adscode
adscode

YGS İLE TAMAM MI, DEVAM MI?

YGS sonrası travma ve motivasyon bozuklukları son iki yıldan beri arttı. Öğrenciler YGS sonrasında senenin ilk aylarındaki ders çalışma dinamizmini pek yakalayamıyor.

 YGS İLE TAMAM MI, DEVAM MI?
ÖSYM
Bunun çeşitli sebepleri var; YGS’nin yüksek beklentilerinden dolayı kötü geçmesi, istedikleri puanları alamama endişesi, sınav tecrübesizliğinden kaynaklanan hatalar, YGS’nin çok kolay olduğu kanısının öğretmenleri ve toplum tarafından devamlı deklare edilmesi ama buna karşın sınavda  aşırı zorlanmaları… Vb birçok sebep sayabiliriz.
YGS neden yapılmaktadır? Yapılması ile istenilen hedefler yakalanmışımıdır? Bunlar yoruma açık sorular.
Ben şahsen YGS çıkış gayesini, tüm üniversiteye hazırlanan öğrenicilerin heyecanlarını azaltmak, bunu yaparken de onları fazla zorlamamak ayrıca Meslek Lisesi öğrencilerini Orta okul, lise 9. sınıf müfredatı ile sınırlandırıp bir an önce ve kolayca Üniversiteye  yerleşmelerini  sağlamak olarak  görüyorum.
Ancak ilk başta bu kadar kolay olması gereken ve bu yönde tasarlanan bir sınavın ihtiyaçlara cevap veremez hale gelip, birde hazırlananlar için bir kâbusa ve ters motivasyona sebep olması bu amacı saptırmış oldu.   
Ayrıca devamlı en iyisini isteyen insanoğlu fikrinden yola çıkarak, Meslek Lisesi öğrencilerinin  kendi alanlarındaki sınavsız 2 yıllık Meslek Yüksek okulları ile tatmin olmadıklarını , buna karşın kendi bölümlerindeki daha kariyerli bölüm ve üniversiteleri hedefledikleri için LYS potasına girmeleri ise kaçınılmaz oldu.
Birde alan ve katsayı farklılıklarının kaldırılması ile hareket alanlarının nerdeyse sınırsız hale getirilmesi ve en son YÖK’ün çıkardığı YATAY GEÇİŞLERDE kolaylık gösteren uygulamalarla da  artık bize göre herkes birer LYS adayı oldu çıktı.
Diğer Lise öğrencileri için ise YGS, Meslek liselerinden kalan 2 yıllıklar ile, Polislik ve Özel yetenek sınavları için birer sıçrama tahtası konumundaydı.
Ayrıca tüm bu yukarıda saydıklarımızın dışında YGS ‘nin yerleştirme puanının hesaplanmasında kabaca %40 etkisi olduğu gerçeğinin getirdiği gerginlikte bu sınavı önemli bir sınav hale getirmiş oldu.
Son olarak ta Öğrenciler için bu kadar belirleyici olan YGS’nin uygulama takviminin de tam yıl ortasında olması ve asıl sınavdan 2,5 aylık bir süre önce yapılaması da tüm bunların tuzu biberi olmuştur.
Tüm bunlara bakıldığında YGS’nin planlandığı gibi, öğrenicileri pek  rahatlatmadığını ve işleri de kolaylaştırmadığını görüyoruz.   
Madem sınav sayısını ve stressini azaltmayı hedefliyoruz, o zaman her sene tek sınav, ya da çok sınav ama en yüksek olan sınavın geçerliliği ya da bir şehir efsanesi olan sınavsız yerleştirme gibi değişik alternatifler üzerinde çalışmalıyız.   
Gerçi YÖK ‘ün yol haritasında, aynı M.E. B’in yaptığı TEOG benzeri uygulamalar var ama daha henüz TEOG sonuçlarını görmeden bu tip bir sınav organizasyonlarını onaylamak biraz acelecilik olur.
    Asıl amacımız başarılı, yeteneklerine göre meslek isteyen, bunu yapmış olduğu çalışmalarla kanıtlayan öğrencileri nasıl olurda bu amaçlarına uygun en adaletli seçme fırsatları ile buluşturup geleceklerinde mutlu olmalarını sağlayabiliriz olmalı.  
Hiçbir şekilde hakları yenmemeli. Sınav sistemleri ve puanlamalar hiçbir şekilde suiistimallere açık olmamalıdır.
Bu sınav iskeletinin oluşumundan yalnızca yetkili kurullar değil, eğitimimiz baş aktörü olan öğretmenlerimizde sorumlu ve yetkin olmalıdır.
Çünkü Hak ve adaleti ilk önce onlar sağlayacaklar ve öğrencilerine öğreteceklerdir.
Uzun lafın kısası; YGS sana güle, güle ..


Bilgin PELSİTER
Eğitim Danışmanı
HİLAL TV SINAV DOĞRU PROGRAMI
YAPIMCI-SUNUCU

 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)