilişkin, yani çocuğun okulda öğrendiği. Yani artık sınavlarda birtakım abilerin rüyalarında gördüğü sorular sorulmuyor, çocukların sınıfta öğrendikleri soruluyor. Onun için dershane dönüşümünden bu kadar bazıları, bütün dershanecileri de, dershane sektörünü... Zaten dershane sektöründe iyi niyetle eğitimci olarak yaklaşanlar dönüştüler zaten. Ve bu dönüşüm sürecinde bizimle gerçekten çok uyumlu bir işbirliği ve verimli bir işbirliği tavrı içinde oldular. Ben hepsine çok teşekkür ediyorum. Sadece belli bir kesim, işte bu rant kesildiği için bu konuda bu tezvirat kampanyasını hala sürdürüyor. Evet ve sosyal adalete de aykırıydı, çünkü dershaneye gidebilen öğrenci sayısı yüzde 15'ti, bir de onu hesap edin."

10 binin üzerinde öğrencimiz sanayi bölgelerinde mesleki eğitim alıyor
"21 organize sanayi bölgemizde 10 binin üzerinde çocuğumuz bizim 5 yıl önce açtığımız ve öğrenci başına bölümüne göre 4 bin lirayla 6 bin lira arasında destek verdiğimiz, mesleki ve teknik liselerimizde eğitim görüyor. Bu okullarımız çok büyük de rağbet görüyor, sektör de bundan çok memnun. Bunun sayısını en kısa zamanda 100'e çıkarmak istiyoruz."

"Kılıçdaroğlu'ndan danışmanlarını uyarmasını beklerim"
"Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki; biz böyle bir okul açacağız. Açtık biz bunları. Efendim, öğrenciye şunu vereceğiz, bunu vereceğiz, tam gün eğitim. Evet, bizim tam gün projeksiyonlarımızı açıkladık. Bakın ben size tam güne geçilmesiyle ilgili projeksiyonumuzu çok kısa olarak özetleyeyim. Şimdi her derslik başına düşen öğrenci sayısını 34'e düşürürsek Türkiye geneli için söylüyorum, birçok yerde, Anadolu'da aslında biz Türkiye ortalaması olarak 28'in altına düştük, ama özellikle göç alan illerimizde kalabalık sınıflar ortalamayı yükseltiyor.

Anadolu'nun birçok yerinde, mesela ben Bozüyük'teydim, Bozüyük'te okullaşma oranında yüzde 100, ortaokul-liselerde derslik başına düşen öğrenci sayısı 20-22. Dolayısıyla birçok yerde Türkiye idealini zaten yakalamış durumdayız. Ama pek çok yerde de, göç aldığımız yerlerdeözellikle daha yapacak çok işimiz var. Şimdi diyelim ki bir dersin azami 34 öğrenciden oluşması durumunda bizim yaptığımız projeksiyon 34, 30 ve 24'e göre...

Yıllara göre biz bunu planlamışız. 34 için 13 milyar lira harcayacağız önümüzdeki dönemde, 34'ün altına düşüreceğiz, 34 ve altına düşüreceğiz inşallah.
Bu verdiğim rakam sadece fiziki altyapı harcaması için, yani 13 milyar lira daha harcayarak önümüzdeki dönemde 34'e düşürmüş olacağız. 30 ve altına düşürmek için 22 milyar harcamamız lazım. Yani 13 milyarın üzerine 9 daha koyarsak 30'un altına düşürüyoruz. İdeali 24'ün altına düşürmek, 24 ve altına. Toplam bütün Türkiye'deki okullarımızı, göç alan-almayan bütün illerimizi, büyük şehirlerimizi, hepsini hesaplayarak söylüyorum; 24'ün altına düşürmek için 43 milyar liraya ihtiyacımız var. Bunu da senelere yayarak inşallah önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz. Birçok ilimizde zaten dediğim gibi gerçekleşiyor."

Şimdi ben bunları söylediğim zaman, tezviratlar yapıyorlar; efendim Milli Eğitim Bakanlığı'nın stratejik planında, diyelim ben burada 13 milyar lira lazım demişim, orada bunun yapılabilmesi için 16 diyor. Arada zaten birçok şeyi yapmış oluyorsunuz, bir. Bir de, strateji planları 2 yılda bir revize edilmek üzere yapılır. Biz şu anda kendi strateji planımıza bile bazen yetişmekte zorlanıyoruz bazı yaptığımız işlerde. Öngördüğümüz süre 3 yılmış, biz 2 yılda bunu gerçekleştirmişiz.
Dolayısıyla siz niye strateji planına bağlı kalmıyorsunuz? Ya geriye çekiyorsak...Ha onun altına düşersek tamam eleştirilelim, ama daha hızlanmışsak, önüne geçmeyi amaçlamışsak, bunun için bir revizyona gidiyorsak, bu ancak takdir edilmesi gereken bir davranış. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu, bir de çok genel şeyler söylüyor; biz her çocuğumuzun en iyi eğitim almasını isteriz. Kim buna hayır diyebilir. Tabii ki hepimiz her çocuğumuzun mümkün olan en iyi eğitimi almasını isteriz. Her çocuğumuzun sağlık içinde eğitim almasını isteriz. Bunu herkes ister. Yani bu gelen lafların ötesinde yapılanlarla ilgili ciddi, hakikaten bilgiye dayanan bir eleştiri olursa eyvallah onu alırız, varsa bir eksiğimiz-fazlamız onu değerlendiririz. Ama böyle genel ifadelerle Milli Eğitim zehirlenmiş mi diyor? Yani laf mı şimdi bu?

Eğitim zehirlenmiş. Son 13 yıldır!..
Size eğitimi zehir eden, nasıl zehir etmiş? EBA'yı açarak mı zehir etmişiz? Yani EBA ilk başladığında onun içinde teşekkür ediyorum, EBA'yı başlatan Sayın Ömer Dinçer'dir, 2012 yılında başlatmıştır. İlk başlangıcında 212 bindi giriş sayısı; öğretmen ve öğrenci girişi. Şimdi ne kadar biliyor musunuz? Eğitimi zehir ettik. 8 milyon öğrenci öğretmen EBA'dan 24 saat yararlanıyor. Eğitimi nasıl zehir etmişiz? Derslik sayısını 10 yılda 2'ye katlayarak mı zehir etmişiz? Öğretmen sayısını, şu anda görev yapan, Sayın Kılıçdaroğlu karşılaştığı öğretmene sorsun, her iki öğretmenden bir tanesi bizim dönemimizde atandı. Nasıl zehir etmişiz eğitimi? Ben Sayın Kılıçdaroğlu'na gerçekten eğitim konusunda danışmanlarını uyarmasını beklerim."

"7 Haziran'a göre farklı heyecan olduğunu görüyorum"
"Diğer gittiğim illerle de karşılaştırarak da söylüyorum, dün mesela Bilecik'teydik,ondan önce İstanbul'da, işte Kütahya, yani dolaştığımız illerde gördüğümüz manzara, gerçekten 7 Haziran'a göre farklı bir hareketlilik ve heyecan olduğunu görüyorum. Tabi biz öncelikle gittiğimiz yerlerde AK Parti teşkilatlarıyla yakın ilişkilide olduğumuz için, bu gözlemim özellikle AK Parti için geçerli, yani AK Parti teşkilatlarında 7 Haziran seçimleri öncesine göre çok ciddi bir hareketlenme var.
Daha canlı, daha gayretli. Ha, bunun bir sebebi de, işte 7 Haziran'da bir sonuç ortaya çıktı, herkes gördü... Yani bire-bir bir anket gibi düşünün 7 Haziran seçimlerini...
Evet, en kesin anket, sonuçları yüzde 100 doğru olan bir anket çalışması. Şimdi bunu gördü, biraz daha fazla gayret gösterirsek Türkiye'yi tekrar dirayetli, öngörülebilir, istikrarlı bir AK Parti hükümetine kavuşturabiliriz.
Onun dışında, genel seçmen kitlesinde de doğrusu 7 Haziran sonrası ortaya çıkan durumdan bir memnuniyetsizlik olduğu görülüyor. Mesela AK Parti dışı çevrelerden veya daha önceki seçimlerde AK Parti'ye oy vermiş, ama 7 Haziran'da vermemiş veya 7 Haziran'da diyelim Saadet Partili filan, aslında AK Parti'ye oy verebilecek, yani ikinci parti olarak en azından AK Parti'yi gören ve AK Parti'ye oy vermeye çok yakın olan seçmen kitlesi şöyle bir akıl yürütmeyle demiş ki, ya AK Parti nasıl olsa kazanır 7 Haziran'da, nasıl olsa AK Parti tek başına yine iktidara gelir, ben de hiç olmazsa bir tarafı eleştirel bir oy kullanmış olayım veya AK Parti'yi bir ikaz oyu kullanmış olayım. Böyle oy kullanan eski AK Parti seçmeni, yani bir önceki seçimde oy kullanmış veya AK Parti'ye yakın seçmenlerde böyle bir tavır olmuş 7 Haziran'da, onu da kendileri söylüyorlar zaten. Ya biz böyle olacağını bilseydik biz de AK Parti'ye verirdik. Biz zannettik ki, biz vermesek de AK Parti tek başına... Aynen bu cümleyi kullananlar var, ya biz dozunu kaçırmışız diyenler de var.
Dolayısıyla, ben bu farklı atmosferin Türkiye genelinde de farklı bir sonuca 7 Haziran'a göre istikrarlı bir AK Parti hükümetinin kurulmasına imkan verecek bir yere doğru gittiğini hissediyorum, ama tabi seçim hali belli olmaz. Bunu da ihtiyatla söylüyorum, çünkü işte o biraz önce sözünü ettiğimiz seçmen kitlesi, ya nasıl olsa bunlar tamam gene geliyormuş diye gevşek davranmasınlar, herkes işini sağlama bağlasın. Allah hayırlı neticeler verir inşallah."

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)