Yeni Hafta Güzellikler mi Getirecek Yoksa?..

Nüfusun üçte ikisi, eğitim ile direk içli dışlı olunca sorunlar hiç bitmiyor. Biz sınavlarla uğraşırken, kış geldi kapıya çattı ve pek çok okul hala yakacak sorunu çözülebilmiş değil...

Liselere girişte MİS gelecek dendi ama arkası gelmedi. Muhtemelen bu hafta içerisinde netlik kazanacak. Kazanmalı da, çünkü öğretmeni, öğrencisi, velisi, yayıncısı herkes önünü görmek istiyor.

Üniversiteye girişte ise akıl ve sağduyu mu galip gelecek yoksa ego mu?
Bunu hep birlikte göreceğiz.
YÖK'te azıcık vicdan varsa, yeni sistemi bir kez daha gözden geçirir ve artık kapalı kapılar ardında, sistem yaratmaktan vazgeçer.
Akıl akıl üstünden derler ve herkesin söyleyeceği bir çift sözü vardır. Bu yüzden, bu konulara kafa yoran herkesi dinlemek gerekir.
Bizler bir şekilde görüşlerimizi dile getiriyoruz ama nice değerli öğretmenlerimiz, eğitimcilerimiz var, onlar da mutlaka, en azından dinlenmeli. Belki hiç umulmadık açılımlar getirebilirler...

YÖK, yeni sistemi, ilk açıkladığı şekliyle, hem de bu yıl uygularsa, kendini cadı kazanın içinde bulur ve yıl boyu sınavlarla uğraşmaktan enerjisini tüketir ve diğer projelerine ne zamanı kalır ne de gücü. Bizden hatırlatması!..

Tarih ve Felsefe grubu öğretmenleri kapı önüne konulmaya başlandı. MEB ve YÖK buna seyirci kalamaz! Kalmalı da.
Peki yarın hangi derslere sıra gelecek!
Lise ve üniversitelerde hangi dersler okutulacağına YÖK değil, MEB ve Üniversiteler karar vermelidir. Çünkü onlar sınav odaklı bakmıyorlar. 
En azından bakmamaları gerekir.
Çünkü, sınav odaklı bir eğitimin hiç kimseye yararı olmaz!..

YÖK, yardımcı doçentlik konusunu  da, üniversiteye girişte olduğu gibi, akademik çerçevede değil de talimatlara göre hareket ederek çözmeye kalkarsa, o da ciddi bir tartışma konusu olacaktır.

Yardımcı Doçentlik yani Asistan Profesörük başta ABD olmak üzere pek çok ülkede var ve olması da gerekir...

Keyifli ve bir o kadar da verimli bir hafta dileğiyle..